Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün 24 TV ekranlarında yayınlanan 'Arafta Sorular' programında açıklamalarda bulundu. Oruç, 'Avrupa'nın Gazze konusunu yönetememe krizi yaşadığı görülüyor.' dedi.
Gazze konusunda Batı'nın tutum ve tavrını değerlendiren Oruç, "Batı medeniyeti denen şeyin aslında İslam düşmanlığı yaptığını ve yaptığı soykırımın televizyon ekranlarında her gün bir bölümünün yayınlandığını, silah satarak kendi kamuoyu algısını besleyerek onay vermiş olduğunu gördük. Batı'da adına İslamofobi dedikleri şey, aslında fobi değil düşmanlıktır. Bu çağda Gazze'de İsrail soykırımı yaşanırken bu soykırıma en büyük desteği Batı dünyasının vermesi ile bir kez daha gördük. Bu aralar bir tez üzerine çalışıyorum. İslamofobi ifadesi şu an ki Batı ve Avrupa'nın İslam ilişkilerindeki olguyu açıklamaya yeterli gelmiyor. Fobiden, korkudan ziyade 'kültürel ırkçılık' gibi farklı bir kavramdan bahsetmek mümkün. Avrupa'da en çok Müslüman'ın yaşadığı ülke Fransa, en görünür olan konu sadece başörtülü kadınların ayrıştırılması değil, çalışma yaşantısında ayrıştırılması. Meydan taraması yaparken karar vericilerin açıklamalarına baktığımız zaman aslında yıllarca üzerinde durulan nokta: İslam eşittir terör, İslam eşittir korkulacak, savaşılacak bir olgu. Peki, özgürlük eşittir İslamofobi diyebilir miyiz? Aslında İslamofobi kelimesi bence ruhun önünü doldurdu. Negatif bir şeyi İslam ile yan yana getirmek benim çok doğru bulmadığım bir şey oldu. Müslüman kadınların Avrupa'da, Fransa'da karşı karşıya kaldıkları ayrımcılık üzerine çalışmaları, Gazze'de İsrail'in bu saldırıları, soykırımları derken Avrupa çok kötü bir sınav verdi. Ve bugün kendini yönetememe krizleri var. Almanya'da hükümet düştü, seçime gidiliyor. Fransa'da Avrupa parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ, Macron seçime gitti. İki başbakan eskittiler. Bir takım formüller ile François Bayrou geldi. Macron'un da çok uzun bir ömrü kalmadı bence. Görev süresini tamamlaması bile mucize olur. Dolayısıyla Gazze konusunda Avrupa'nın bir yönetememe krizi yaşadığını ve bunu da İslam düşmanlığıyla senkronize bir şekilde ilerlediğini, sebep-sonuç ilişkisi içinde analiz edilebileceğini görüyoruz.' dedi.
"Müslümanların Gazze konusundaki hassasitene değnen Oruç "Halkta bir uyanış hatası yok. Mesela oradaki gösterilere bakıp "Müslüman dünyasından daha iyi tepkiler veriliyor." Gibi yorumlar yapıldı. Buna kötü niyet demek istemiyorum. Bence olayı tam görememekle alakalı. Gazze meselesindeki Filistinli kardeşlerimizin soylu duruşundan etkilenip İslam'a geçenler var. Batı'da 'İslam mevcut insan bakiyesinden memnun değil, yeni bir topluluk değiştiriyor.' diye çok iddialı bir cümle kurulmuştu. Bayağı da alıcısı oldu bu cümlenin. Ben bunun Müslümanlara çok büyük haksızlık olduğunu ve yanlış bir önerme olduğunu düşünüyorum. Batı'ya eleştirel bakarım ben ama bu onunla ilintili bir şey değil. Avrupa'da Gazze olayı başladıktan sonra sokakların hareketlendiği doğru ama sokağa kim çıktı, oradaki Müslümanlar çıktı. Sokağa aşırı solcular çıktı. Aynı dönemde yapılan Avrupa parlamentosunda İsrail'e koşulsuz destek veren aşırı sağcılarda iktidara doğru ilerledi. Madrid'de aşırı sağcılar buluşması yapıldı. İtalya başbakanı ile Alman AFT Temsilcisi katılmadı. Orada Marine Le Pen ve Gert Wilders Trump'ın kazanmasının kendilerine bir dalga olarak geldiğini yorumladılar. Orada Gazze halkının direnişinden ilham alıp İslam'ı seçenlerin olduğu doğru. Belirli üniversiteler bu direnişe destek veriyor. Fransa'da neredeyse bir noktadan sonra Ortadoğu'yu konuşmak bile imkansız hale geldi. Benim katılacağım bir sempozyum vardı mesela iptal edildi. Dolayısıyla çok kötü bir sınav. 'İslam mevcut insan bakiyesinden memnun değil.' cümlesi kötü niyet değilse olayları okuma beceriksizliği ile ilintili bir şeydi deyip geçiyorum bu konuyu. Hatta bu cümleyi kuran kişinin bakış açısının çok sıkıntılı bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.
Müslümanların Gazze konusundaki hassasiyetine değinen Oruç "Halkta bir uyanış hatası yok. Mesela oradaki gösterilere bakıp "Müslüman dünyasından daha iyi tepkiler veriliyor." Gibi yorumlar yapıldı. Buna kötü niyet demek istemiyorum. Bence olayı tam görememekle alakalı. Gazze meselesindeki Filistinli kardeşlerimizin soylu duruşundan etkilenip İslam'a geçenler var. Batı'da 'İslam mevcut insan bakiyesinden memnun değil, yeni bir topluluk değiştiriyor.' diye çok iddialı bir cümle kurulmuştu. Bayağı da alıcısı oldu bu cümlenin. Ben bunun Müslümanlara çok büyük haksızlık olduğunu ve yanlış bir önerme olduğunu düşünüyorum. Batı'ya eleştirel bakarım ben ama bu onunla ilintili bir şey değil. Avrupa'da Gazze olayı başladıktan sonra sokakların hareketlendiği doğru ama sokağa kim çıktı, oradaki Müslümanlar çıktı. Sokağa aşırı solcular çıktı. Aynı dönemde yapılan Avrupa parlamentosunda İsrail'e koşulsuz destek veren aşırı sağcılarda iktidara doğru ilerledi. Madrid'de aşırı sağcılar buluşması yapıldı. İtalya başbakanı ile Alman AFT Temsilcisi katılmadı. Orada Marine Le Pen ve Gert Wilders Trump'ın kazanmasının kendilerine bir dalga olarak geldiğini yorumladılar. Orada Gazze halkının direnişinden ilham alıp İslam'ı seçenlerin olduğu doğru. Belirli üniversiteler bu direnişe destek veriyor. Fransa'da neredeyse bir noktadan sonra Ortadoğu'yu konuşmak bile imkansız hale geldi. Benim katılacağım bir sempozyum vardı mesela iptal edildi. Dolayısıyla çok kötü bir sınav. 'İslam mevcut insan bakiyesinden memnun değil.' cümlesi kötü niyet değilse olayları okuma beceriksizliği ile ilintili bir şeydi deyip geçiyorum bu konuyu. Hatta bu cümleyi kuran kişinin bakış açısının çok sıkıntılı bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum.' ifadelerini kullandı.