Bazen uzun gibi gelen bazen de nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir yılı daha geride bıraktık. Maalesef 2015 birçok terör olayıyla hatırlayacağımız, zihinlerimizi zorlayan ve karamsarlığı yoğun olarak yaşadığımız bir yıl oldu. Ülkemizde ve dünyada yaşanan olaylar, vicdanımızı ve insanlığımızı sorgulatırken, bireysel hayatlarımızda da bizi mutsuz eden birçok yaşantı deneyimlemiş olabiliriz. Tam da bir yıl öncesine dönüp baktığımızda, 2014’ün sonunda, 2015’ten neler beklediğimizi bir hatırlamaya çalışalım. Acaba 2015’te beklentilerimizin ne kadarı gerçekleşti? 2015 bizi umduğumuz kadar mutlu etti mi, hayat bize istediklerimizi verdi mi?
Bak bir yıl daha geçti
Her yeni yıla büyük hayaller ve dileklerle başlarız. Kimimiz kariyerinin zirvesine çıkmayı, kimimiz hayatımızın aşkıyla tanışmayı, kimimiz dünyayı gezmeyi hayal eder. Hayatımızdaki şeylerin yeni yıl ile beraber birdenbire iyi olacağına inanmak isteriz; çünkü yeni gelen zamanın belirsizliği, neler yaşayacağımıza hâkim olamamak kaygı yaşamamıza neden olur. Yıl sonunda bu hayallerin gerçekleşmediğini gördüğümüzde de nereden geldiğini bilmediğimiz ve durdurmakta zorlandığımız karamsar düşünceler ardı ardına zihnimizi meşgul etmeye başlar: “Bak bir yıl daha geçti ve ben istediklerimi yapamadım. Hayat gelip geçiyor; ama hiçbir şey istediğim gibi olmuyor. Hani bu sene benim senem olacaktı?!” Bu sorularla beraber hüzün, hayal kırıklığı ve “ben istediğim hayatı yaşayamıyor muyum?” endişesini de yaşarken buluruz kendimizi. Yaşadığımız endişe ve hayal kırıklığı, bizim hayatımızı kontrol edemiyor olmamızdan ziyade, her şeyi kontrol edebileceğimizi sanmamız yanılgısından ileri gelir. Hayatımızın kontrolünün bizde olmadığı düşüncesinin zihnimizi sürekli meşgul ediyor olması, geleceğe dair umudumuzu azaltırken, depresyona girme ihtimalimizi de artırır.
Beklentiler gerçekçi mi?
Parmağının ucundaki telefon ile alışveriş yapabilen, yurtdışındaki arkadaşlarıyla istediği anda iletişime geçebilen, anı kaydeden ve bunu istediği gibi dönüştürüp sosyal medyada kusursuz görünmeyi becerebilen modern dünyanın insanı, hayatında her şeyi kontrol edebileceğini ve hayatındaki her şeyin istediği gibi olacağına inanır. Her şeyi kontrol edebileceğini sandığı ideal dünyada mükemmel hayaller kurar. Yılsonunda hayal ettiği gibi bir yıl geçirmediğini fark ettiğinde de kendini suçlar, başarısız olduğuna inanır ve özgüveni sarsılır. Hâlbuki beklentilerimiz gerçekleşmediğinde sorgulamamız gereken en önemli nokta beklentilerimizin ne kadar gerçekçi olduğudur. Kariyerin zirvesine ulaşmak, ruh eşiyle tanışmak gibi idealize edilmiş beklentileri, sadece bir yılda gerçekleşmesini beklemek ne kadar mümkündür?
Hak edilmeyen cezalar
Yeni yıla girerken kendimize hayatta kontrol edebileceğimiz şeyler yanında kontrol edemeyeceğimiz birçok şey olduğunu hatırlatabiliriz. Böylece kendimizi başımıza gelen her şeyden sorumlu tutmaz, hayatımızdaki tüm olumsuzluklar için kendimize aslında hak etmediğimiz cezalar kesmeyiz. 2016’da da muhtemelen mutsuz anlar yaşayacak, zor deneyimlerden geçeceğiz. Ancak, bu zor zamanların geçici olduğunu unutmamak ve deneyimlerden bir şeyler öğreniyor olmak kendimizi daha iyi hissetmemize yardımcı olacaktır.
2016’da, yeni yıldan değil ama kendimizden dileyeceğimiz bir şey hayata karşı şu ankinden daha olumlu bir bakış açısı ile bakmaya çalışmak olabilir. Başımıza gelecekleri kontrol edemesek de onları nasıl algılayacağımız ve deneyimleyeceğimizi bir nebze de olsa kontrol edebiliriz. Hayatı olduğu gibi kabul etmek, içimizden geldiği gibi davranabileceğimiz ortamlarda daha çok bulunuyor olmak, bizi koşulsuzca seven kişilerle daha çok vakit geçirmek, bir öncekinden daha mutlu bir yıl geçirmemize katkıda bulunabilir.
Zaman geçiyor ve bizden bir tane var. Bu nedenle kendimize ve sevdiklerimize vakit ayırmak, hayattan daha çok zevk almamızı sağlar. Belki 2016’nın sonunda, bu yılın sonuna göre hayata ve geçen zamana daha olumlu bakıyor oluruz.
Herkese umut dolu ve keyifli bir yıl diliyorum.