Şehrin ilk saatli kulesi olan Nusretiye Saat Kulesi’ne nispet yaparcasına İstanbul’un en bilinen saat kulesi olur Dolmabahçe Saat Kulesi. Dolmabahçe Sarayı’nın yanında yer alan kule, şehrin simgelerindendir. Anıtsaldır; anıtsallığını 1842-1854 yılları arasında inşa edilen Dolmabahçe Sarayı’ndan alır. Eşzamanlı yapılmaz, Sultan Abdülmecit’in inşa ettirdiği saraydan yaklaşık 50 yıl sonra yapılır (1890). Dolmabahçe Saat Kulesi, II. Abdülhamit devri eseri olur.
Abdülaziz tahtan indirildiği için yarım kalan Aziziye Camii’nin taşları kullanılarak eklektik üslupla inşa edilen kule, Balyan ailesinin imzasını taşıyor. Değişik kaynaklarda kulenin mimarı olarak ailenin farklı üyeleri gösterilmekte.
Dolmabahçe Saat Kulesi, Bezm-i Alem Valide Sultan Camii ile sarayın saltanat kapısı arasında. Göz alıcı kulenin hem deniz hem de kara tarafında tuğralar bulunuyor.
Yüksekliği 27 metre olan kule, 12 m uzunluğundaki kare kaideye oturuyor. Kaidesindeki su sebilleri yapıyı çok daha özel kılıyor. Kule, dört katlı. İlk iki katında köşelerde sütun bezemeleri kuleyi anıtsallaştıran ve sarayla bütünleştiren unsurlardan. Zemin kattaki mermer kaide üzerinde yükselen sütunlar hemen dikkat çekiyor. Oldukça süslü ve şatafatlı olan birinci katın yüzeylerinde mermer Osmanlı arması göze çarpıyor. Yuvarlak köşeli balkonlarla çevrili üçüncü katta, Paul Garnier markalı Arapça saat kadranları halen çalışıyor. Kadranların saatçibaşı John Meyer tarafından yerleştirildiği biliniyor. Taş basamakla çıkılan saat odası, son katta. Bu kat bir balkonla başlayıp tepelikle son buluyor.
ŞEHRİN HAFIZASI
Sadece zamanı göstermez Dolmabahçe Saat Kulesi. 1898’de eklenen dört barometre kadranı önemli. Kara tarafındaki barometre sayesinde basınç, diğer yüzlerde bulunan termometre sayesinde ısı ölçülür. Şehrin ilk saatli kulesi değildir, Anadolu’daki benzerleri gibi buluşma noktası da olmaz ama tanıklık ettikleriyle şehrin en önemli hafızlarından biri olur.
Sultan Abdülmecit’den sonra tahta önce Abdülaziz ardından IV. Murad, daha sonra Abdülhamit geçer. Burada sadece bir ay kaldığı bilinir II. Abdülhamit’in. Daha güvenli olduğu gerekçesiyle Yıldız Sarayı’na taşınır. IV. Mehmet yani Sultan Reşat Dolmabahçe’de oturmaya karar verir. Ölümünden sonra ise VI. Mehmet -Vahdettin bir süre burada kalır. 1922’de ülkeden ayrılması Dolmabahçe rıhtımından olur.
Son olarak saraya yerleşen isim Abdülmecit Efendi olur ki o da hilafetin kaldırılmasıyla ülkeden ayrılır. 1924’te çıkarılan yasayla Osmanlı hanedanının tüm malları gibi Dolmabahçe de, tüm saray, köşk ve kasırlarıyla, millete geçer. Atatürk’ün ölümüne, vefatından hemen önce onu son olarak Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin selamlamasına da şahit olur saat kulesi.
TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK SAAT MÜZESİ
Saat kulelerinin önemini, tanıklık ettiklerinin kıymetini vurgulayan bir müze olduğunu, Dolmabahçe’de bir ‘saat müzesi’ olduğunu biliyor muydunuz?
Saat müzesi, sarayın Harem Bahçesi’nde bulunan eski İç Hazine binasında yer alır. Milli Saraylar Saat Koleksiyonu’na ait saatlerin sergilendiği saat müzesi 2004’te açılır.
Türkiye’nin ilk ve tek saat müzesinde, birbirinden kıymetli 71 adet saat bulunmakta. 18. ve 19. yüzyıl İngiliz otomatlarından Fransız ustaların marifeti olan mekaniklere, Fransız altın kaplama konsol saatlerinden Osmanlı Mevlevi saat ustalarının olağanüstü eserlerine birçok değerin sergilendiği müze önemli. Sergilenemediği için kapalı alanlarda muhafaza edilen saatler, sekiz yıl gibi oldukça uzun bir sürede, titiz bir tamir sürecinden geçer.
Dolmabahçe Saat Müzesi’ne düşürün yolunuzu. Sergilenmekte olan ünlü İngiliz saat ustası George Prior’ın müzikli otomatlarını seyredin. Ahmet Eflaki Dede’nin son yaptığı 9 numaralı saati, Mevlevi ustalar Mehmet Şükrü ve Mehmet Muhsin’in eseri türbülon saatleri olağanüstü güzellikte. Sadece ülkemiz için değil dünya mekanik saat koleksiyonları içinde önemli yere sahip olan, Es-Seyyid Süleyman Leziz’in muhteşem astronomik saati ve Osman Nuri’nin decimal saatini de görün.
HAMİDİYE SAAT KULESİ
Yıldız Sarayı Saat Kulesi yani Hamidiye Saat Kulesi, Doğu’dan Bat’ıya değişimin simgelerinden biri olur. Tıpkı Nusretiye ve Dolmabahçe saat kuleleri gibi bir caminin, Hamidiye Camii’nin yanına inşa edilir.
Karmaşık bir üsluptadır, çünkü neoklasik ve noegotik etkiler taşımasına rağmen oryantalist vurgusu öne çıkar.
Kare planlı kule, üç katlı olup yaklaşık 20 m yüksekliğindedir.
Kule, Makam-ı Valayi Seraskeri Reisi Giritli Ahmet Muhtar imzalı dört cephede yer alan dört kitabeye bakılarak 1890 yılına tarihlenir.
Sarkis Balyan imzalı olduğu bilinen kule, yukarı doğru çıktıkça daralıyor. Katlarda ilk göze çarpan kum saatli sütunlar ve mukarnaslı silmeler. Kubbeli, süslü çatıyı bir rüzgargülü tamamlıyor. Cepheyi bütünleyen ikinci ve üçüncü katlardaki farklı yönlerdeki saat kadranları ile gül pencereler olur. Dolmabahçe’nin dışında bir de burada barometre kullanılır.
1993’te bakımdan geçen kule, yeniden restorasyona alındığı için kapalı. Dolmabahçe, Nusretiye, Hamidiye ve niceleri... Zamanın ‘suskun tanıkları’ olan saat kuleleri sizleri bekliyor...