21 Aralık 2024 Cumartesi / 20 CemaziyelAhir 1446

Reyyan kapısının önünde

“Latif bir serinlik eşliğinde bekleşen nezaketli bir kalabalık var sanki Reyyan’ın önünde. Kimse kimseyi itelemiyor, izdiham sıkıntısı da yok, alnı sabırsızlıktan terleyen de... Ahenkli su sesleri sarmış Reyyan’ın kanatlarını.”

16 Haziran 2016 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Reyyan kapısının önünde

Gazeteci Yazar Sibel Eraslan, Cennet’in sadece oruçluların girebileceği kapısı olan ‘Reyyan Kapısı’nı kaleme aldı...

Sevgili Peygamberimiz şöyle anlatmışlar: “Cennet’te ‘Reyyan’ isminde bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruç tutanlar girdiler mi artık o kapı sırlanır, bir daha oradan kimse giremez... Ve o Reyyan Kapısı’ndan geçerek cennete girenler bir daha ebediyen susuzluk da çekmezler...”

Bu haber; oruç tutmanın Allah Teala katındaki değerini işaret eden bir hadisidir Peygamberimizin (sav)... Nasıl bir görkemli kapıdır o Reyyan ki, sadece oruçlulara bahşedilmiştir. Onu hayal ederken gözümde ucu göklere yükselen muhteşem bir ‘’taç kapı’’ canlanıyor sanki. Mekanın mimarinin sırrıdır Kapı. Reyyan Kapısı da cennetin sırlarından sırlar, rumuzlar, izler taşır.

Sanki önünde bekleşen oruçluların sabrını son kez tartar gibi geliyor bana Reyyan... Kendisi de en az oruçlular kadar sabırlı. Sanki sabrettikçe boyu uzamış bir kapıdır Reyyan... Böyle bulutlar var sanki en tepesine doğru, aşağıdan baktığında en üstünü göremiyorsun. Sanki envai çeşit çeşmeler, şelaleler, fıskiyeli selsebiller, serin sular saklayan havuzlar var Reyyan Kapısı’nın her bir yanında.

Latif bir serinlik eşliğinde bekleşen nezaketli bir kalabalık var sanki Reyyan’ın önünde. Kimse kimseyi itelemiyor, izdiham sıkıntısı da yok, alnı sabırsızlıktan terleyen de... Ahenkli su sesleri sarmış Reyyan’ın kanatlarını. Suyun harmonisine karışan, ılık ve sükunetli dua mırıltıları var bir de... Reyyan’ın önünde diz çökmüşler, bekliyorlar öylece. Oruçlular; kuyudan su çeker gibi dua etmekteler sanki, içlerinden koparak, hafif, kibar, mütevazi sesleriyle mırıl mırıl duadalar, birazdan açılmasını bekledikleri Reyyan Kapısının önündeler şimdi... “Herşeyin bir baharı vardır, Ramazan’ın baharı da Kuranı Kerim’dir’’ der arifler. Reyyan Kapısı’nda zaman ilkbahar. Oruçluların zırhıdır Kur’an. Kur’anı Kerim’den okuyarak, hamd ederek, sabırla bekliyorlar Reyyan’ın geniş kanatları altında, sözünde duranlar...

REYYAN ONLARI TANIYOR

Oruçtur bu. Kendini tutmak. Sözünde durmak. Niyetini eda etmek. Kendinden vermek. Tavize yanaşmadan, açlığa, susuzluğa, belaya teslim olmadan. Sapmadan vesveseye, fısıltılara. Oruçtur bu. Ve dokunmamak, el uzatmamak tutkuların çağırdığı hiçbir davete. Kibarca gözlerini yere indirivermek. ‘Hayır ben oruçluyum’ diyerek geri çevirmek, set çekmek, tehir etmek bedenin meyilli olduğu türlü çağrıları...

Orucu tutanlardır bunlar ve Orucun tuttuğu Mü’minler... Böyle böyle geldiler bu Kapının önüne. Reyyan onları yüzlerindeki oruç mühründen tanıyor. Reyyan onları sabırlarından, Reyyan onları mahzun ama onurlu hallerinden biliyor. Nefsin kızgın çölünden geçerek geldiler bu kapının önüne...   Oruçlular geliyor... Toplanıyorlar toplanıyor toplanıyorlar. Yüzlerinde ak bir ışıltı, oruç tutanlara has beniz uçukluğu, sanki manolya pırıltısı vurmuş sabırlı alınlarına... Birazdan Reyyan, dünyanın en güzel sesiyle açılacak, buyur edecek Oruçluları, içeri. Binlerce kuş kanadı çırpınırcasına açılırken kolları iki yana, kim bilir hangi güzel kokular, menekşeler, lavantalar, misk ü amberler, ismini bilmediğimiz nice güzel nefeslerle karşılaşacak oruçlular...

ORUÇLARIN DENIZI

Reyyan açılırken bir sevinç dalgalanması çıkacak belki de bekleyenlerde. Bir denize benzetecek bu doğruluş onları büyük ihtimalle... Sonra deniz, Cennet Kapısından içeri doğru akmaya başlayacak... Allah’ım kim bilir ne güzeldir o deniz! Oruçluların Denizi...

Ve dalgalar halinde Cennete akmaya başlayacak Oruçlular... Belki Melekler gülümseyecek onların hallerine, belki aferinlerle dualarla karşılayacaklar onları... Büyük bir düğün büyük bir şölen gibi herkes memnun, herkes mesrur, herkes heyecanla doluşacak Cennet bahçelerine... Ve Reyyan’ın altından geçerken cümle hüzünleri, cümle sıkıntıları, cümle yükleri,  unutuverecek oruçlular, sanki...  Oruçlarını hiç terk etmemiş yoksullarla, gariplerle, yetimlerle, yerlerinden yurtlarından çıkartılmış mültecilerle, muhacirlerle, kimsesizlerle dolacak Reyyan’ın müşfik kanatları...  Tüm Oruçlular geçtikten sonra, sırlanıverecek Oruçlular Kapısı... Elem ve kederin yüzüne perde gibi inecek Reyyan’ın kanatları sonra... Ve bir daha hiç susuzluk çekmeyecekler  Ehl-i Reyyan olanlar.