24 Kasım 2024 Pazar / 23 CemaziyelEvvel 1446

Avni Özgürel: İhsanoğlu kaybederse CHP'de...

A Haber ekranlarında Zeynep Bayramoğlu’nun sunduğu Kadraj Gazeteci, Yazar Avni Özgürel’i konuk etti. Özgürel, 'Ekmeleddin İhsanoğlu kaybederse CHP'de hesaplaşma olur' dedi.

25 Haziran 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Avni Özgürel: İhsanoğlu kaybederse CHP'de...

Özgürel Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında herhangi bir rejim değişikliğinin olmayacağını, ancak başkanlık sistemine giden yolun da açılanacağını öne sürdü. Özgürel, Erdoğan’ın zihninde Çankaya’ya çıkmamak gibi bir alternatifinin olmadığını söylerken, Tayyip Erdoğan’ın aday olmama ihtimalinin söz konusu olmadığını da ekledi. Özgürel, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun 15 gün öncesine kadar CHP ve MHP’nin kafasında olmadığını, İhsanoğlu’nun adaylığının operasyonel bir faaliyet olduğunu söyledi. Özgürel, Kürt seçmenin oy tercihinin de Başbakan Erdoğan’dan yana olacağını ifade etti.

REJİM DEĞİŞMİYOR, BAŞKANLIK SİSTEMİNİN YOLU AÇILIYOR

Önümüzdeki 10 Ağustos Seçimi’ni bir rejim tercihi halinde sunmak doğru değil. Yönetim teknikleri rejimle alakalı değildir. Cumhuriyetin idaresi mi değişiyor? Hayır. Sadece başkanlık sistemine giden sürecin önü açılıyor. Mevcut anayasal sınırlar içerisinde görev ifa etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Seçimi yapılacak. Bu seçimin bundan önceki seçimlerden farkı halk oylamasıyla Cumhurbaşkanının seçilecek olması. Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi halinde Türkiye’de rejime değil “yönetim tekniğine yönelik bir tercihte” bulunacak insanlar. Ben Tayyip Erdoğan’ın aday olmama ihtimalini de düşünmüyorum açıkçası.

BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ÇANKAYA’YA ÇIKMA ARZUSU TIRMANIYOR

Son bir yıldır, hatta daha önceden, Sayın Başbakan’ın Çankaya’da görev yapma arzusu tırmanarak geliyor. Kendisi de bu konuda en azından herhangi bir reddedişte bulunmadı. ‘Hayır, zihnimde Çankaya yok’ demedi. Sayın Başbakan danışmanlarına fevkalade önem veriyor. Hem parti teşkilatı, aile çevresi de dahil olmak üzere bir yığın danıştığı insan var. Bütün bunlardan yansıyan tablonun iki cephesi var. Birinci cephede Başbakan’ın Çankaya’da görev yapmasını arzu eden çok geniş bir kitle var. O geniş kitle Erdoğan’ı halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. İkinci cephe de bu insanlar da Tayyip Erdoğan’ı seviyorlar ama AK Parti’nin başından gitmesini de istemiyorlar. Bir sene sonra genel seçime gidecek Türkiye. “Tayyip Erdoğan gibi karizmatik bir lider Çankaya’ya gittikten sonra AK Parti aynı başarıyı alabilir mi?” gibi çekinceleri var.

 KÜRT SEÇMEN TERCİHİNİ BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN YANA YAPAR

Kürt seçmen Tayyip Erdoğan’a oy verecektir. BDP-HDP oyları yüzde 6 civarında. Yüzde 3’ü o partilerde kalabilir ama geri kalanı mutlaka Başbakan Erdoğan’a gelecektir. Fakat bu yetmez. Burada Saadet Partisi’nin, BBP’nin oylarına ihtiyaç var. Küçük büyük diye bakmamak lazım. Yurtdışından gelen vatandaşlarımızın oyları da olacak. Bütün bunları değerlendirdiğimizde ben Tayyip Erdoğan’ın birinci turda seçileceğini düşünüyorum. İkinci tura kalırsa Kürt seçmen ister istemez Tayyip Erdoğan’a yönelecektir.

İHSANOĞLU’NU CHP-MHP TERCİH ETMEDİ, ÖNLERİNE KOYULDU

CHP zaten kendi içerisinde bir iç tartışma yaşamaya başlamıştı. İhsanoğlu’yla tepkiler dışa vurdu. Daha yüksek perdeden ifade edilir oldu. Mansur Yavaş’ta bu kadar güçlü bir itiraz gelmemişti. Seçim sonunda şayet CHP-MHP ittifakı seçimi kaybederse, ki muhtemeldir, bu CHP seçmeninin içerisinde bir tartışmayı yeniden ateşleyecektir.

İhsanoğlu'nun isminin açıklanmasından 15 gün önce Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmüştü ki Gül'e çatı aday olmasını önermişti. Çankaya'dan ret açıklaması geldi. Demek ki 15-20 gün öncesine kadar İhsanoğlu ismi Bahçeli'nin kafasında yoktu. Aynı durum Kılıçdaroğlu için de geçerli. Pek çok isim konuşuldu ama İhsanoğlu ismi yoktu. Her iki partinin de yönetim kadrosunu tanıyan biri olarak, kırk yıl düşünseler İhsanoğlu ismi her iki liderden de çıkmaz.

Bu bir yerden çıkıyor. Bu bir yer neresi, buna ilişkin spekülasyonlar var. Seslendirmek dedikodu olur. Gerçekliğini bilemeyiz. Fakat önemli olan şu; bu, her iki partinin tercihi değil, “bu iki partinin önüne konulmuş” bir tablo. O bakımdan bunun Türkiye'de Ak Parti'ye veya Erdoğan'a dönük olarak bir mücadele olduğunu, bir kampanyanın uzunca bir süredir başlatılıp devam ettirildiğini biliyoruz. Bunun son raund olduğunu düşünüyorum.