Hülya Koçyiğit'in sunuculuğunu üstlendiği "Film Gibi Hayatlar" programının bu haftaki konuğu müzisyen Tuluyhan Uğurlu oldu.
Sanatla iç içe bir ailede büyüdüğünü anlatan Tuluyhan Uğurlu, "Tam Türkiye'ydi, tam dünyaydı büyüdüğüm ev. Annem ve babam maneviyatı güçlü insanlardı. Böyle bir ortamda büyümek benim karakterimi çok etkiledi." sözleriyle çocukluk yıllarını anlattı.
Müziğe yeteneğinin küçük yaşlarda keşfedildiğini belirten Uğurlu, "Annem çok güzel piyano çalardı, absolut kulaktı. 2 yaşındayken radyoda çalan şarkılara doğru tempo tutarmışım. Annem kulağımın iyi olduğunu fark edince beni İstanbul Devlet Konservatuvarı sınavlarına soktu ve kazandım. Şanslıyım, çok değerli hocaların öğrencisi oldum hep." ifadelerini kullandı.
Sanat hayatına erken yaşta atıldığını söyleyen Uğurlu, "Çok küçük yaşta profesyonel oldum. Onu başarabilmek zor bir şeydir, şimdi 16 yaşımda olsam bir dururum. Öyle bir deli cesaretiydi; hem Avrupa'da hem de Türkiye'de konserler vererek hayatımı idame ettiriyordum, hem de kendi müziğimle." dedi.
Kendi eserlerini üretmenin önemine değinen Uğurlu, "Neden şu an hala Mozart'ı, neden Schubert'i anıyoruz, neden onların heykeli var? Schubert zamanında iyi müzisyenler yok muydu? Vardı. Niye biliyor musunuz? Kendi eserlerini yazdıkları için. Ben de bu kararı aldım. İyi, kötü neyse çıkıp o yolda yürüdüm." diyerek sanatta özgünlük ve üretimin önemine vurgu yaptı.