29 Ocak 2025 Çarşamba / 30 Recep 1446

Prof. Dr. Ümit Meriç: Dünyada şu sıralar hızla yayılan din İslamiyet

24 Hafta Sonu'nda Deniz Uğur'un bu Pazar konuğu olan Sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç, 'Dünyada şu sıralar hızla yayılan din İslamiyet. Gazze'ye bunun için teşekkür ederiz. Tabii çok acı bir teşekkür ama hakikaten insanlarda Müslümanların bu dik duruşunun, bu imanın, ölümü aşarak geçmenin cevabının olduğunu bir kısım beşeriyet idrak etmeye başladı' dedi.

27 Ocak 2025 Pazartesi 15:28 - Güncelleme:
Prof. Dr. Ümit Meriç: Dünyada şu sıralar hızla yayılan din İslamiyet

24 TV'nin yaşamın gerçekleri ve hayatın her alanına dokunan konularla izleyicinin merak ettiği her şeyi ele alan programı 24 Hafta Sonu'nda Deniz Uğur'un bu Pazar konuğu Sosyolog Prof. Dr. Ümit Meriç oldu.

"FRANSA VE ALMANYA'DA EZAN SESİNİN DUYULMAMASI İÇİN MECLİS KARARLARI ÇIKARTILIYOR."

'Baron de Tott ya da Napolyon'a atfedilen bir cümle var. 'Eğer dünya tek bir devlet olsa idi başkenti İstanbul olurdu.' Bu üzerinde bizim ciddiyetle düşünmemiz gereken bir cümle. İki farklı ülkeye mensup iki büyük zekanın İstanbul'un dünyanın stratejisi açısından önemini ifade eden bir cümle. İstanbul sadece siyasi açıdan, konjonktürel açıdan değil, bir manada medeniyetlerin buluştuğu, kucaklaştığı bir merkez olması açısından da dünya için örnek kabul edebilecek olan bir şehir. Tasavvur buyurunuz, benim çocukluğum Üsküdar'la Kuzguncuk arasındaki Fethi Paşa Korusu'nda geçti. Annemin elinden tutup Kuzguncuk'a alışverişe gittiğimiz zaman kahvaltılık satan bulgar bir dükkan vardı. Oradan alışveriş yapardık. Onun hemen yanında bir havra vardı. Annemle caddeye çıkıp iskelenin yanındaki fırından halka alacağımız zaman eğer günlerden pazarsa karşıda çan çalardı. Herhangi bir ezan saati ise onun hemen yanındaki camiden ezan sesi gelirdi. Evimizin yanındaki bahçede büyük bir hurma ağacı vardı. Onları toplamaya Polonezköy'den iki tane sakallı, sıhhatli erkek gelirdi. Çengelköy'de oturduğumuz yıllarda komşumuz Todori, oradaki bir Rum yetimhanesinde annesiyle beraber oturur idi. Bu benim kısacık ömrümden verdiğim birkaç örnek bile İstanbul'un aslında ne kadar kozmopolit bir dünya şehri olduğunu bize ispatlıyor. Tasavvur buyurun, bugün işte bir bahanede hürriyetin, eşitliğin, adaletin mihmandarı olduğunu iddia eden Fransa'da ya da Almanya'da ezan sesinin duyulmaması için meclis kararları çıkarılıyor ve iç ezanlarla birçok Müslüman'ın bulunduğu Avrupa ülkelerinde yetinilmek zorunda kalınıyor. Asırlar öncesinden beri gelen ve İslam'ın insanlara ibadet özgürlüğü tanıyan güzelliğini hayata geçiren bir toplum olarak biz asırlar öncesinden beri farklı inançlardaki, farklı kanlardaki insanlara yaşama hakkı, inanç hakkı almışız. Bunun bazı istisnaları zaman zaman olmuş ama bu, esası değiştirmiyor. Endülüs'te büyük bir İslam medeniyeti yaşanmıştır asırlar boyu. Yurt dışına çıkmak isteyenlere önce Mekke, Medine, Kudüs, sonra Kudüs, Sonra Endülüs'e gidin diyorum. Endülüs'te büyük bir İslam medeniyeti var. Fetih 1453'ten bugüne kadar geçen zaman zarfından daha uzun bir süre İspanya'da ve Portekiz'de İslam yaşanıyor. Ezanlar okunmuştur. Kiliselerde ibadet yapılmıştır ve Yahudiler yaşamıştır. Reconquistadore Harekatı adı verilen hareketle Katolik Hristiyanlık o bölgeyi fethetmeye başladıktan sonra oradaki Müslümanlara ve Yahudilere hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmamıştır. Ya Hristiyan olacaksınız, ya da öleceksiniz denmiştir. İkinci Beyazıt kadırgalar yollayarak hem Müslümanları hem Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu'na alıyor. İstanbul'da Balat Yahudilerin merkezi oluyor.'

"DÜNYADA ŞU SIRALAR HIZLA YAYILAN DİN İSLAMİYET"

'Denizin dibine inince ayağınızla basıp kendinizi yukarıya fırlatmanız gerekir. Sanıyorum ki bu idrak fukaralığı artık dibe vurmak üzere, beşeriyet çapında. Ve tabi bunda Hristiyanlığın teslis akidesinin batı aklına getirdiği büyük soru işaretinin cevabını da aramak lazım. Yani insan aklıyla teslis bağdaşamaz ama kilise bu konuda sınıfta kalmıştır maalesef. Hristiyanlığın kendini bir yeni reformla belki ıslah etmesi lazım. İslam'la müşerref olan büyük batılılar var. İngiliz Müslümanları var. Dünyada şu sıralar hızla yayılan din İslamiyet. Gazze'ye bunun için teşekkür ederiz. Tabii çok acı bir teşekkür ama hakikaten insanlarda Müslümanların bu dik duruşunun, bu imanın, ölümü aşarak geçmenin cevabının olduğunu bir kısım beşeriyet idrak etmeye başladı. İslamofobi şeklinde pompalanan hareketin aslında beşeriyetin mutluluğuna en büyük engel olduğu kanaatindeyim. Fakat tabi bu konuda bizlerin de elhamdülillah Müslüman anne babadan doğmuş insanlar olarak kendi şahsiyetimizi de en mükemmel şekilde inşa etmemiz lazım. Ben hem toplumsal tarihin hem aile tarihinin kendimizi tanımak açısından da toplumumuzu tanımak açısından da dünya tarihini bilmek açısından da çok önemli olduğu kanaatindeyim. 50 binden fazla insan öldü Gazze'de. Bu bir katliam yani hiçbir müdafaa imkanı olmayan insanları çatır çatır öldürüyorsunuz.'