Galatasaray Daikin Kadın Voleybol Takımı, tarihinde ilk kez CEV Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkarak 12’li play-off’a kaldı. Geçen perşembe günü çekilen kurada ise Dörtlü Final’in evsahibi olarak belirlendi. Aldığı sonuçlara bakılmaksızın Dörtlü Final’e direkt katılma hakkı elde etti.
Voleybolun daha popüler hale gelmesine katkı sağlamak, bu sporu bir adım öteye taşımak arzusuyla yola çıkan Japon klima markası Daikin’in sponsor olduğu takım, gruptaki son maçını Fransa’nın ASPTT Mulhouse takımıyla yaptı. Geçen salı günü Mulhouse’daki maçı 3-0 kazanan Galatasaray Daikinli voleybolcular, gurbetçi taraftarın tezahüratı eşliğinde maç sonrası halay bile çekti! Maç sonrası takımın menajeri Orkun Darnel ile hem Galatasaray’ı hem de şu an rakip takım Eczacıbaşı Vitra’da forma giyen milli voleybolcu eşi Neslihan Darnel’i konuştuk.
TÜRK TAKIMLARIYLA EŞLEŞMEK İSTEMİYORUZ
“Galatasaray Daikin Kadın Voleybol Takımı, Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk sezonunda grubundan lider olarak çıktı. Bence çok önemli bir başarı.Kurada Türk takımlarıyla eşleşmek istemiyorduk. Eczacıbaşı Vitra çok önemli, keza Vakıfbank çok iyi. Bu iki kulüp olmasaydı kadın voleybolu bugün bulunduğu noktaya gelmezdi. Her Türk takımının daha üst turlara çıkması için eşleşmek istemiyoruz. Ama Dörtlü Final’e Galatasaray Daikin’in evsahipliği yapacak olmasından dolayı yarı finalde bir Türk takımını göreceğiz, yapacak bir şey yok.”
Annem çok güçlü, sizi yener!
“Kızım Zeynep, dört buçuk yaşında ve maçlardan önce skoru söylüyor. En son maçtan önce ‘Annenle maçımız var, kim kazanır’ dedim, ‘Eczacı kazanır’ dedi. Nedenini sorunca ‘Annem çok güçlü çünkü’ cevabını verdi. Maçlara gidiyor. Maçtan sonra herkes annesinden imza isterken ‘Anne herkes de seni tanıyor’ diyor. Bizim takımdaki kızlarla kanka! Ankara deplasmanına gittik, yemekten sonra bir gidiyor dört saat sonra geliyor yanıma. Kızların odasını dolaşıyor. Özge ile makyaj yapıyorlar, Simone ona oje sürüyor.”
Tek şartım GS forması giymesiydi
“Neslihan’a evlenme teklifi etmeden önce ‘Tek bir şartım var, günün birinde Galatasaray forması giyeceksin’ demiştim şakayla karışık. O zaman, yani 2006’da Galatasaray’ın takımı ikinci ligdeydi, Neslihan da bana ‘Yok ya neyle oynayacağız öpücükle mi?‘ dedi. Ben de ‘Ben öpeceğim yetmez mi?’ demiştim. Altı senede işin rengi değişti ama Neslihan geldiğinde ben burada olmam! İspanya’da aynı takımdaydık ama burada olmaz. O yıpranır, ben yıpranırım. Eğer bir gün duyarsanız istifa etmişim, bilin ki Neslihan geliyor.”
Biz kazanınca benimle 10 gün konuşmadı
“Bugüne kadar benim takımım onun takımını bir kere yendi. 10 gün konuşmadı, küstü. Ama o bizi devamlı yeniyor, biz onunla konuşuyoruz! Biliyorum ki Neslihan’ın en büyük arzusu şampiyonlar ligi şampiyonu olmak. Oldu da ikimiz Dörtlü Final’de karşılaştık. Yarı finali biz kazanırsak tahmin ediyorum o gece eve gidemem!”
Beşim eşim voleybolun Messi’si
“Kadın voleybolunun patlaması ‘Filenin Sultanları’nın 2003’teki Avrupa ikinciliğiyle oldu. Kulüplerin başarılarıyla genç kızların voleybola ilgisi çok arttı. Kadın voleybolcu sayısı her yıl çoğalıyor. Mesela balıkçıya gidiyorum, biri geliyor ‘Abi benim arkadaşın kızı var çok yetenekli’ diyor. Türkiye’de voleybola çok talep var, dünyada da ‘Türkiye’nin kadın voleybolu çok iyidir’ algısı oturmuş durumda. Eşim Neslihan, bir voleybol ikonu. Voleybolun Messi’si. İspanya’da taraftar ona ‘Messi, Messi’ diye bağırıyordu. Kendisi de Messi hayranı. İki sene öncesine kadar tek başına çabalayan, debelenen bir sporcuydu. 2003-2009 arasında Türk voleybolunu Neslihan sırtında taşıdı, çok emek verdi. Son iki yılda kendini çok iyi geliştiren kadın voleybolcular var. Öyle bir milli takım oldular ki hepsi zevkini çıkarıyor. Neslihan eskiden maçlara ‘60-70 top vuracağım’ diye giderken, şimdi iştahlı gidiyor. Takım olarak çok iyiler.”
AŞK İŞTEN ÖNCE GELDİ İSTİFA ETTİM
Aslında tekstil mühendisiyim. Burada çok da iyi bir işim vardı. Eşim Tenerife’ye transfer olunca aşk işten önce gelir diye işimi bırakıp eşimin yanına gittim. Orada ne yapacağım ne edeceğim, ‘En kötü evde oturur video izlerim’ diye düşünürken kulübün başkanı, takımın menajeri olmamı teklif etti. ‘Voleyboldan anlamam’ dedim ama ‘Anlaman gerekmiyor, ben seni en kısa sürede anlar hale getiririm’ dedi. İki yıla yakın çalıştım orada. Sonra Türkiye’ye döndüm. Tam eski işime dönecektim ki Galatasaray’dan teklif geldi. ‘Göreve talip olunmaz görev tevdi olunur’ prensibiyle şartını şurtunu sormadan çalışmaya başladım.
BİR KADINA BAKArSAM KAFAMA BİR ŞEY YERİM!
(Galatasaray’ın Neslihan’ı var mı? diye soruyoruz) Ruh olarak Neriman (Özsoy) diyebilirim. Skorerlikte de Neriman iyidir. Topların öldürümü açısından baktığınızda Rosir (Calderon Diaz), liderlik konusunda ise Leo (Eleonora Lo Bianco) var. Üçü bir Neslihan eder demiyorum, bu kişiler takım olarak muazzam bir şey. Tabii ki takımda Neslihan olsa muazzam bir şey olur. Bir oyuncudan vazgeçmek zorunda kalırız ama açıkçası Neslihan’ın Leo ile oynamasını çok isterdim. Neslihan ile birbirimizi kıskanıyoruz. Onun beni kıskanması daha kadınsı duygularladır çünkü takımdakinin yarısı onun arkadaşı. Mesela ben şuradan bir kadına bakayım kafama arkadan bir şey yerim! Ben de onu kıskanıyorum. Kıskanmanın sağlıklı olduğunu düşünüyorum.