Kaya Çilingiroğlu: Babamdan öğrendiklerimi televizyonlarda satıyorum

Hülya Avşar’dan bir kızı Feraye Tanyolaç’tan bir oğlu olan Kaya Çilingiroğlu, kendi babasını ve çocukları ile olan diyalogunu tüm samimiyetiyle Star Pazar okuyucularına anlattı.

Bugün Babalar Günü sizin ne ifade ediyor?

Çok şey ifade ediyor. Benim babalar günüm kutlanırken bir taraftan ben kutlayamıyorum. Yani hem mutluluk hem hüzün verici benim için. Çünkü benim babam çok özel bir adamdı. Aklıma her gelişinde burnumun direği sızlar hala. Bana çok şey öğretmiştir kendisi. Ama kendi babalığıma gelince iki tanede çocuğum olduğu için çok keyif verici ve çok özel bir durum. Babamın yokluğunu onlar unutturuyor bana.

Babanızdan neler öğrendiniz?

Benim babam çok ilgili bir babaydı. Ben o kadar ilgili bir baba değilim belki de. Babam her attığım adımı takip ederdi. Kaldı ki o zaman iletişim kurmak bu kadar kolay değildi. Her şeyi yaşayarak ve sorgulatarak öğretirdi. Babam hayatta olmasa bile bana hala maddi ve manevi çok yararı dokunuyor.  En azından sporcu olmayı öğretti bana beş yaşında beni jimnastiğe başlatarak. Sporun ve sporcu bir kişiliğin bu hayatta ne kadar güçlü olabileceğini ne kadar dik durabileceğini öğretti. Sporu sevmeyi sporda bir yenenin bir yenilenin olduğunu öğretti.  Hayatımda ikinci olduğumda hüngür hüngür ağladığımda beni teselli ederek hayatta yenilmenin de olabileceğini anlattı. Bende şimdi ondan öğrendiklerimi zaman zaman televizyonlarda satıyorum. (Gülüyor.)

Bu sporcu kimliğinizin ne kadarını aktarıyorsunuz çocuklarınıza?

Zehra’nın annesinden ayrıldığımda Zehra yedi yaşındaydı. Çok ısrar ediyordum sporcu olması için ama annesi ile bazı fikirlerimiz uyuşmuyordu olmadı. Aynı şekilde Kaya’da da olmadı. Ama golf oynuyor ve kayak yapıyor. Tabii ki sportif anlamda değil. Mesela geçenlerde yüzme okuluna başladı. Orada huzursuzluk çıkarmış birbirine katmış ortalığı yarın gider mi gitmez mi bilmiyorum. Çünkü umursamıyor evde havuz var. Yan sitede havuz var. Cezbetmiyor. Bir de şimdi çocukları uyaran çok fazla şey var. Eski mahalle ortamı yok bir sitede küvözde gibi büyüyorlar. Okulları bitince servislere konuluyor evlere getiriliyorlar sonrada evde bilgisayar oynuyorlar. Ama bizim zamanımızda öyle değildi. Biz okuldan sonra iki saat futbol oynar sonra eve giderdik. Hala içten içe spora düşkün olmalarını istesem de iyi bir sporcu olup benim gibi bu işten para kazanamayacaklarını biliyorum.

Peki 18 yıl öncesine dönersek ilk baba olacağınızı öğrenince ne hissetmiştiniz?

Zehra’nın dünyaya gelmesi için çok uğraştık. Tüp bebek deneyelim derken normal bir şekilde hamile kaldı annesi. İlk öğrendiğimde havaalanındaydım. Çok sevindim tabii doğumundan beri de çok ünlü bir bebek oldu. Maşallah çok da güzel bir bebekti sarışın mavi gözlü ve tombul yanaklı. İlk kucağıma aldığım an bende bir his doğdu rahmetli babama ne kadar yanlış yapmışım dedim.

Neden babanızı üzdünüz?

Geçirdiğim kazalar yaptığım işlerle babamı ne kadar üzmüşüm dedim. Çünkü Zehra 40 derece ateşlendiğinde hüngür hüngür ağlayıp babamı aramıştım ben ne yapacağım diye. Düşünsenize küçücük bir bebek ne yapacağınızı bilmiyorsunuz ve bir şey olacak diye ödünüz kopuyor. Ama sonra Kaya ateşlenince hiç umursamadım. Çünkü o duyguyu biliyordum artık bir şey olmayacağını. Ama ilk yaşadığımda çok panik olmuştum.

Zehra telefonumda ‘aşkım bebeğim’ olarak kayıtlı. Kaya’ya ise ‘küçük adamım’ diyorum.

Kız babası olmak daha mı özel?

Hayır hiç alakası yok. Baba olmak özel bir durum. Birbirinden ayırmak doğru değil.

Nasıl vakit geçiriyorsunuz çocuklarınızla?

Zehra artık kocaman oldu nerdeyse randevu ile görüşüyorum kendisiyle. Ne zaman arasam ya okulu, ya da dersi oluyor. Beni hep reddediyor bu aralar. Ama ben 18 yılda onu en fazla iki kere işimden dolayı iptal etmişimdir. Unutmaz onu hep söyler bana. Kaya ile de film izliyoruz golfe genelde birlikte gidiyoruz evdeki havuzda antrenman yaptırıyorum ona. Bir de annesinden gizli dondurma ve döner yediriyorum. (Gülüyor.)

Çocuklarınızla birbirinize karşı kullandığınız özel sevgi sözcükleriniz var mıdır?

Zehra’ya aşkım, bebeğim diyorum zaten telefonumda da öyle kayıtlı. Kaya’ya adamım, küçük adam falan diyorum.

Zehra ile Kaya’nın arası nasıl birbirini kıskanıyorlar mı?

Zehra büyüdü, kıskanabileceği bir şey kalmadı. Zehra arada Kaya’yı bücür falan diyerek kızdırıyor. Kaya’da bu duruma çok kızıyor ve ablasına saldırıyor. Az görüşüyorlar. Ama birbirlerini çok sevdiklerini biliyorum. Bir de Kaya’nın tam büyüme çağında Zehra genç kız oldu paylaşımları ve uğraşıları farklılaştı. Biliyorsunuz Zehra’nın üniversite sınavı var ve iki senedir çok ciddi çalışıyor.

 Zehra’nın okumasını istediğiniz bir bölüm var mı?

Ben ona bir şey demeden o hukuk dedi. Ama doktor olmasını isterdim tabii. Annem babam doktor ben olamadım Zehra olsun isterdim. Bir de paraya ihtiyacı olmadığı için çok doğru düzgün bu mesleği yapabilirdi. Genellememekle birlikte işini düzgün yapan çok az doktor kaldı.  ‘Babam sevineceği için hukuku seçtim’ diyormuş annesine. Halbuki benim ağzımdan hiç böyle bir şey çıkmadı. Hatta Zehra’ya bir sene daha okula gidilir mi sıkılmıyor musun dedim.

Babalar böyle şeyler söyler mi?

Okumak bir kabiliyet işi. Artık üniversite sınavlarında iyi okullar ilk sırada yer almıyor. Anadolu’da okuyan çocuklar sıralamaya girip derece yapıyor.  Çünkü yaşadıkları hayattan ve yerden kurtulabilmelerini sağlayacak tek şey sınavı kazanmak. Zengin çocuklarına bakıyorsunuz  her şeye sahip oldukları için hiçbir şeyle uğraşmıyorlar.

İlginç bir yaklaşımınız var.

 Bakın göbek adım Süleyman. Bunun sebebi de babamın matematik hocasının adının Süleyman olması. Düşünün o kadar sevmiş ki oğluna adına koymuş. Okula gitmeden çarpım tablosunu bilirdim. Benim ve benden önceki jenerasyonun kafası başka çalışırdı. Şimdiki çocukların okula, derse ve öğretmenlere ilgisi farklı.

Zehra erkek olsaydı kabadayı olurdu

Zehra için babasının kızı diyorlar mı?

Fiziki açıdan bana zaten çok benziyor. Çok çabuk sinirlenmesi, aceleci olması bana benziyor. Ama zamanla hayat deneyimleri arttıkça azalacaktır diye düşünüyorum. Zaten Zehra erkek olsaydı herhalde kabadayı falan olurmuş.

Aa neden

Ee öyle çok sert. Ama iyi yetişmiş biri. Bir de ben çocukları hakkında övgü dolu sözler söylemeyi seven bir baba değilim. Ne olursa eleştiririm. Ama Zehra çok tevazu sahibi.

Kızlar hep babalarına benzeyen adamlarla evlenme ister. Zehra’nın size benzeyen biriyle evlenmesini ister misiniz?

Valla bu erkekler için de geçerli. Erkekler de annelerine benzeyen kadınlarla evlenmek ister. Ben iki kere evlendim. Ama ikisi de anneme benzemiyordu ne huy olarak ne de tip olarak.  Bunlar çok beylik laflar. Önemli olan acele etmemesi doğru biriyle evlenmesi. 22 yaşında gelip ‘Baba ben evlenmek istiyorum’ demesin bana. Yine bir şey demem ama toy olacakları için hayatı yeteri kadar deneyimleyemeyecekleri için sağlıklı bir evlilik olmaz diye düşünüyorum. 

Çocuklarıma sürpriz!

Peki Babalar Günü’nde hediye alır mı çocuklarınız?

Zehra geçen hafta beni aradı Babalar Günü için yemeğe gitmiyor muyuz dedi. Bende tarihi şaşırıp Twit attım. Ama beni tongaya düşürmüş. Neyse hep birlikte mutlaka yemeğe gideriz. Zehra mutlaka bir hediye alır. Kaya’da bir şey hazırlar kendince. Zaten Kaya hediye vermeyi çok sever. Odam onun verdiği hediyelerle dolu. Resim yapar verir gazoz içer kapağını verir oyuncağını verir. Yani çok verici bir çocuk.  Ama ben çocuklarıma hep şunu söylerim bana öyle ayakkabı, kazak pantolon almayın hatta kimseye böyle hediyeler almayın derim. Karşınızdakini özel hissettirecek hobilerine yönelik ya da sevdiği şeylere göre bir hediye alın derim. Mesela ben onlara şimdi çok özel bir hediye hazırlıyorum.

Sizde onlara bir hediye vereceksiniz  yani?

Evet ama hemen vereceğim bir hediye değil. Biraz daha zamanı var. Ama aldıklarında çok şaşıracaklar.

Nasıl bir hediyeymiş bu biraz ipucu verin.

Nasıl bir hediye olduğunu söyleyemem. uAma farklı zamanlarda vereceğim ikisine.

Çocuklarınızla arkadaş gibi misinizdir?

Evet öyleyim öyle de olmalı herkes. Yoksa çocuk yalan söyler.