24 TV ekranlarında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sunumuyla yayınlanan 24 TV Arafta Sorular programında açıklamalarda bulundu. Psikiyatrist Merter, "14 yaşındaki bir çocuk cinsiyetini değiştirmek istediğinde, 'Bu onun hayatı, doğrusunu o bilir' diyerek yönlendirmek, fikri hezeyandır, deliliktir. Bunun sebebi 1970'lerde Amerika'nın projesi terbiyesiz eğitim sistemidir.' dedi.
Psikiyatrist Merter, "Cinsiyet değişiminin mimarı biziz. Biz çocuk travmatize olur dediğini yapın dedik. 1970'lerde Amerika'da başlayan değerlerin yeniden belirlenmesi diye bir eğitim hareketi var. Bu insanlık tarihinin gördüğü en zararlı eğitim felaketlerinden bir tanesi. Hegaton'la Son Tango kitabımda buna yer verdim, açıkladım bunun ne olduğunu. Bir öğretmen ya da bir ebeveyn veya herhangi bir otorite kimliği çocuğa bu doğrudur, bu yanlıştır dememeli. Çocuk doğrusunu kendi bulmalı. Biz psikiyatr ve psikologları bu şekilde ikna ettikten sonra biz de insanları böyle ikna ettik. Bunun neticesi neydi? Sonra anladım. Ben nesli denilen şeyin temeline gittiğin zaman eğitimsizlik hareketi var. 12-14 yaşında bir erkek çocuk gelip de ben kız olacağım, kız çocuk ben erkek olacağım diyebiliyor. Bu onun hayatı doğrusunu o bilir fikri hezeyandır, deliliktir. O çocuk yaşta bunun kararını veremez. Değerleri yeniden yapılandırma, terbiyesiz eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Terbiye gitti. Hanımefendiler 20 senede %80 oranında erkeksi meslekler, erkeksi sporlar, yapmaya başladılar. Hollywood filmlerine bakın. Savaş filmlerindeki baş kahraman hep kadın. İstiklal savaşında annelerimiz erkeklere göre gerektiği zaman daha celalli olmasını bildi. Bu o değil. Bu bir projenin bir parçası. Ve neticede nereye geldik? Kadınlar erkeksi hayat tarzını benimseyerek o alanı işgal ettiler." ifadelerini kullandı.
Merter "Namaz, olabilecek en muhteşem meditasyondur. Hakkını hiçbir zaman tamamen veremeyiz. Ama elimizden geldiği kadar hakkını vermeye çalışarak namazı eda etmeliyiz. Bunun yönlerinden birisi sekte ve duraklarına riayet ederek namaz kılmaktır. Huşû uyanma halidir. Namazın celsesi belirli müddet duraklamadır. Fakir bunu yaşadı. An için derler ki iki nefes arasında, alıp verdiğin nefes arasındaki an sonsuzluğun kapısıdır. An zamanı diye bir zaman vardır. Bu zaman, yatay zamandır. Dün, bugün, yarın zamanı yatay zamandır. Bir de dikey zaman vardır. O an zamanıdır. Namazları kılarken eda ettiğimiz ayet-i kerimeler, özellikle bazı Esma-ül Hüsna'yı tekrar ederek biraz duraklatır ve bizi o an zamanına götürür. Hassasiyetlerimizi Kur'an-ı Kerim Arapçası üzerine göstersek ve ayet-i kerimeleri o şekilde ezberlesek, namaz duraklarına rükudan sonra bir durak, kıyamdan sonra bir durak, secdede hemen kalkmayacak şekilde namazlarımızı kılarsak emin olun dünya değişiyor." şeklinde konuştu.