26 Nisan 2025 Cumartesi / 28 Sevval 1446

Meğer ne çok vefasız varmış

Yedi yıl önce aramızdan ayrılan sanatçı, yapımcı ve siyasetçi Osman Yağmurdereli`nin eşi Esin Yağmurdereli, gurur duyduklarının yanında vefasızlığından dert yandığı sanatçıların olduğunu söylüyor: “Nurgül Yeşilçay ve Erkan Petekkaya ile gurur duyuyorum. Ama vefasızlar da var, mesela Gülben Ergen.”

Işıl Açıkkar11 Ekim 2015 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Meğer ne çok vefasız varmış

Esin Yağmurdereli... 2008 yılında aramızdan ayrılan sanatçı, yapımcı, siyasetçi Osman Yağmurdereli`nin büyük aşkı. Hayatındaki en özel dört erkeği peş peşe yitirmiş, büyük acılarla dimdik, ayakta ve hep güler yüzlü. Yaralarına ilaç olmuştu rahmetli Osman ağabey. İlk eşini yani oğlu Tolga`nın babasını, ardından Tolga’sını, ardından ağabeyini yitirdikten sonra daha sıkı sarılmıştı eşine. Kanser teşhisi konduğunda Osman Yağmurdereli’ye, o kadar hayat dolu, o kadar aşık ve o kadar mutlu bir adamın çabuk pes edeceğini tahmin edemezdi. Ve o da kayıp gitti avucundan. Hem aşklarını anlattı, hem anılarını hem özlemlerini. Gözyaşları  çoğu zaman kahkahalarımıza karıştı.

- Esin ablacığım pek çok kişi Osman Ağabey’den itibaren bilir seni. Ama en başa gidelim kimdir aslında Esin Yağmurdereli? Bize kendini anlatır mısın biraz?

Babam Kayseri, annem Zonguldaklı. Zonguldak’ta doğdum. Muhafazakar bir ailede yetiştik. Biz üç kardeş, o kadar güzel bir aile ortamında büyüdük ki... Şimdi yaşım ilerledikçe keşke daha çok çocuk yapsaymışım diyorum.

Esin ve Osman Yağmurdereli 

- Osman Yağmurdereli’den önce de bir evliliğin var.

Kayseri lisesinde okuyordum. Gittiğim bir düğünde ailecek beni gördüler, beğendiler. Bir zaman sonra istemeye geldiler. Ağabeyim karşı çıktı, yaşım küçüktü. Sonra ağabeyimi de ikna ettiler, evlendik. Evliliğimizin dokuzuncu ayında oğlumu kucağıma aldım. Oğlum iki yaşındaydı. Bir tatil dönüşü trafik kazası geçirdik. Oğlum Tolga otomobilde kucağımdan fırladı. Eşimi olay yerinde kaybettik. Çocuğum ve ben yaralı kurtulduk. İkinci bebeğime hamileydim onu da karnımda kaybettim. Tolga’ya uzun süre babasının öldüğünü söyleyemedik. Ne zaman ki okul zamanı yaklaştı, açıklamak zorunda kaldık. Bu  anı zaten anlatamam, çok kötüydü... Tolga’m geçici felç geçirdi.

Bir yanım hep eksik

- Ondan üç yıl sonra da yine bir trafik kazası...

Çok isyan ediyorum, sonra tövbe ediyorum.  Oğlum dokuz yaşındaydı. O zaman bakan olan ağabeyimle birlikte Devrek’teki Baston Festivali’ne gittik. Ankara’ya dönerken, 40 kilometre kala kaza geçirdik. Tolga arkada kucağımda yatıyordu, kaza anında arabadan fırladı. Sekiz takla attık. Hayatımdaki ikinci trafik kazasında da Anneler Günü’nde oğlumu yitirdim. Ondan sonra çok isyan ettim, intihar etmeyi düşündüm. Ama inancımız sağlam Allah’a şükür. Dualarımla, ibadetlerimle o düşüncelerden kendimi hep sıyırdım. Evlat farklı bir şey. Hayata bir şekilde dönüyorsunuz ama o ateş hep yanıyor içinizde, hep eksiksiniz.

- Büyük acılardan sonra gözün  kimseyi görmüyordu, evlilik de düşünecek halin yoktu ama Osman Yağmurdereli yine bir düğünde çıkıverdi karşına.

Ağabeyimin düğünüydü. Osman, şarkı söylemeye gelmişti Kamil Sönmez’le beraber. Üzerimde gece mavisi bir elbise vardı. Osman bayılırdı o renge. Hayatımda ilk defa saçımı kısacık kestirmiştim. Osman beni görmüş. Arkadaşım olan Zeynep Özal’ın yanına gitmiş ve demiş ki ‘Zeynep bak parmağında yüzük yok. Git konuş ben bu kızı istiyorum.’ Günler geçti Osman peşimi bırakmadı. Bir gün bankada çalıştığım esnada ikizim Füsun geldi. Füsun bankaya girdi bir telaşla ‘Esin, Osman Yağmurdereli seni istiyor’ dedi. Beni aldı mı bir gülme... O güne kadar hep ağabeyimin yanında, protokolün içinde, ağır olmam gereken ortamlarda bulunmuşum. ‘Aaaa bir şarkıcı benimle evlenmek istiyor. Ay o ne okuyordu, ne şarkıcısıydı deyip küçümsedim.’ Yarım saat güldüm. Bankada müşteriler bana baktı. Sonra ağabeyimden izin istemiş benimle buluşmak için. Buluştuk. Altı ay sonra falan isteme oldu. 1986 senesinde evlendik.

- Bir daha çocuk sahibi olmayı düşünmedin mi?

Düşündüm ama olmadı. Hep düşük yaptım. Hatta bir gün tepem attı dedim ki Osman’a, ‘Ya Osman sen beni boşasana, bak çocuğum da olmuyor.’ Gözleri fal taşı gibi açıldı. ‘Karıcım sen delirdin mi? O nasıl söz, sen benim ilk göz ağrımsın’ dedi. İstemiyorum, oğlumu unutamıyorum dedim. Yine bir mayıs ayıydı. Anneler Gününe yakındı. ‘Sen beni bırak ben acımı tek başıma yaşamak istiyorum. Git kendi camiandan biriyle evlen’ dedim. O koca, iri yarı, şişko adam gözümün önünde çocuk gibi ağlamaya başladı. İlk defa onu ağlarken gördüm. Pişman oldum.

- Vefat ettiğinde hala AK Parti milletvekiliydi. Bir hastalık süreci oldu ki kanser tedavisi çok meşakkatlidir. O dönemi anlatır mısın? Hiç karşı çıktın mı o halde siyaset yapmasına?

Kemoterapi alırdı, yine gider çalışırdı. Tayyip Bey’i çok severdi. ‘Nasıl bırakırım onu’ derdi. Bir gün yoğun bakıma yanına girdim. O kadar iyiydi ki... Konuştuk şakalaştık, onu sevdim, öptüm, kokladım. Dışarı bir çıktım, ruhunu teslim etti. Ben onunla vedalaşmışım bilmeden. Sülalemizde çok fazla siyasetçi vardı başta ağabeyim Veysel Atasoy. Osman’ın siyasete bulaşmasını başta hiç istemesem de ben hasta derecede Ak Partiliyim. Cumhurbaşkanımızı, eşini, o aileyi çok seviyorum, kendi ailem kadar. Hiçbir yerde AK partili olduğumu gizlemiyorum onlara çok inanıyorum. Hayatım boyunca, her dönemde çok siyasetçiyle tanıştım, çok miting gördüm ama ben Erdoğanlar’a çok inanıyorum. O yüzden Osman’ı tutmadım. Onunla beraber çalıştım diyebilirim. Ben vatanımı, bayrağımı çok seviyorum. Ne mutlu ki bana benim kocamın cenazesi o al bayrağa sarıldı.

Beni el üstünde tuttu

- Yedi sene geçti Osman Ağabey’in ölümünün üzerinden. Her gün ondan bahsederken hiç gitmemiş gibi bahsediyorsun. Hala gözlerin parlıyor.

Osman beni hiç üzmedi. El üstünde tuttu. 25 yıl sürdü evliliğimiz. Hediye alamasa küçük bir kağıda ‘Seni seviyorum karıcığım telafi edeceğim’ yazardı.

- Pek çok kişiyi kazandırdı sanat dünyasına Osman Yağmurdereli. İzledikçe en çok kimle gururlanıyorsun?

Nurgül Yeşilçay. Zaten o bizim kızımız. Nurgül’ün oğlunun adı da Osman’dır zaten. Bizim sette Cem’le tanışıp evlendiler. Sonra Erkan Petekkaya.

- Vefasızlar yok mu?

Arayıp sorabilirler. Sene-i devriyesinde bir dua okuyabilirler mezarının başında. Ama bazılarından görmüyorum. Üzülüyorum. Mesela Gülben Ergen. Marziye dizisiyle aldı yürüdü. Evet, çok yoğun biliyorum. Ama Instagram’a her şeyi koyana kadar Osman’ın bir fotoğrafını koyup, ‘Allah rahmet eylesin’ diyemiyor mu?

OSMAN’IN BİR SÜRÜ ÇOCUĞU VAR

- Senin hayatının en büyük sürprizlerinden birini yeğenin Çağrı Bingüller yaptı. Osman Yağmurdereli ismi akademiyle yaşayacak.

Çağrı, Osman Yağmurdereli sanat akademisini açtı. Benim rahmetli eşimin çocuğu yok ama bir sürü çocuğu oldu. 2 Ağustos’ta Osman’ın vefat yıldönümünde Aşiyan’a mezarına gittiğimde, hepsi oradaydı çocukların. Dua ettiler. Neye sevindim biliyor musun? Bazen Nişantaşı’na gidiyorum, o caminin bahçesinde, saç baş açık, gülenler, eğlenenler, kahkaha atanlar... Orada birilerinin canı yanarken, çok üzülür ve sinirlenirdim. Osman’ın mezarının başındaki o genç kızlar, hepsi başlarını örtmüşler, ellerinde dua kitapları... Nasıl mutlu olduğumu anlatamam.

MOR ODADA DUA EDERİM

- Önce ilk eşin, sonra oğlun sonra hayatının aşkı Osman Ağabey ve baban gibi gördüğün ağabeyini kaybettin. Büyük acılar bunlar... Nasıl tutundun hayata?

Benim her oturduğum evimde bir mor odam vardır. O odaya girerim... Tespihlerim, seccadelerim... O odada Allah’la konuşurum. Dua ederim. Tespih çekerim... Eğer birileri beni üzdüyse şikayet ederim. O mor odadan kendimi sıfırlamış çıkarım. Çok sıkıntılı olduğum zamanlarda bazen bir kelebek girer içeri. Hah Osman geldi derim, dertleşirim onunla. Bütün sıkıntılarımı alır, gider.