Suriye'de zalim Esed rejiminin, 8 Aralık'ta Şam'ın kurtuluşu ile çökmesiyle birlikte artık ülkemizde ve bölgemizde yeni umutlar, yeni ufuklar var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmaları ile milletimizin hissiyatına tercümen oldu.
1. Türkiye'nin Suriye'yle ilgili hassasiyeti, hiçbir zaman menfaat eksenli olmadı. Biz bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, hep merhamet nazarından yaklaştık, insani mülahazalarla hareket ettik.
Şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere, 13 yıl boyunca Türkiye ensarlık yaptı.
Allah'a hamdolsun ki Türkiye, Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu emsalsiz misafirperverlik, insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır. Türkiye zor bir dönemde, zor bir imtihanı alnının akıyla vermeyi başarmıştır.
İnsanlık kazandı, merhamet kazandı, dayanışma kazandı, yüce gönüllülük kazandı.
Türk Milleti, kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini, bir şeref payesi olarak ebediyen taşıyacaktır.
FETÖ'nün 15 Temmuz ihanetinin göğüslenmesindeki o kritik saatlerde, nasıl, "iyi ki Erdoğan var" dedi isek bugün de aynı duygu ve heyecan içindeyiz.
Şimdi de iyi ki Erdoğan var demenin yanında, iyi ki Cumhur İttifakı kurulmuş diyoruz. Şu zor zamanlarda merhametli, kararlı, milli duruşu ile Cumhur İttifakı'na milletçe şükran borçluyuz, diyoruz.
2. CHP'nin acınası perişan hali...
Başta CHP, muhalefet; aşağılayıcı, kaba, kibirli bir eda ile bize sığınan mazlumlara, garibanlara insanlık dışı muamele yaptı. "İktidar olur olmaz sizi kovacağız" diyerek çirkinleştiler.
Cumhur İttifakı; CHP'nin, küçük muhalefet partilerinin, bilhassa da Ümit Özdağ'ın vicdansız kışkırtmalarına, yalanlı dolanlı algı operasyonlarına rağmen milli ve insanî duruşunu değiştirmedi.
CHP ve burnu havada, geldiği yeri inkâr eden o muhalefet partileri; evini, akrabalarını, vatanını kaybetmiş, gözlerinde hüzün, duruşlarında yürek parçalayıcı garibanlık olan o insanlara aylarca kin kustular. Zalim Esed rejimine laf ettirmediler.
Eski CHP genel başkanı, vatanlarını bir gecede terk etmek zorunda kalan mazlumları hedef haline getirmekten utanmadı. Hepsini Suriye'ye göndermeyi vaat etti.
Be insafsız!.. Zalim bir rejim orada dururken milyonlarca mazlumu bile bile ölüme göndermeye kalkmaktan hiç utanmadın mı?
CHP'nin şimdiki Genel Başkanı, Esed rejimi yer ile yeksan olurken, Şam'ın düşmesine saatler kala, "Esed'le görüşün de görüşün..." diye sayıklayıp durdu...
3. Bundan sonra da Türkiye var. Şefkat var, kardeşlik var...
Türkiye, Suriyeli muhacir kardeşlerine nasıl ensarlık yaptı ise bundan sonra da huzur, güven, istikrar ve kalkınma mücadelesinde de onları yalnız bırakmayacaktır.
Muhacirlerin gönüllü, onurlu, heyecanlı geri dönüş sürecini de Türkiye yine tarihimize, kültürümüze ve 13 yıllık müstesna ev sahipliğimize yaraşır şekilde yönetecektir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözüdür: "Aziz Suriyeli kardeşlerim, Türkiye ve Türk milleti, dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanınızdadır. Sizleri, ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Zaferiniz hayırlı, mübarek olsun diyorum. Hürriyet ve adalet mücadelenizde sizi nasıl yalnız bırakmadıysak, inşallah kalkınma mücadelenizde de tüm imkânlarımızla sizi destekleyeceğiz."
4. Hoşça kal Türkiye... Sizi çok sevdik... İleride ziyaretinize geleceğiz...
Şam'la birlikte Esed rejimi düşünce Türkiye'deki mültecilerin geri dönüş heyecanını her akşam ekranlarda izliyoruz.
Onları zorla, onursuzca göndermek için çirkinlikler, vicdansızlıklar sergileyenler, bu insanlardaki asaleti, bize olan muhabbeti ibretle seyretsinler.
"Türk insanı çok iyiydi, bize sabrettiler, onlara teşekkür ediyorum." "Okuldaki arkadaşlarımı, öğretmenlerimi çok seviyorum.", "Bizler bundan sonra ülkemizde Türkiye'nin vekili olacağız.", "Hoşça kal Türkiye seni çok özleyeceğiz" diyorlar...
Yeni Suriye'de Türkiye sevdalıları olacak. Geleceğin Suriye'sinde her sahada bizim dostlarımız, güveneceğimiz yetişmiş insanlar olacak.
Türkiye sadece güvenilir iyi bir komşu kazanmayacak, gönüller fethetmenin bahtiyarlığını yaşayacak.