29 Nisan 2025 Salı / 2 Zilkade 1446

Revan Kalesi’nin hediyesi Emirgan Korusu

Revan Kalesi muhafızı Emir Gune’den gelir Emirgan Korusu’nun adı. Bugünkü haline İsmail Paşa döneminde kavuşan Emirgan’daki Sarı Köşk Alpler’deki dağ evleri gibi, Pembe Köşk Osmanlı evleri üslubunda, Beyaz Köşk ise neoklasik tarzda yapılmıştır.

Belkıs Kamut Aktürk3 Mayıs 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Revan Kalesi’nin hediyesi Emirgan Korusu

Henüz 11 yaşındayken tahta çıkar IV. Murad. Annesi Mahpeyker Kösem Sultan saltanat naibesi olur. Osmanlı padişahlarının 17’ncisi, İslam halifelerinin 82’ncisidir. Hocası Aziz Mahmud Hüdayi’nin elinden kılıç kuşanır 1623 yılında. Tahta çıktığı devir; hem iç ve hem dış işlerdeki karışıklığa askerin huzursuzluğunun eşlik ettiği devirdir. IV. Murad’ın yaşının küçük oluşu bu durumu tetikler. 1632 yılında idareyi eline alır padişah. Çıktığı Lehistan seferinden anlaşma ile döner. Bu başarıyı 1635 senesinde Revan Seferi izler. Revan Kalesi taarruzu öncesi beklenmedik bir gelişme olur: Kalenin muhafızı ‘Emirguneoğlu Tahmasp Kulu Han’ kaleyi teslim eder. Bu, yıllar sonra kazanılacak ve Safavilerin elindeki Bağdat’ın Osmanlı’ya geçişi zaferinin ilk adımı olur. Sefer öylesine önemlidir ki dönüşte Topkapı Sarayı’na Revan Köşkü yaptırılır. İşte böyle başlar, IV. Murad ve Emirgune’nin dostluğu. İstanbul’a birlikte döner. IV. Murad,    Feridun Bahçeleri olarak bilinen geniş koruluğu ve kıyılarını dostuna hediye eder. İran saraylarındaki eğlence alemlerini buraya taşıyan ve padişahın en yakın dostu olan Emirgune’nin adı semtle bütünleşir. Emirgune, Emirgan olur zamanla.

Bu devirde yaşayan Evliya Çelebi bu dostluğun yakın tanığı olur. IV. Murad’ın ihsanı sadece bu kadarla kalmaz. Yusuf ismini verdiği dostuna; günümüzde Emirgan Camisi’nin bulunduğu yere tüm masrafları devletin karşıladığı bir yalı yaptırır, Kağıthane’de de bir çiftlik hediye eder. Ancak IV. Murad’dan sonra tahta geçen Padişah İbrahim, Yusuf Paşa’yı idam ettirir. Teslim ettiği kale karşılığı kendine sunulan bambaşka bir hayat olur Emir Gune Yusuf Paşa’ya. İdamla sona erer hayatı. Ancak adını verdiği koru başka bir aile ve onların öyküsü ile devam eder. 19.yy’da Sultan Abdülaziz koruyu, Hidiv ünvanını ilk alan kişi olan İsmail Paşa’ya verir. İsmail Paşa Emirgan Korusu’na yerleşir, kıyıda bir yalı yaptırır. Arkada yer alan 500 bin metrekarelik koruluğa da köşkler inşa ettirir. 1871-78 yılları arasında yapılan köşkler Pembe Köşk, Beyaz Köşk ve Sarı Köşk isimlerini alır. İsmail Paşa ve ailesi hayatının geri kalanını burada geçirir. Köşkler ve koru, 40’lı yıllarda dönemin belediye başkanı olan Lütfi Kırdar’ın çabalarıyla kamulaştırılarak, park ve mesire alanı olur. 80’li yıllarda TURİNG tarafından daha sonra ise İBB tarafından kapsamlı ve özenli restorasyonlardan geçen köşkler, günümüzde de kullanılmakta.

Üç köşkün hepsinde ayrı bir öykü

Mısır’dakiimar çalışmalarıyla, yollar, okullar, gösterişli bahçeler yaptırır İsmail Paşa. Süveyş  Kanalı’nın açılışı için Guiseppe Verdi’ye Aida operasını sipariş eder, opera binaları yaptırır. Ancak bu hesapsız harcamalarının neden olduğu borçlar için kanalın hisselerini satar, tüm servetini kaybeder. Kalan borçlar için İngilizler’in yaptığı baskı sonucu Abdülaziz, İsmail Paşa’yı hıdivlikten alır. İsmail Paşa’nın gönlünü almak için de Emirgan Korusu’nu hediye ettiği anlatılır.

Beyaz Köşk

Neoklasik üslupta tasarlanan Beyaz Köşk, boğaz tarafında yer alan havuzu ile farklıdır. İslam mimarisinde cennetin yansıması olarak uygulanan bahçe düzenlemesinde suyun yer alması önemli. Kareye yakın dikdörtgen planlı yapının üç girişi bulunur. Ahşap bağdadi sıvalı iki katlı yapının, üst katına anıtsal bir merdivenle çıkılıyor. Boğaz’ın zengin ağaç varlığının günümüze ulaşan en önemli parçaları arasında olan Emirgan Korusu, doğanın  özgünlüğünü bozmadan saray bahçeleri gibi birbirini kesen yolları, gezi alanları, zengin bitki çeşitliliği, sincap ve kuş yuvaları, yüzden fazla ağaç türü ve asırlık ağaçları ve rengarenk laleri ile sizleri bekliyor...
 
Pembe Köşk
 
Parkın en eski yapısı olan Pembe Köşk tam bir Osmanlı evidir. İki katlı mütevazı yapıya giriş 3 kapıdan sağlanır. Geniş bir salon ve iki odaya açılan ön girişin yanı sıra protokol kapısı girişinde gizli bir oda daha bulunur. Geniş bir merdivenle ulaşılan ikinci katta da   salon ve odalar yer alır.
 
Sarı Köşk
 
Sarkis Balyan’ın tasarımı olan Sarı Köşk, ‘Kuş evini’ andıran zarafeti ile önemli bir şaledir. (Alpler’de ve    İsviçre’de rastlanan kütükten yapılan dağ evi anlamına gelen ‘şale’nin bir diğer örneği de Yıldız Şale Köşkü’dür) Avlarda kullanılan, dinlenme ve konuk evi olan Sarı Köşk, önünde yer alan Avrupa tarzını özellikle İngiliz romantizmini andıran bahçe düzenlemesiyle öne çıkar. İç mekan tasarımında geleneksel Türk yaşam düzeni ön plandandır. Sofa etrafında gelişen plan tipi, tavan ve duvar süslemeleri ile renklenir. İç mekanlardaki zarif  çiçek motifleri dış cephede yerini dantel inceliğinde oyma el sanatına bırakır. Alt katında 4 oda, hol ve mutfaktan, üst katında 3 oda ve bir salondan oluşan tasarımın bodrum katı da bulunur.