1975 yılında çıkan unutulmayan 45’likleri ” Gençlik başımda duman” şarkısı ve ateşböceği dansı ile başlayan programda ünlü ikili dönemin liste başı olan şarkılarının hikayesini anlattı.
Baha “Bu şarkının kaydını yapmaya başladığımızda İstanbul’da hiçbir müzisyen yoktu. Herkes yaz ayları olması sebebiyle festivallere çalmaya gitmişti. Bizimde bir gün içinde bir kayıt yetiştirmemiz gerekiyordu.Bende Beyoğlu’ndaki müzisyenler kahvesine gittim.Kim var kim yok topladım.Davulcu Hayrettin daha önce hiçbir plak kaydında bulunmamıştı.Kulüplerde çalardı daha çok. Israr ettik. Kabul etti. Şarkı kaydını Hurşit’in(Yenigün) önderliğinde tamamladık. Sonra dinlerken fark ettik ki sonda ritim artması var. Tabi değiştirmeye imkan da yok öylece kaldı. Yani şarkı olması gereken ritimden çok daha hızlı akıp gitti. Hayrettin fark etmeden bize böyle bir iyilik yaptı. Çünkü şarkı en çok ritmi ile seviliyor.” dedi.
Ameliyat sonrası henüz serumu bile kolundayken ilk kez Radyo Turkuvaz dinleyicisinin karşısına çıkan Baha Boduroğlu “Müzik her şeyden önce gelir, biz müziksiz yaşayamayanlardanız “ diyerek müzik dolu 40 yılını hayranları ile paylaştı.
“Güzin ile matine suare arası ikili olduk”
Bizim zamanımızda matine suare araları çok hareketli ve eğlenceli geçerdi. Oyun provalarının dışında şarkılar söyler,dans eder , eğlenip gülerdik dostlarla. Sonra arkada yaşananlardan habersiz olan seyirci karşısına geçtiğimizde içerdeki hallerimize kıs kıs gülerdik. İşte bu eğlencelerde Güzin ile yakınlaştık. Zamanla ikili olduk.Şarkılarımızı da hayatlarımızı da birleştirdik.
Baha: “Aysel Gürel ’in şiir defterini bulup gizlice okudum.”
Yine oyun arası eğlendiğimiz anlardan birinde Aysel benden çantasını istedi. Bende getirmek için gittiğimde kapağı açık olan çantada bir defter gözüküyordu. Merak ettim ve çıkarıp baktım hemen . Aysel’in şiir defteriymiş. Şimdi dinlediğiniz bir çok şarkı ta o zamanlarda Aysel tarafından kaleme alınmış. Aysel’e çantasını götürdüğümde defterde yazılanlardan bazılarını bestelemek istediğimi söyledim.Öyle de oldu. Sonraki 45’liklerimizde Aysel’in şarkılarına yer verdik.O defter Aysel’in bir mucizesiydi ama.
“Şarkılarımıza tiyatral yanımızı kattık”
Güzin ile ben şarkılarımıza oyunculuk yeteneğimizi kattık ve öyle yorumladık. Ateşböceği dansı da bunun örneği. Güzin: ” Baha çok hareketli olduğundan sahnede sürekli yer değiştirirdi. O zamanlar kablolu mikrofonlarımız vardı. Baha hareket ettikçe kablolar birbirine dolanırdı bende zıplaya zıplaya o kabloları çözmeye çalışırdım. Bizim bu kovalamacamızı izleyici dans koreografisi sandı. Öyle de kaldı.
“Şimdi müzikte teknik olanaklar çok ama ruh yok!”
Güzin: “Ben eski yeni gibi sıfatları kullanmayı sevmiyorum.Her dönemin kendine özgü koşullarında kaliteli işler de olur kalitesiz işlerde. Bizim zamanımızda da kalitesiz işler ve isimler oldu.Ama bütün bir devire genellememek gerekir.Şimdi de çok iyi isimler var.Tek eleştirim teknik olanaklar çok ruh yok.Gençler fırsatları kullanmayı bilmiyor.Oysaki her şey ellerinin altında.”