26 Nisan 2025 Cumartesi / 28 Sevval 1446

Acun Ilıcalı anlaşmalı boşandı! - Zeynep Ilıcalı kim?

Ekranların en sevilen isimlerinden Acun Ilıcalı 13 yıllık eşi Zeynep Ilıcalı'dan boşanıyor. Uzun süre önce başlattıkları boşanma sürecinde sona gelindi. Acun Ilıcalı'nın eşi Zeynep Ilıcalı kimdir? Acun Ilıcalı ve Zeynep Ilıcalı'nın boşanma nedeni nedir? Hepsi haberimizde.

27 Ağustos 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Acun Ilıcalı anlaşmalı boşandı! - Zeynep Ilıcalı kim?

Yaptığı programların hepsi çok tutulan , açtığı kanalın yayınladığı programları hep zirvede olan isim Acun Ilıcalı farklı bir konuyla gündemde. Türk halkının en çok sevdiği isimlerden Acun Ilıcalı bir süredir resmi evli eşinin yanı sıra başka bir ilişkisi de vardı. Bu ilişkisini saklamayan Acun Ilıcalı Zeynep Ilıcalı ile resmi evli ve ondan iki kız çocuğuna sahip. Şeyma Subaşı ile 3 yıldır beraber Acun Ilıcalı'nın ondan da bir kız çocuğu var. İlk eşini kaybeden Acun Ilıcalı ondan da 1 kızı bulunuyor. 4 kız babası Acun Ilıcalı Türk halkı tarafından çok sevilen ve güvenilen bir isim. O yüzden yaşantısı da an be an takip ediliyor. Herkesin merak ettiği konulardan biri Zeynep Ilıcalı'dan boşanıp boşanmayacağıydı.

 

ŞEYMA SUBAŞI KİMDİR? DÜĞÜN DETAYLARI İÇİN TIKLAYIN

 

Uzun süredir dedikoduları dolaşan ve takip edilen çiftle ilgli boşanıyor mu söylentileri her zaman oldu. Ancak 3 yıldır Şeyma Subaşı ile olan ilişkisi ve doğan kızıyla beraber bu söylentiler iddiaya dönüştü. Bugün ise ikilinin arasındaki dava sürecinde yeni bir döneme girildi. Herhangi bir aksilik çıkmazsa, süreç boşanma ile neticelenebilir.

 

Zeynep Ilıcalı İnstagram hesabını yoğun kullanan isimlerden biri. Geçtiğimiz günelerde adı Acun ile anılan Adriana Lima ile tatil fotoğrafı paylaşmış ve olay olmuştu. İnstagram hesabında çizdiği profille Acun ile ilgli bir sorunu var gibi görünmeyen Zeynep Ilıcalı geçtiğimiz aylarda Acun ile ilgili bir paylaşımda bulunmuş, evlilikleri devam mı edecek dedirtmişti.

Ancak gelinen noktadan Acun Ilıcalı ve Zeynep Ilıcalı bugün boşanma davasında olacakları.

ZEYNEP ILICALI KİMDİR?

 

Geçmiş yıllarda Zeynep ve Acun Ilıcalı ile yapılan bir röportaj. Acun Ilıcalı'dan 7 yaş küçük, mimar Zeynep Ilıcalı ve Acun Ilıcalı'nın hayatı:

 

"Nasıl tanıştınız?
Acun Ilıcalı: Bağdat Caddesi’nde kotçu dükkanım vardı. O zaman kot satıyordum. Zeynep annesiyle birlikte kot almak için bizim dükkana geldi. Dükkana girer girmez ona aşık oldum. Hemen annesinin nerede çalıştığını öğrendim. Bağdat Caddesi’nde bir mağazada müdürlük yapıyordu. Ben de o mağazaya gittim. Yaz tatili olduğu için Zeynep de annesinin yanındaydı.

İlk görüşte sizi ne etkiledi?
A.I: Çok sempatik, çok güler yüzlüydü. Hem güzel hem de neşeliydi. Ama eşim benden ilk görüşte hoşlanmadı. Yüzümde iki parmak sakal, altımda eşofman vardı. İlk gördüğünde beni çok itici bulmuş.
Zeynep Ilıcalı: Öyle gerçekten. 17 yaşındaydım. Aramızda 7 yaş var. Acun 24 yaşındaydı. 24 yaş bana göre büyüktü. Acun’a hiç o gözle bakmadım. Zaman geçti, tanıdıkça sevmeye başladım.

Zeynep Hanım’ı tavlamak çok zor oldu galiba...
A.I: Çok zor oldu. Zeynep’i 8 ay kovaladım. Ama kafama koyduğum her şeyi yaptığım için bunu da başardım.
Z.I: Merdivenlere çiçekler dökmüştü. Posta kutuma mektuplar koyuyordu. Her genç kızın hayalinde yok mudur böyle şeyler. Bu olaydan bir sene sonra da birlikte olmaya başladık.

Flört döneminiz ne kadar sürdü?
A.I: 9 yıl sürdü. 93’te tanıştık. 2003’te evlendik.

Neden bu kadar uzun sürdü?
A.I.: Ben açıkçası pek evliliğe meyilli değildim. Ama 9 yıl laylaylom geçtikten sonra bir yerden sonra ilişkinin adını koymanız gerekiyor. Bir insanla 9 sene geçiriyorsan artık o saatten sonra evlenmemen için de bir sebep kalmıyor.

Evlenme teklifi nasıl geldi?
A.I: Çok anormal bir evlilik teklifi yapmadım. 10 senelik bir ilişkinin üzerine komik olurdu. Ben zaten özel günlerde özel kutlamalar yapmaya da karşıyım. Mesela Sevgililer Günü bana biraz zorlama geliyor. Sevgililer Günü’nde Zeynep’e özel bir davranış içine girmem ters geliyor. Alakasız bir çarşamba günü ona çiçek göndermek daha doğal.

Zeynep Hanım da sizin gibi mi düşünüyor?
A.I: Benim avantajım Zeynep ile 17 yaşında tanışmam, onu genç takımından yani PAF takımından aldım. Kendi ellerimle yetiştirdim. Tanıştığımızda rap müzik sevmiyordu şimdi seviyor. Kıyafetlerini bile değiştirdim. Çok kadınsı giyinmeyi severdi. Ben ona daha rahat giyinmesini söyledim. Daha spor kıyafetler giydirdim. Belki ben olmasaydım çok daha kıskanç biri olacaktı. Onun o tarzını da değiştirdiğini düşünüyorum. En azından uğraşıyorum. Bu konuda eğitim daha bitmedi.

 

 

 

Çok kıskanç galiba...
Z.I: Ben Aslan burcuyum. Biraz kıskancım.
A.I: Zeynep başkalarının gözünde ofsayta düşmek istemez. Benim hiçbir kızla bir şey yapmayacağımı bilir ama bir kızla haberim çıksa çok rahatsız olur.

Telefonla sürekli kontrol eder mi?
A.I: Zeynep’in şöyle bir özelliği vardır. Arayıp “Karpuz yer misin” diye sorabilir. Beni aradığında sağımda Genel Müdür Saner Ayar, solumda Zeynep Karamehmet... Çok kritik bir toplantıdır. Ben ona “Sonra konuşalım” derim. “Hayır, çabuk söyle manavdayım” der. “Tamam yerim” dediğim zaman “Kaç tane alayım” der. “İki tane al” dersem “Niye dört tane almıyoruz” der. “Dört tane al” derim. “Ben bunları nasıl taşıyacağım” der.
Zeynep telefonda soru sormayı çok sever. Kızımız Leyla bu konuda annesine benziyor. Bazen okula ben bırakıyorum. O gün benim için bitiyor. Şimdilerde “neden” diye sormayı öğrendi. Sürekli “Neden baba?” diye sorular soruyor.

Parayı bulan erkekler genelde ilk iş olarak eşini değiştiriyor. Bunun sanat dünyasında da örnekleri var. Zeynep Hanım sizin böyle bir korkunuz oldu mu?
Z.I: Acun o konularda çok mütevazı. Onun para konusunda bir açlığı yok. Böyle bir şey hiç aklıma gelmedi.
A.I: Bu dediğin doğru. Parayı bulanlarda genelde böyle olaylar yaşanıyor. Ama kimsenin özelinde ne yaşadığını bilemeyiz
Z.I: Bence bu kıroluk.
A.I: Ama bunu benim açımdan soruyorsan bir gün Zeynep ile boşanırsam bunun parayı bulmamla uzaktan yakından bir ilgisi olmaz. O da bir gün “Senden memnun değilim” diyerek terk edebilir beni. Bizim aramızdaki ayrılığın hiçbir noktasında para olmaz. Allah izin verirse ölene kadar beraberiz. Para bizim mutluluğumuzu daha artıracak bir şey değil. En fazla içinde oturduğun binalar daha iyi olabilir.

Kadınlardan davetkâr teklifler alıyor musunuz?
A.I: Alıyorumdur. (gülüyor) Elim yüzüm düzgün, ağzım da iyi kötü laf yapıyor.
Z.I: Elin yüzün düzgün olmasa da ünlü olduğun için kadın milleti hoşlanabilir.
A.I: Orada top Zeynep’e geçiyor. Ben kendimi biliyorum. Bu imtihanı Zeynep’in geçmesi lazım. Benden ofsaytlık bir durum olmaz. Zeynep bana olan ilgiyi sindirmeli. Onu da zamanla başarıyor. Arkadaşlarım “Nasıl dayanıyorsun” diyor
A.I: Ünlülerle çok samimiyetim yok. Çevremde olan herkesi Zeynep de çok iyi tanır. Erkek muhabetinden çok hoşlanırım. Zeynep bu durumu daha çok kıskanıyor. O da kendisine ayrılamayan vakitle ilgili bir kıskançlık.
Z.I: Benim kızlardan yana değil erkeklerden yana derdim var. Acun’un erkek arkadaşlarını kıskanıyorum. Çünkü onlarla PlayStation oynuyor, daha çok vakit geçiriyor. Acun’la birlikte olmak isteyecek milyonlarca kadın olabilir ama önemli olan onun benimle birlikte olmak istemesi.

14 yıldır birliktesiniz. Heyecanı nasıl taze tutuyorsunuz?
A.I: Acun Firarda’nın bize bu konuda gerçekten bir katkısı oldu. Acun Firarda’da hep gezdim. Ben yüzde 50 Türkiye’deydim. Bu bizim ilişkimizi hep dinamik tuttu. Araya hep özlem girdi. Bu konuda şu anda biraz şanssısız. Her dakika beraberiz. Arada benim bir yurt dışına gitmem gerekebilir. Rutine gelemiyorum. Ruhum daralıyor. Evlilik içinde de bir şekilde bir değişiklik içindeyiz. Gece 12’de evden çıkarım mesela. Okan Buruk ile Emre ile PlayStation oynarız. Bir yere gitmesem bile o hafta kendime öyle aktiviteler koyarım ki Zeynep ile araya özlem sokarım.
Z.I: Biz dipdibe bir evlilik yaşamıyoruz.

Sürekli yurt dışındasınız ve yanınızda birbirinden güzel kızlar. Kıskançlık yüzünden kavga ediyor muydunuz?
Z.I: Herkes bana “Nasıl dayanıyorsun?” diye soruyordu. Acun’un daha önceden de bir televizyon geçmişi olduğu için sonuçta o işi televizyon için yaptığını biliyordum. Bir de güveniyordum.
A.I: Ama iki üç kere kıskançlık yaptın. Bir kere Güney Afrika’da bir kızı havuza attım. “Bu fazla olmuyor mu” dedi. Kız havuzdan çıkıp sempatik bir şekilde Acun deyince Zeynep bu duruma “Yuh artık” dedi. Onun dışında benimle üç dört seyahate geliyordu. Hatta bana kız gösterirdi. “Şu kızla röportaj yap” diye.
Z.I: Benim mantıksız kıskançlıklarım yok.

 

 

Evlenmeden önce çapkın bir erkek miydin?
A.I: Hiç değildim. Hatta eşim Zeynep MSN’ime girip benim bir kadınla yazıştığımı görünce onun bana ilgisi olabileceğini düşünüyor. O kız onun en şüphelenebileceği isimlerden biri. Yazışma sırasında en ufak bir şey olmadığını görüyor. Bu olayın beni 10 sene beraat ettirmesi gerekiyor.
Z.I: Bana her şeyi ispat ettiği için ona ekstradan şüpheyle bakmıyorum.
A.I: Evcil bir insanım. Evimde çocuklarımla karımla olmak bana çok zevk verir. Onun dışında bir aktivite yapıyorsam yine arkadaşımın evinde olur. Geceleri beni dışarıda çok zor görürsünüz.

Acun Ilıcalı nasıl bir baba?
A.I: Çocuğuna bağımlı yaşayan bir baba değilim. Komik bir babayım. Benim bir de 18 yaşında kızım var, Banu. Onunla arkadaş gibiyim.

Zor bir erkek mi Acun?
Z.I: Çok neşeli ama zordur.

Maço mu?
Z. I: Yeri geldiğinde evet.
A. I: Aşırı dekolte giyinmesini istemem. Göğüs dekoltesinden hoşlanmam. Özellikle evli bir kadının aşırı dekolte giymesini anlamlı bulmuyorum. Kadın bana bunu açıklamalı. “Ben dekolte giyiniyorum ama...” deyip devamını doldurmalı.

“Dekolte giyiniyorum çünkü bana yakışıyor” diyemez mi?
A.I: Bu çok samimi bir cevap değil. Dekoltenin cinsellik çağrıştırdığı bir gerçek. On erkeği çağıralım, onu da “Ben bu kıyafetten etkilenirim” diyorsa durup düşünmek lazım. İnsan beraber olduğu kişiye erkekler tarafından o gözle bakılmasını istemez. Bu çok rahatsız edici bir durum. Kimseyi yargılamıyorum. Bunu kendi eşim açısından söylüyorum. Eşimin dekolte giymesini istemem.
Z.I: Ben de yanımdaki erkeğin göğüs dekolteme müdahale etmemesinden rahatsızlık duyarım açıkçası. Bence erkeğin birlikte olduğu kadını diğer erkeklerden kıskanması gerekir.

Evli kadınların çalışmasına da karşısınız...
A.I: Ben kadınların ağır işlerde çalışmasına karşıyım. Bunu söyledikten sonra çevremdeki kadın çalışma arkadaşlarım “Keşke çalışmasak” dediler. Evlat yetiştirmek dünyanın en zor işi. Zeynep çocuklarımla ilgilenerek zaten çalışıyor.
Z.I: Ben çalışıyorum. Ama kendi işimizde. İstediğim zaman çocuklarımla vakit geçiriyorum.
A.I: Aşırı yoğun iş hayatı kadınları masumiyetten uzaklaştırıyor. İşkolik kadınlar değişiyor. Ben kadınların kadınlığını, anneliğini yaşayıp mutlu olmasını istiyorum."

 

 

 

Geçen yıl Sacit Aslan'ın Acun ve Zeynep Ilıcalı'nın boşanması ile ilgili yazdığı yazı:

 

 

 

İşte o davanın yapılmadığı gün tüm tarafların durumları eşitti. Bakalım sonrasında neler olmuş ve Acun neden suçlu değilmiş…,

Zeynep Ilıcalı : Boşanma davası iptal edildikten sonra her kadın gibi yuvasını kurtarmak için mücadele kararı aldı. Muhtemelen eşiyle birlikte aldıkları bir karardı bu. Ama sonra bir gün bu ilişkinin bir daha başladığını öğrendik. Peki bizim öğrendiğimiz bir durumu Zeynep Ilıcalı’nın bilmemesi mümkün müydü? Peki eşi Acun Ilıcalı ile bu durumu konuşmaması mümükün müydü? Peki bunun üzerine hala boşanmamayı seçtiyse Acun’u burada suçlu yapan durum nedir bana birileri izah edebilir mi? Olaylar bunlarla da bitmedi yıllarca bir orada bir burada fotoğraflarını gördüğümüz Acun muhtemelen her iki tarafta kendisini şartlar ne olursa olsun bırakmadığı için ne yapacağını şaşırdı ve biraz da mahçubiyetinden bari haber yapılmasın dedi. Çünkü adamın özel hayatı. Bütün bunlar olurken kadınlar arasında benzeri görülmemiş bir savaş başladı ki, inanılmaz. Ve Acun Ilıcalı her zaman nötr kalmayı başardı. Ve sabırla aynı şeyi söyledi. “Özel hayatım beni ilgilendirir. Lütfen haber yapmayın.” Bunu istemesi kadar doğal ne olabilir. Bu arada da kendi içerisinde bir adalet sistemi geliştirdi ve en azından çocukları için eşit davranmaya çalıştı.

Ama bakın hala ortada bir kandırmaca ya da suç yok!!! Çünkü adam çok net bir biçimde kendini ortaya koydu, hal ve hareketleriyle dedi ki; beni sevdiğin için seni daha fazla kırmak ya da üzmek istemiyorum ama ben böyle bir adamım. Canın isterse. Ve Zeynep de kabul etmiş olmalı ki, boşanmadı. Ama bakın hala ortada bir kandırmaca veya suç yok. Sonra olabilecek en kötü şey oldu ve karşı taraftan bir hamilelik haberi geldi.

Zeynep hala boşanmadı hatta kocasına daha da sahip çıktı çünkü kocasının başka bir bebek daha istemediği iddia edildi. Sonra bebek geldi. Tekrar resimler basıldı ama Zeynep haaalaaaa boşanmadı. Peki Acun’un buradaki suçu ne…

Şeyma Subaşı: Nereden başlayacağımı bilemiyorum çünkü neresinden tutsam elimde kalıyor. Gayet masumiyetten uzak, her an saldırmaya hazır, aile terbiyesi ve görgüsünden zerre nasibini almamış ve maalesef cehaletten yıkıldığı her cümlesinden ve halinden belli bir kadıncağız. Acun Ilıcalı gibi bir adamın yanında olma şansın olmuş. Hiç mi faydalanmazsın? Aklından, bilgisinden, tecrübesinden hiç mi nasibini almazsın? Üzüm üzüme baka baka kararmaz mı? Ya da körle yatan şaşı kalkmaz mı?

Atamızdan ötemizden gelen hep doğrudur diye bildiğimiz bütün sözleri ters yüz eden bir profil. Nasıl olduysa Acun’a aşık olmuş. Olabilir nihayetinde insanız.

Ama bir yanlışı yapmanın da kırk türlü doğru yolu olmalı. Gerçekten aşık ve seven bir kadın olarak geriye çekilip kendisini sevdiğini iddia ettiği adamın boşanıp gelmesini beklemek yerine, ilişkisini mümkün olan her şekilde ortaya döküp herkesin öğrenmesini sağladı sonra da neden bana çeşitli lakaplar takılıyor diye sağı solu mahkemeye vermek istedi. Peki ilişkiye başlarken adam evli miydi? Evet. Sen bunu biliyor muydun? Evet. Peki Acun senin kafana ilişki için silah mı dayadı hayır. Ben ortada Acun tarafından bir kandırmaca ya da suç görmüyorum. Siz görebiliyor musunuz?

2012 yılında bir sohbet ortamında Ilıcalı’ya çok yakın birisiyle sohbet halindeyken “Acun abi çok zeki bir adam konuşacak ne buluyor bu kızcağızla acaba” dedim. “Konuştuklarını ne biliyosun ki dedi. Misal ben sosyal bir muhabbet ettiklerini hiç görmedim.”

Şimdi meseleyi bu boyutuyla o ya da ben görebildiysem Subaşı’nın görememiş olması mümkün müdür? Peki seninle sosyal bir muhabbeti bile olmadığı iddia edilen bir adamın seninle evlenmeyecek olduğunu düşünemiyor musun? Peki burada Acun’un manipüle ettiği ya da suçlu olduğu yer neresidir? Sonra hamile kalındı hala evlilik yok. Hatta bu bir ilişkidir bile denmemiş. Paparazzilerin yakaladıkları hariç birlikte tek bir poz verilmemiş ama hala biz çok büyük aşk yaşıyoruz havası.

E adam evli ve bunu saklamıyor ve canın isterse ben karımı boşayamam diyor. Hatta iddia edilene göre araya başka ilişkiler de giriyor. Ama adam asla saklamıyor. Bunu söylüyor ve hala kabul ediliyor. Ve buna rağmen o çocuk doğuruluyor.

Peki burada Acun’un suçu ne???

Bu adam gitsinler diye daha ne yapsııınnnn??? Ee hala durmaktan memnunlarsa ne yapsın???

Ve size ayrıntılarını tek tek yazamayacağım onlarca vukuat. İddialara göre, her iki taraftan da, ağıtlar, tehditler, beni bırakırsan ölürümler, belki hastanelik olmalarrr, adam nereye gitse bıkmadan usanmadan peşine gitmeler. 

Beni seviyorlar, çocuklarımın hatrı var kırmayayım deyip de iyi niyet gösterdikçe,  ama yaşanılanları da özel hayatımdır bari ortalara dökülmesin diye sakladıkça, birbirleriyle savaşıp koldur, bacaktır, parmak arası terliktir tüm sosyal medya hesaplarında ortalara dökmeler.

Adamın arkasından haklı görünmek için çevrilen oyunlar. Hani Acun suçlu? Nerde? ben hala bulamıyorum... Nihayetinde paylaşılamayan bir adam.

Tabii ki hoşuna gider (ki bence artık hoşlanmak şöyle dursun bezdi bile yazık) bütün erkekler size soruyorum hanginiz bu pozisyonda ben bir tanesini seçerim diyebilirsiniz. Lütfen dürüst olun.
 
 


Rica ediyorum bı-ra-kın şu adamın yakasını artık. Özel hayatıyla vurmaya çalışmayı.

O boşanma davasından vazgeçildiği günden itibaren bu ilişkinin en masum tarafı Acun Ilıcalı’dır. Çünkü hiçbir duygusal-insani durumun saklamamıştır. Tüm dürüstlüğüyle yaşamış sadece özel hayatım bana aittir ilkesiyle ortalara da dökmemeyi tercih etmiştir.

Hiç düşündünüz mü belki de hayatımın aşkı demek için ona sonuna kadar hiç minnet etmeyen, beni üzersen arkama bakmadan giderim aşkından ölsem de geri gelmem yüzümü göremezsin diyen ve gerçekten kendine bir hayat kurmayı başaran bir kadını bekliyor. Hangi erkek, halleri bu kadar içç-leerr acısı kadınları hayatında ister ki.

Bile bile kalmayı tercih ediyorsanız da kusura bakmayın üzülmeye hakkınız yok. Ben Acun Ilıcalı’nın yerinde olsam bu pozisyonda kimseye acımadan hayatıma bakarım.

İki değil üç değil yüz kadınla birlikte olurum.

Tüm kadınlara sesleniyorum. Zekanızı kullanın, şahsiyetinizi ortaya koyun.

Yaş 50 olduktan sonra bütün kadınlar aynıdır. Çünkü güzelik ölür. Geriye kalan tek şey sağlam kimliklerinizdir. Kadınlara erkekler bir şey yapmıyor.

Hatta bence kadınlara kadınlar da bir şey yapmıyor. Herkes ne yaparsa kendine yapıyor.

O yüzden Acun’a benden her zaman destek