22 Eylül 2024 Pazar / 19 RebiülEvvel 1446

Başörtülü başkan da milletvekili de olabilir

Başbakan Erdoğan, başörtülülerin kamuda çalışmasına ilişkin anayasal veya yasal engel olmadığını, mevzuat değişikliğiyle sorunun çözülebileceğini belirterek, “Başörtülü belediye başkanı, milletvekili olabilir. Ecevit’in Merve Kavakçı’ya yaptığı kanunsuzdu” dedi.

Mustafa Kartoğlu1 Mart 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Başörtülü başkan da milletvekili de olabilir
Başbakan Erdoğan, başörtülülerin kamuda çalışmasına ilişkin anayasal veya yasal engel olmadığını, mevzuat değişikliğiyle sorunun çözülebileceğini belirterek, “Başörtülü belediye başkanı, milletvekili olabilir. Ecevit’in Merve Kavakçı’ya yaptığı kanunsuzdu” dedi.

Başbakan Erdoğan, BM Medeniyetler İttifakı Küresel Forumu için gittiği Viyana’dan dönüşte uçakta gazetecilere gündemle ilgili açıklamalar yaptı.

- Başörtüsünün kamusal alanda serbest olması için bir düzenleme olacak mı?
Şu an Ziraat Bankasında çalışabiliyorlar. Türk Hava Yolları’nda çalışabiliyorlar. Onlara bir heyecan verdik. Her iş yerine göre değişir. Her şeyin yeri zamanı var. Kutlu doğum sancılı olur. On yıl oldu biz iktidara geleli ve on yıl içerisinde 28 Şubat’tan kalma bazı yasaklar kaldırıldı. Ancak iş noktasında sorunlar oldu. Onlar da yavaş yavaş düzelecek.

- Başörtülülerin belediye başkanı olması için önlerinde bir engel var mı?
Milletvekili adayı olmalarına da mani bir durum yok. Ecevit’in Merve hanıma (Kavakçı) başörtüsünden dolayı yaptığı yasal mıydı? Değildi. Anayasamızda başörtüsünü yasaklayan bir düzenleme yok. Yanılmıyorsam 82’de bir yönetmelik var. O yönetmelikle böyle bir atıfta bulunuyorlar. Mevzuatla ilgili bir düzenleme yaparak bu mesele aşılabilir. Yasal düzenlemeyi de doğru bulmuyorum. Namaz kılmayı, oruç tutmayı Allah’ın emrettiği ibadetleri kalkıp da kanunla mı teminat altına alacağız? Herkes inancında özgürdür. İster ateist olsun, ister Müslüman olsun fark etmez. Birini korurken diğerine ayrıcalık olmaz.

- Danıştay’ın avukatların başörtülü görev yapabileceğine dair verdiği son karar emsal olur mu?
Danıştay bunları aşmış durumda. Avukatlarla ilgili bir süreç de başladı. Ancak henüz gerekçeleriyle açıklanmadı.

- Ama bazı yerlerde avukatlar davalara giremiyorlar.
Gerekçeli karar açıklansın, o zaman belki o kendilerine engel çıkartılan avukatlar belki HSYK’ya müracaat edecekler. Gerekçeli kararı bekliyor olabilirler. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru haklarını kullanarak da böyle bir süreci başlatabilirler.

- 1 Mart tezkeresinin yıldönümü geldi. Tezkere geçseydi Irak’ta durum nasıl olurdu?
Eğer 1 Mart tezkeresi Meclisimizden geçmiş olsaydı şu anda Kuzey Irak’a olurduk ve Kuzey Irak’ta verilen kararlara ortak olurduk. Bizim dışımızda Irak’a geçenlerin hepsi verilen kararlara ortak oldular.

BU SÜREÇTE ÇOK KONUŞMAK YERİNE ADIM ATILMALI

- Yeni anayasada çalışmalarını nasıl görüyorsunuz?
Şu an galiba 101. maddedeler ama yalnızca 33 maddede mutabık kalabildiler. Daha görüşülmesi gereken çok maddeler var. 160 maddeyi bulabilir. Meclis Başkanımız Mart sonu demişti. Sayın Bahçeli de 23 Nisan gibi bir öneride bulundu ancak bir şey değişeceğine inanmıyorum. Bu bir kararlılık meselesidir. Ben heyetime ‘kararlı durun ve süratle bu işi bitirin’ talimatını veriyorum ama karşı tarafın bu yaklaşımda olmadığını görüyorum.

- Çözüm sürecinde anayasanın yeri nedir?
Çözüm sürecinde yeni anayasa başlıklardan bir tanesi. Yani her şey değil... Dikkat ederseniz ben bu alanda çok konuşmak istemiyorum. Ama BDP’liler maalesef ellerine verilen o notlarla ilgili hemen açıklamalar yaptılar, yapıyorlar. Ne derece doğru, ne derece sağlıklı bilemiyorum.

- BDP tarafında ikilik var gibi...

Acaba iki mi? BDP var, Dağ var bir de Avrupa var.

- Nevruz’da eylemsizlik, Mayıs’ta, Ağustos’ta sınır dışına çekilme konuşuluyor...
Bu işlerin muhatabı değilim.

- Öcalan, ‘bu süreci bozan önce bana düşmanlık yapar’ dedi. Öcalan çok olumlu bir noktaya gelmiş gibi...

Bir şeyler olacaksa bu benim tek başına elimi taşın altına uzatmamla olmayacaktır. Ne dedik başından beri terör örgütü uzantılarıyla müzakere, terör örgütüyle mücadele... Nitekim biz bu süreç içerisinde taviz veremeyiz. En ufak bir rehavet bize ağır bedeller ödetebilir. Silahlar bırakılır, Türkiye terk edilirse güvenlik birimlerimiz de operasyonlara nihayet verir.

STK’LAR YETERİ KADAR KATKI VERMEDİ

- Bazı kuruluşların, STK’ların katkıları olmadı mı?
STK’lar hiçbir işe yaramadı. BDP’nin içinde bu işi anlayan ve anlamaya çalışanlar var; bir de anlamayan ve anlamak istemeyenler var. Bazıları çok fazla konuştu. Çok fazla konuştukça da fazla hata yapıldı. Bu kadar fazla konuşmaya gerek yok. Bana bir tv programında sordular. Akil adamlar oluşturulmalı mı diye. Ben de buyurun oluşturun dedim. Bir şey çıkmadı. Akil adam dediğiniz zaman bir karşılığının olması lazım.

Silahı bırakır giderlerse operasyonlar durur

- Örgüt’ün net bir eylemsizlik tarihi belirtmesi gerekmez mi?
O çok yanlış bir tabir. Eylemsizlik diye bir şey olamaz. Bu tip şeyler devletler arasında olur. Mesela barış diyorlar. Bu da devletler arasında olur. Bu da yanlış bir anlayıştır. Devletin bölücü terör örgütünden bir yaptırım olarak istekleri olabilir. Nedir bu? Silahları bırak, ülkeyi terk et veya suça bulaşmamış olanlar varsa gelsinler. Habur’da çağrı yapmıştık; suça bulaşmamış olanlar gelsinler ifadelerini versinler ve yuvalarına dönsünler. Biz o zaman her şeye rağmen yaptık ve gidenler oldu. Bedel ödemeyi göze aldık ve öyle yaptık. O zaman muhataplarımız sözlerinde durmadılar. Orayı bir miting alanına çevirdiler. Ve arzu edilen gibi olmadı.