Türkiye’de ilk defa SEKA tarafından 1950’lerde üretimine başlanan oluklu mukavva sektörüne 1983 yılında giren Oğuz Ambalaj, ikinci fabrikasını kuruyor. Halen İstanbul-Kıraç’ta 11 bini kapalı 16 bin metrekare alanda üretim yapan şirketin ikinci fabrika için adresi Gebze olacak. Yabancıların ağırlıkta bulunduğu ve rekabetin yoğun olduğu bir sektörde yerli sermaye olarak varlıklarını artırma kararlılığında olduklarını belirten Oğuz Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Başıbüyük, yeni fabrika için 25 milyon Euro’luk bir yatırım yapacaklarını söylüyor. Geçtiğimiz günlerde kurumsal kimliğini de yenileyen şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Başıbüyük’le Oğuz Ambalaj’ı ve sektörü konuştuk.
- Oğuz Ambalaj ne zaman ve nasıl kuruldu?
Şirkketi 1982 yılında babam Nizamettin Başıbüyük kurdu. 1983’te de faaliyete geçti. Bizim asıl mesleğimiz kuyumculuktu. Babam imalat sektöründe bir iş arzusu içindeydi. Benim de üretimle ilgili bir iş içinde olmamı istiyordu. O yüzden oluklu mukavva üretimine karar verildi. İlk üretim yerimiz Güngören’de 800-900 metrekarelik bir alandı. İstanbul Üniversitesi’ndeki eğitimimi tamamladıktan sonra da dümen bana geçti. 1991 yılında Esenyurt-Kıraç’taki arsayı aldık. 1993’te 3 bin metrekare bina yapıp buraya taşındık. Yıllar içinde de sürekli yatırımlar yaparak 11 bin metrekare kapalı toplam 16 bin metrekarelik bir üretim yerine ve 50’si beyaz yakalı toplam 160 çalışana ulaştık.
- Ne kadarlık bir yatırım oldu bugüne kadar?
Sadece mevcut makine parkımızın değeri 15 milyon Euro civarına ulaştı. 2016’da 3 milyon Euro’luk bir makine yatırımı daha gerçekleştireceğiz.
- Genişleme planınız var mı?
Yeni bir fabrika düşüncemiz var. Gebze ve o bölgede düşünüyoruz. Çünkü bu arsada misyonumuzu tamamladık. Yerimiz yok. Şu anda Gebze tarafında arsa bakıyoruz. Yaklaşık 25 milyon Euroluk bir yatırım olacak. Yine oluklu mukavva üreteceğiz. Lojistik ve maliyetler açısından o bölgeyi tercih ettik.
- Yatırımı ne zaman düşünüyorsunuz?
Yapacaksak iki yıl içinde yapmamız lazım.
- Sektörde şu an geldiğiniz nokta ne durumda?
40 bin ton yıllık kurulu kapasitemiz var. Sadece oluklu mukavva üretiyoruz. Kağıt alıp nihai ürün haline getiriyoruz. Ağırlıklı olarak da taşıma ve nakliyede kullanılan taşıma kolileri yapıyoruz. Bu yıl 75 milyon TL ciro ile kapatmayı planlıyoruz. Ciromuzda geçen yıla göre büyüme olmadı. Çünkü geçen yıl hammadde fiyatları yüksekti. Birim fiyatlar düşünce ciro aynı kaldı. Ama miktarsal büyümemiz yüzde 7 oldu.
- Direkt ihracatınız var mı?
Üretimimizin yüzde 10’u ihracat. Almanya, İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi ülkelere pizza kutusu ve diğer kutuları gönderiyoruz. Yine Kuzey Afrika’da Tunus, Cezayir ve Fas gibi ülkelere çalışıyoruz. Ama zaten üretimimizin yüzde 60’ı dolaylı ihracat şeklinde ülke dışına çıkıyor. Çalıştığımız firmalar da tekstil ve gıda gibi ihracat ağırlıklı firmalar...
- Ortaklık teklifi oldu mu hiç?
Özellikle yabancılar geldi ‘birlikte iş yapalım, ortaklık olalım’ diye... Ama teşekkür ettik. Avrupa’nın devleri Türkiye’de çok iddialı. Bizim sektörde önde gelen şirketlerin çoğunu zaten yabancılar aldı. Olmuksa, Tire Kutsan, Dentaş gibi birçok şirkete yabancılar ortak oldu. Yabancı oranı şu an yüzde 50’ye ulaştı.
- Şirkette yeni nesil var mı?
Henüz okuyorlar, iki kızım var. Ama işe aday olacaklar mı olmayacaklar mı bilmiyorum. Biri lisede okuyor diğeri de üniversiteye yeni başladı. Yönlendirme içinde olmayacağız. Aday olurlarsa olacak.
- İş dışında nelerle ilgileniyorsunuz?
Deniz sevgim var. İmkan buldukça yelken seyirleri yapıyoruz. Türkiye’de yelkencilik çok gelişti. 12-13 sene önce eğitim almak için yer bulamazdık. Şimdi eğitim alacak çok yer var. Son 10 yılda tekne sayısı belki de 20 kat artmıştır. Çünkü Türk insanı deniz keyfiyle tanıştı. Özellikle doktorlar tekneye çok meraklı....
Piyasada işler durmadı
- Nakliye ile birlikte piyasanın nabzını tutan bir sektördesiniz. Sizce durum nasıl?
Çok da kötü bir durum yok. İş hacmi düşmüş değil, normal seyrinde gidiyor. Ama piyasada biraz çekince ve karamsarlık var.
Kurumsal kimliğini yeniliyor
- Sektörde kaç oyuncu var?
Toplamda 90 kadar şirket var. 5-6 tanesi çok fabrikalı şirketler. Bunların ardından 5-6 tane bizim gibi aile firmaları var. Bu aile şirketleri arasında ilk 3 içindeyiz. Sektörün ağırlığı Marmara bölgesinde. Ama son yıllarda Anadolu’da da ciddi yatırımlar oldu.
- Gelecekle ilgili planlarınız ve hedefleriniz neler?
Sektörümüz hızla büyümekte ve biz de yerli sermaye olarak varlığımızı ve bu büyüme içindeki payımızı artırarak sürdürme kararındayız. Rekabetin çok yaşandığı bir sektördeyiz. Zaman içinde üretim şartlarımızı sürekli yeniledik. Son olarak kurumsal kimlik çalışması yaptık. Logomuz ve kağıda yansıyan yüzümüz 30 yıl geride kalmıştı. Grafik tasarımcı Serdar Benli tarafından hazırlanan logotayp ve kurumsal kimlikle yeni yüzümüzü oluşturuyoruz.
- Şirket olarak ne kadar bir büyüme öngörüyorsunuz 2016’da?
Büyüme beklentimiz % 10’lara yakın olur diye düşünüyoruz.
Çevreci üretim yapıyor
- Oğuz Ambalaj sosyal sorumluluk alanında neler yapıyor?
Her zaman çevreci bir üretim yaklaşımımız var. Üretimde kullandığımız kâğıt hammaddelerin yüksek oranda geri dönüşümlü olmasına özen göstererek, binlerce ağacın kesilmesinin önüne geçiyoruz. Şu anda yüzde 70’ler civarında geri dönüşmüş kağıt kullanım oranımız var. Geri kalan selülözden mamul kraft kağıtları ise ithal ediyoruz. Kağıt ambalaj çevre için iyi bir çözüm. Çünkü yenilenebiliyor. Avrupa bir ağaç kestiğinde yerine iki tane dikiyor. Biz de şirket olarak tüm üretimin yüzde 100’ünü geri dönüşüme tabi tutuyoruz.