NECİP FAZIL'IN ŞİİR DÜNYANIZDAKİ YERİ NEDİR?
Necip Fazıl ismi, benim dünyama, lise yıllarında girdi. Şiire hevesli biri olarak şiirlerini okudum o yıllarda. Diğer eserleriyle üniversite yıllarında haşır neşir oldum. Türk Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördüğüm ve ortaokuldan beri şiir de yazdığım için başka şairlerin şiirleriyle birlikte Necip Fazıl'ın "Çile"si de hem genel olarak şiiri hem de özelde onun şiirini anlamak niyetiyle hep elimin altındaki kitaplardan biriydi. Sonra, "Cinnet Mustatili", "Babıâli", "O ve Ben", "İdeolocya Örgüsü", "Hikâyelerim", "Benim Gözümde Menderes" adlı kitaplarını okudum.
Özellikle şiirde, güçlü bir çekim gücü olduğunu fark etmiştim. Böyle şairleri, "tehlikeli şair" olarak düşünmeye başlamıştım o yıllarda. Şu yüzden ki o güçlü çekime kapılırsam kendi şiir dünyamı kuramam düşüncesi kaygı veriyordu. 1993'e kadar bu düşünceyi korumuşum çünkü andığım yıl Necip Fazıl'la ilgili bir sempozyuma davet edildiğimde bildirimin başlığı, "Şiir İçinde Tehlikeli Bir Şair: Necip Fazıl"dı. Fakülte bitirme çalışmam, poetikalar üzerineydi; beş şairin poetikasını değerlendirdiğim bu çalışmadaki şairlerden biri de Necip Fazıl'dı. Sonraki yıllarda da Necip Fazıl'la ilgili hem yazdım hem de derslerimde ve çeşitli vesilelerle çağrıldığım panellerde konuştum. Çalışmalarım çoğunlukla şiirle ilgili olduğu için Necip Fazıl; pek çok kez adını, şiirini, tavrını, eylemini anıp modern Türk şiirindeki yeri üzerinde durduğum bir şairdir.
NECİP FAZIL'IN ÇİLESİ VE DAVASI HAKKINDA NELER SÖYLERSİNİZ?
Necip Fazıl'ın çilesini, şiirlerini yeni bir düzenleme ile bir araya getirdiği "Çile" adlı kitabından izlemek mümkündür. Şair, şiirlerini; "Allah, İnsan, Ölüm, Şehir, Tabiat, Kadın, Korku, Dâüssıla, Ukde, Hafakan, Dekor, Tecrit, Kahramanlar, Dava ve Cemiyet" başlıkları altında sunmuştur. Elbette, önce "Büyük Doğu" dergisinde "İdeolocya Örgüsü" başlıklı yazıların içinde bir dizi yazı olarak yayımlanan "Poetika"yı da anmak gerekir. Necip Fazıl'ın şiirde baştan beri arayışa girdiği açıktır. Bu süreci, onun düşünsel ilerleyişini de gözeterek, üç dönemde değerlendiriyorum:
Bir: 1920'ler: Bohem bir yaşantıyla beliren ontik sorunlar dönemi. Bu, anlama dönemidir.
İki: 1930'lar: Metafizik bir görüşe ulaşma. Bu, "Ağaç" dergisindeki yazılarıyla açığa çıkan yorumlama dönemidir.
Üç: 1940'lar ve sonrası: Büyük Doğu hareketi ile belirginleşen aksiyon/eylem dönemidir.
Necip Fazıl, davasını, şair duyarlılığı ve heyecanıyla açığa koyar ve yaşar. Elbette, bu duyarlılık ve heyecanın düşünsel zemini vardır. "Poetika"nın "Büyük Doğu" dergisinde yayımlanan hâliyle "Şiir Nedir?" başlıklı ilk yazısında, "Şiir, mutlak hakikati aramakta, fevkalâde sarp ve dolambaçlı, fakat kestirme ve imtiyazlı bir keçi yoludur." der ve ardından da "Mutlak hakikat Allah'tır." diye ekler. Bu sözler, onun "çile"sini ve "dava"sını açıkça bildirir. Mutlak hakikatin Allah olduğunu belirten Necip Fazıl'ın Allah'ı her şeyde görmek üzere aradığı; başka bir deyişle olayları, olguları, kişileri, uygulamaları, düzeni "mutlak hakikat" bilinciyle değerlendirdiği söylenebilir. Onun "Büyük Doğu" dergisinin ikinci döneminden başlayarak aksiyoner bir kimlikle politikaya gösterdiği ilgisini de eleştirel tutumunu da dava ve hapis süreçlerini de bu tutumu belirler. Davasını çile olarak taşımış, yaşamış bir şair, düşünür ve aksiyonerdir Necip Fazıl.
Necip Fazıl Ödülleri'nin edebiyat dünyamıza katkıları hususunda ne düşünüyorsunuz?
Necip Fazıl, farklı edebî türlerde eserler vermiş; hem yaşadığı hem de ölümünden sonraki yıllarda eserleri ve poetik tutumuyla ilgi görmüş önemli bir şair ve müelliftir. Çıkış yeri, edebiyattır, dildir. Ayrıca, çıkardığı dergiler, yazdığı diğer kitaplar ve aksiyoner kişiliğiyle Türk kültür hayatının ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden biridir. Onun bu özellikleri gözetilerek Necip Fazıl adına bir ödül verilmesi ve bu ödülün onun birikimini, yazdığı alanları gözetir bir biçimde farklı başlıklar altında belirlenmesi, bu ödülün edebiyat ve kültür dünyamıza katkıda bulunduğunun göstergesidir. Bu tarz ödüller, hem adına ödül verilen şair ve yazarın düşüncelerini ve poetik tutumunu günceller hem de ödül verilen şair ve yazarların kültür ve edebiyat dünyasında görünürlüğünü arttırır. Özellikle "ilk eserler" ödülü, gençlerin teşvik edilmesi bakımından önemlidir. Bütün bunları gözeterek Necip Fazıl adına ödül verilmesini, doğru ve manidar buluyorum.
ŞAİR ÖLMEZ BİÇİM DEĞİŞTİRİR
Şiir Ödülü'nün size tevdi edilmesi sizde hangi duyguları uyandırdı?
Ödülün değerini, adına ödül verilen şair ve yazar kadar, seçiciler de belirler bana göre. Necip Fazıl Ödülleri'nin jürisinde bulunanlar, edebiyatı bilen, izleyen, farklı mecralarda (akademide, basın dünyasında, sivil inisiyatiflerde) metinler ve edebiyat dünyasındaki gelişmeler ve sorunlar üzerine yazılar yazan, dersler veren, şiir ve öykülerle bu dünyada var olan isimler. Onların teveccühü, elbette değerlidir ve teşekkürü hak eder.
Bu ödülün gururla taşıyabileceğim bir gerekçe ile bana tevdi edilmesinden memnunum. Ödülün gerekçesinde, "Kadim Türk kültürünün izlerini şiirinin özüne koyması, neredeyse bütün mesaisini şiire, şiir dergilerine, şiir üzerine araştırma ve inceleme yazılarına ayırdığı için" deniyor. Yaptığım görülmüş ve bunda bir değer bulunduğu kanısına varılmış. Bu gerekçeyi, ödülün şahsımda Türkçe'ye verildiği şeklinde değerlendiriyorum. Türkçe'nin bütün şairleri, bu dilin içinde nefes alıp veriyor. Böyle düşündüğüm için, "Şair, ölmez; biçim değiştirir." demiştim. Söz konusu yeni biçim, bizi değiştiren dilin ta kendisidir. Necip Fazıl'ın da yaşamayı sürdürdüğü bu evrende, onun adına verilen ödülle nefesim daha da derinleşti.
'NECİP FAZIL ŞİİR ÖDÜLÜ' SAHİBİ: MEHMET CAN DOĞAN
1969'da Aksaray'da doğdu. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü'nü bitirdi. Yeni Türk Edebiyatı alanında yüksek lisans ve doktora yaptı, doçent ve profesör oldu. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyor.
Şiir ve yazıları çeşitli dergilerde yayınlandı. Çeşitli yayınevlerinde pek çok kitabın editörlüğünü yaptı.
"Beş Şair Beş Poetika" adlı çalışmasıyla "1993 Milliyet Edebiyat Ödülü"nü, 'Camekân' adlı kitabıyla "2018 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri Şiir Ödülü"nü ve Türkiye Yazarlar Birliği 2018-10. Edebiyat Mevsimi "Şiir Büyük Ödülü"nü aldı.
Mene Tekel Feres (1993), Törenler ve Komplolar (1997), Şaman (2005), Boyunca (2005), Attar (2009), Üvey İkiz (2013), Camekân (2017), Başka Türlü de Olur-Toplu Şiirler'in (2020) yanı sıra çok sayıda araştırma, inceleme, eleştiri, deneme ve söyleşi kitabına imza attı.