özcan Ünlü, şiir kitaplarının ‘tüketim maddesi’ değil, öncelikle bir ‘eser’ olması gerektiğine inanan şairlerden. Şair, bu noktada ümitsizlik yaşamış olmalı ki bir süre dışarıda kalmayı tercih etti. ‘Ümitsizlik’ dediğimiz döneminde çekildiği köşesinden ‘piyasayı’ seyretmişti. Ama Ünlü için, artık, yeniden perdeyi aralayıp sahneye çıkma dönemi.
Çağından sorumlu şair
“Eskiden böyle değildi/ Biz eskiden/ Kitabı açar sonra çıkardık yollara/ Dudağımıza yapışan güneş/ Dilimize düşen türkülerle/ Mesela dönüp gelen dostların heyecanıyla/ Tedbirsiz dolaşırdık sokaklarda...” diyen ‘Eskidem’ ile ‘Düşevim’ şiirleri, şairin maziye olan özlemini üzerinde taşıyan şiirler. ‘Zeki Müren de Görecek Sizi’ şiiri mesela, ciddi bir çağ eleştirisi: “Bilemedik yetmişinci katta/ Unuttuk sarhoşluğumuzu/ Otoparkınıza bağladık atlarımızı.” Kaotik, trajik ve çılgın hayat düzeneğinin fotoğrafını çeken şiirlerden sonra, geçmişten izler taşıyan ‘Balat’ta alıyorsunuz soluğu: “Bir kalbi var evet her sokağın/ Kilitli kapıları/ İzbe koridorları/ Her evin bir çıkmazı /Ve yorgun odası”
Özcan Ünlü, aynı zamanda, ‘her şairin çağından sorumlu olduğuna’ inananlardan. Neden? “Çünkü yapıp ettiklerimiz bir gün karşımıza vicdan ve merhamet sorgusu olarak gelecek” diyor şair. “Şiir, hayatın tamamını düzenlemez; bütün kargaşaları ortadan kaldıramaz. Acıları dindiremez. Lakin, hayatın bir ucundan tutar daima. Tutmalıdır.” Öyleyse ‘Bukandurmaz’ şiirine kulak verelim Ünlü’nün: “Bir dosta gitmek gibi ölüm burada/ Kuşlara yem atmak çekirdek çıtlamak/ Ve oturup seyretmek kendi kaderini/ Çoktan geçmiş olan hayatına bakıp/ Vedalaşmak kendi gözleriyle her sabah/ Yalancı bir gelecek düşü karalayıp/ Düşerek terekesine umudun/ Burada Gazze’de küçük bir plajda/ Kumlara gömülen ıslıklara ağlamak.”