Yargıyı ve siyaseti hedef alan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'a tepkiler sürüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Tunç ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Turan'ın açıklamalarına sert sözlerle karşılık verdi.
BAKAN TUNÇ: TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİRAdalet Bakanı Tunç, "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir. Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır. Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir. Türkiye eski Türkiye değildir. Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye'nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; Hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı.
"GEÇMİŞLERİNDE ASKERİ VESAYETE VE YARGI VESAYETİNE VERDİKLERİ DESTEK HAFIZALARDAN SİLİNMEDİ"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de, "Demokrasilerde sivil toplum kuruluşlarının ülke gündemine dair açıklama yapmaları ve değerlendirmede bulunmaları en doğal haklarıdır. Ancak ülke gündemine dair değerlendirme yapma hakkı ile siyaseti şekillendirme ve yargıya talimat verme girişimleri birbirinden ayrı hususlardır. Aradaki farkı oluşturan, demokrasiye bağlılık ve hukuka saygıdır. Maalesef Türkiye'de bazı sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki sicilleri sorunludur; geçmişlerinde askeri vesayete ve yargı vesayetine verdikleri destek hafızalardan silinmemiştir. Ayrıca kendi geçmişlerinde alenen meşru hükümeti hedef alma ve görevden gönderme faaliyetleri manşetlerde yer bulmuştur. Bu nedenlerle TÜSİAD yönetimi, bu ülkede demokrasi mücadelesi verenlerin "güven bunalımı" deyince ilk aklına gelenlerden birinin neden TÜSİAD'ın yaklaşımları olduğu ile yüzleşmelidir. TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir. AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız" açıklamasında bulundu.
AK PARTİ GENEL BAŞKANVEKİLİ ALA'DAN TÜSİAD'A TEPKİ
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, "Biz, vesayet heveslilerinin sakat anlayışlarıyla mücadele ederek Türkiye'yi bulunduğu konuma getirdik ve hedeflerine de taşıyacağız ama görülüyor ki eski Türkiye'nin vesayet artıkları halen siyaset dışından milli iradeye müdahale alışkanlıklarını bırakamamışlardır." ifadelerini kullandı.
Ala, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"TÜSİAD YİK Başkanı'nın adeta vesayet odaklarının sözcülüğüne soyunarak eski Türkiye alışkanlıklarıyla yaptığı açıklamaları reddediyoruz. Biz, vesayet heveslilerinin sakat anlayışlarıyla mücadele ederek Türkiye'yi bulunduğu konuma getirdik ve hedeflerine de taşıyacağız ama görülüyor ki eski Türkiye'nin vesayet artıkları halen siyaset dışından milli iradeye müdahale alışkanlıklarını bırakamamışlardır.
Türkiye, halkın doğrudan iradesiyle iş başına gelmiş Sayın Cumhurbaşkanımızın yönetiminde Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemektedir ve milletimizin böyle az gelişmiş antidemokratik yol ve yöntemlere tahammülü yoktur."
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ: NEZAKETTEN YOKSUN, YAPICI OLMAKTAN UZAK BİR TUTUMDUR
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise yaptığı açıklamada, "Demokrasilerde sivil toplum örgütleri elbette ki görüş ve önerilerini, eleştirilerini ifade ederler. Ancak, mensupları arasında farklı siyasi görüşten insanların olduğu sivil toplum örgütlerinin siyasi bir parti üslubu ile açıklama yapması en hafifinden yersiz, nezaketten yoksun, yapıcı olmaktan uzak bir tutumdur" dedi.
"Bugün TÜSİAD toplantısında maalesef bu olumsuz dil ve yaklaşım sergilenmiştir. İş dünyamızın genelini temsil etmediğine inandığımız bu dili ve üslubu tasvip etmek mümkün değildir" diyen Yılmaz ayrıca, "Sürekli bir şekilde topluma karamsarlık yayarak, felaket tellallığı yaparak olumlu bir gelecek inşa edilemez. Bir iş insanları örgütünün öncelikle katma değeri yüksek, teknolojik seviyesi gelişmiş, nitelikli istihdam üreten bir ekonomi oluşturma sürecinde kendi sorumluluklarını hatırlaması ve elini taşın altına koyması beklenir. Demokrasi ve hukuktan bahseden büyük sermaye gruplarının öncelikle kendi şirketlerinde ayrımcı uygulamaları, rekabetçi olmayan yapılanmaları, farklı fikirlere yönelik tutumları sorgulamaları ve geçmiş sicillerine yönelik özeleştiri yapmaları sosyal fayda üretir. Dünyanın ve bölgemizin zorlu bir döneminde, tarihimizin en büyük afetinin yaraları başarıyla sarılırken ve ekonomimizin temellerini sağlamlaştıran bir program kararlılıkla uygulanırken, iş dünyamızdan beklenen yapıcı öneriler ve geleceğe yönelik umut veren mesajlardır. Seçilmiş hükümetler ve bağımsız yargı üzerinde vesayet dönemi kapanmıştır. Buna heveslenmek yerine, arzu eden herkesin demokratik kurallar içinde adını koyarak şeffaf bir şekilde siyaset yapması en doğrusudur" ifadelerini kullandı.