3 Kasım 2024 Pazar / 2 CemaziyelEvvel 1446

Yüksel, UAD'nin İsrail işgali hakkındaki danışma görüşünü değerlendirdi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail'in Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden işgal, yerleşim ve ilhak uygulamaları ile Kudüs'ün nüfus yapısı, karakter ve statüsünü değiştirmeye yönelik uygulamalarının uluslararası hukuka aykırılığını ortaya koyduğunu bildirdi.

AA20 Temmuz 2024 Cumartesi 12:11 - Güncelleme:
Yüksel, UAD'nin İsrail işgali hakkındaki danışma görüşünü değerlendirdi

Yüksel, UAD'nin, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline ilişkin danışma görüşü hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, 30 Aralık 2022'de "Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında Filistin halkının insan haklarını etkileyen İsrail uygulamaları" hakkında UAD'den danışma görüşü alınmasına karar verdiğini hatırlatan Yüksel, görüşün bu kapsamda hazırlandığını ifade etti.

Danışma görüşünün, uluslararası hukuk kurallarının nasıl uygulanması gerektiğine dair uluslararası topluma yön veren bir içtihat ortaya konulması özelliğini taşıdığını belirten Yüksel, UAD'den "Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının İsrail tarafından sürekli ihlal edilmesinden, 1967'den beri işgal ettiği Filistin topraklarındaki uzun süreli işgal, yerleşim ve ilhak politikalarından, Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik tedbirlerden ve ilgili ayrımcı yasalar ve tedbirler benimsemesinden kaynaklanan hukuki sonuçlar nelerdir?" sorusuna yanıt istendiğini aktardı.

Yüksel, ayrıca Divan'dan "İsrail'in politika ve uygulamaları işgalin yasal statüsünü nasıl etkilemekte ve bu statüden kaynaklanan tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için hukuki sonuçlar nelerdir?" sorusuna yönelik de görüş talep edildiğini anlattı.

Danışma görüşü sürecinde Türkiye'nin, UAD'de 26 Şubat'ta sözlü sunum yaptığını, bu sunumu TBMM heyeti olarak takip ettiklerini anımsatan Yüksel, Türkiye'nin sunumda İsrail'in işgali derhal ve koşulsuz sona erdirmesi gerektiğinin vurgulandığını aktardı.

Yüksel, UAD'nin, danışma görüşünü hazırlarken İsrail'in, işgal altındaki Filistin topraklarındaki politikaları ve uygulamalarının uluslararası hukuk altındaki yükümlülüklerine uygunluğunu değerlendirdiğini, bu analizi yaparken, uzun süreli işgal, İsrail'in yerleşim politikası, 1967'den beri işgal edilen Filistin topraklarının ilhakı ve İsrail'in ayrımcı yasalarını ve tedbirlerini incelediğini bildirdi.

- "UAD, HAKİMLERİN EZİCİ ÇOĞUNLUĞU İLE SONUÇLARA VARMIŞTIR"

UAD'nin, 9 Temmuz 2004 tarihli danışma görüşünde olduğu gibi Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrail yerleşimlerinin ve onlarla ilişkili rejimin uluslararası hukuka aykırı olarak kurulduğunu ve sürdürüldüğünü yeniden teyit ettiğini vurgulayan Yüksel, İsrail'in yerleşim politikasının 2004 tarihli danışma görüşünden bugüne kadar genişlemekte olduğuna dair raporların ciddi bir endişeye yol açtığının not edildiğini belirtti.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, UAD'nin, işgal altındaki topraklarda egemenlik kazanma girişiminin, uluslararası ilişkilerde güç kullanımının ve güç kullanarak toprak kazanımının yasaklanmasına aykırı olduğunu değerlendirdiğini söyledi.

İsrail'in Filistinlilere yönelik kısıtlamalarının ırk, din veya etnik köken gibi unsurlara dayanan sistematik ayrımcılık teşkil ettiğinin, Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin, Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin ihlal edildiğinin değerlendirildiğini dile getiren Yüksel, "Divan, İsrail'in yasa dışı politika ve uygulamalarının, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirtmiştir." dedi.

"UAD, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından yöneltilen sorulara dair oluşturduğu danışma görüşünde hakimlerin ezici çoğunluğu ile sonuçlara varmıştır" diyen Yüksel, İsrail'in Filistin topraklarındaki varlığının hukuka aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığını ifade etti.

- "BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULUNUN İLAVE TEDBİRLERİ ALMASI GEREKTİĞİNİN ALTI ÇİZİLMİŞTİR"

İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki hukuka aykırı varlığını en kısa zamanda sona erdirmesi gerektiğinin aktarıldığını belirten Yüksel, danışma görüşünde yer alan maddeleri anlatarak şöyle devam etti:

"Danışma görüşü, İsrail'in Filistin topraklarında işgalci olduğu gerçeğinin en üst yargı merci tarafından bir kez daha teyit edilmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. UAD, İsrail'in Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden işgal, yerleşim ve ilhak uygulamaları ile Kudüs'ün nüfus yapısı, karakter ve statüsünü değiştirmeye yönelik uygulamalarının uluslararası hukuka aykırılığını ortaya koymuştur. Divan, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında süregiden mevcudiyetinin yasa dışı olduğunu ve İsrail'in bu yasa dışı mevcudiyetini derhal sona erdirme yükümlülüğü altında bulunduğunu vurgulamıştır. Uluslararası toplumun bu işgali ve statükoyu tanımaması, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun ve Güvenlik Konseyinin işgalin sonlandırılması için en kısa zamanda ilave tedbirleri alması gerektiği hususlarının altı çizilmiştir."

UAD'nin verdiği danışma görüşlerinin devletler ve kuruluşlar tarafından dikkate alındığının, verilen görüşe uygun hareket edildiğinin görüldüğünü söyleyen Yüksel, şunları kaydetti:

"Danışma görüşü, özellikle İsrail aleyhinde UAD'de görülen mevcut soykırım sözleşmesini ihlal davası başta olmak üzere, benzer konulardaki davalarda Divan'ın ne yönde karar verebileceğini de gösterirken, danışma görüşü aleyhine hareket eden devletler açısından politik baskı aracı olarak kullanılabilecektir. Türkiye olarak danışma görüşü kararını, İsrail'in tüm yeni yerleşim faaliyetlerini durdurması ve işgal ettiği Filistin topraklarındaki tüm yerleşimcileri tahliye etmesi gerekliliğini ortaya koyması ve İsrail'in işgalden kaynaklı tüm gerçek veya tüzel kişilere verdiği zararı tazmin etmekle yükümlü kılması açısından da oldukça olumlu değerlendirmekteyiz."