Vefat eden babaya duygusal, hüzünlü ve acıklı şiirler, Babalar Günü dolayısıyla gündeme geldi. Boşluğu hiçbir şey ile doldurulamayan babasını kaybetmiş olan kişiler, bu özel günde gözleri yaşlı ve boğazlarında bir düğüm... Bugün babasına olan özlemini ifade etmek isteyen birçok evlat, sosyal medyada Ölen babaya özlem şiirleri, duygusal, acıklı, kısa ve acıklı baba şiirlerini paylaşıyor. Vefat eden babaya Babalar Günü şiirlerini haberimizde bir araya getirdik. İşte Ölen babaya özlem şiirleri
VEFAT EDEN BABAYA DUYGUSAL, HÜZÜNLÜ, ACIKLI BABALAR GÜNÜ ŞİİRLERİVefat eden babaya Babalar Günü şiirleriyle özlemlerini ifade etmek isteyen kişiler, bu özel günde acılarıyla yeniden yüzleşiyor. Ölüm, hayatın gerçeği ve en acı tecrübelerinden birisidir. Babanın vefat etmesi ise insanı adeta yarım kalmış hissettiren ve hiç geçmeyen bir yaradır. Babası ölmüş olan kişiler için Babalar Günü buruk ve hüzünlü geçiyor. İşte Babalar Gününde vefat eden babaya özlem dolu şiirler...
BABAM
Hatırımda yok sesi ve yüzü
Sanki masallarda yaşamış biri
Köyümüz en mutlu günlerin yeri
Köydeki teyzeler mutluluğun şahidi
Ortak anılarımız, tanıdıklarımızla kaybolup gitmiş
Hala kulaklarımda, bana söylediğin "oğlum" sesi,
Yaşamımda boynumun büküklüğümün sebebi
Hayatta daha karamsar oluşumun nedeni,
Eksik duygularımın göçüp gitmiş sahibi "Babam" dır.
SEN GEL
Kuşların
Kanatları var uçuyor
Atlar dört nala koşuyor
Balıklar bile
Hızla yüzüyor
İstediği yere
Ben
Akvaryumda balığım
Kafeste kuş
Evin içinde
Sakin sakin uyuyan kedi
Sana gelemiyorum işte
Ne olur
Artık sen gel
Babacığım (Cafer Tayyar Taşyürek)
SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı? (Cemal Süreyya)
SEN BENDEN GİTTİN GİDELİ
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Terim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli
Öyle bıkmışım ki kendimden
Kurudum düştüm dalımdan
Sanki ruhum çıktı canımdan
Sen benden gittin gideli
Bir cefam var idi bin oldu
Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yaz baharım döndü kış oldu
Sen benden gittin gideli. (Mazlum Çimen)
YOKLUĞUNDA
Yokluğunda;
Matem kokan saçlarımı dağıttım geceye
Yetim çiçekler gibi
Hasretin büyüdü kalbimde.
Biliyorum baba;
Serçeler göç etmez
Ve kar altında kalmaz umutlar
Biliyorum;
Hiçbir acı sonsuz değil
Puslu bir cam ardından bakıyor
En keskin ayrılıklar.
Gurbet değmiş türkülere,
Çalınmış çocukluğuma,
Dar yollara sığmayan hayallere
Emanetsin şimdi.
Bense dalgın sularda yüzüyorum,
Belli belirsiz gülümsüyorum
Sensizlikten çığ düşüyor
Vakt-i sehere
İçimi çize çize geçiyor hüzünlerim
Kader mi, değil mi bilmem ama
İçimde isyan var bu ayrılığa... (Lütfiye Sirka)
BABA
Sığmazsın bilirim bir kaç mısraya,
anlatmak isterim seni dünyaya,
acelen neydi ki uçtun semaya,
mezarının başında ağlarım baba.
Gururu, sevgiyi senden öğrendim,
mis gibi kokunu özledim baba,
bu kadar genç yaşta ölmemeliydin,
hasretin ciğerimi deliyor baba.
Bu kadar acıya nasıl dayandın?
Sabırlı olmayı öğrettin baba,
bu koca dünyaya neden sığmadın,
geride bıraktın bizleri baba.
Hastane yolları kaderin oldu,
yanında biz varız üzülme baba,
o kanser illeti ecelin oldu,
Mevla'dan ümitler kesilmez baba.
Sen gittin kimsemiz kalmadı şimdi,
bizi terketmeye hakkın yok baba,
dostum dediklerin düşmandır şimdi,
iyi ki namerdi görmedin baba.
Ağlarım gizlice sensiz günlerde,
faydasız, bilirim ağlamak baba,
yaşamak isterdin sen de bizlerle,
sensizken mutsuzuz inan ki baba.
Sigaran elinde, kaşların çatık,
nasıl da sevgini gizlerdin baba,
bir dilim ekmeğe soğanı katık,
çayı da çok fazla severdin baba... (Şenol Mersin)
ÖLÜM
Evimizde babamın taziye günü
Güneş bütün hışmıyla yükseliyor
evin tepesinde
Seviyordum, çok seviyordum
Yaradanda daraldı gömüt
Asi gizini seviyorum gömülüşün
Toprağın mahmur çehresini
Seviyorum bağrındaki otları ve çamuru.
Ey ateşin alevi eğer alacaksan
Buzları çatlatma, selamı titretme
Ateşin bağrı bir küre olacaksa
Yeri biz bekleyeceğiz ahret uyurken
Ateş yaşlı da olsa
Seninle döndü o eski şaşkınlık
Geçerli zamanla,
İşte güneş eski hatır günlerinde
İki göz kapağı altına battı çocuk
Oysa aynı çocuk ufku da gördü.
Evimizin üstünde parladı sessizlik,
suskunluk ağladı
Babam şimdi öldü. Kökler kuru.
Ve yıllar bitkin. (Adonis)
AYRILIĞIN VAKTİ MİYDİ BABA?
Söyle
Üşüyor musun baba
Kar düşerken üstüne
Yüreğin de ıslanıyor mu baba?
Gitme
Bırakıp gitme demiştim baba
Gittin...
Yüreğime bir kara diken ekledin
Korkuyorum baba
Ya yağmur yağarsa
Ya silinirse semaya düşen silüetin
Sabahlara nasıl kavuşurum baba
Unutma
Karanlıklar basarsa dünyamıızı baba
Bıyık altından bir ince tebessüm at
Belki gökkuşağı oluşur,
Aydınlığa kavuşuruz
Unutmadan baba:
Özlemlerin karışırsa mehtaba,
Göz kırp yıldızlara
Ceylanlarının suretlerini getiririm sana baba
Dön
Tâ içre her lahza tutuşuyor bedenim
Desemki; hafakanlardayım
Gelmez misin baba?
Varlığına tam da bu kadar muhtaçken
Şimdi ayrılığın vakti miydi baba (Kerem Bozkuş)
BABA
Yalnızlığımdır hep bıçakların kestiği
Akşam çayında galetalarla yenen
Koyu atlar götürür terkisinde
Ne kadar kaçkın varsa evden
Uykumdur sokaklarda sürünür
Ya da düşer bir kadının elinden
Yorgunluğumdur daha cok aşk
Gelip gider o şehrin gemilerinden
Esmerdir akşamlarda babam
Çok esmer güler resimlerden
O kadar yakın bilmediğim
Ölüme çok uzak günlerinden
Ellerimdir dalgınlığında hep
Hep bardaklarda, sular dururken
Sürahilerde akşam vakitleri
Akşam çayına gelmeyen
Bir baba, aydınlıksız odalarda
Çok esmer güler resimlerinden.
Ali Püsküllüoğlu
BABAM İÇİN
Allahım! .. İşte bugün,
Şu zavallı ömrümün
En matemli bir günü.
Elim böğrümde kaldım,
Ben bugün haber aldım:
Babamın öldüğünü.
Bitti hayatın tadı,
Bu haber bırakmadı,
Dudağımda tebessüm.
Kalbim oyuldu yer yer,
Aman Yarabbi, meğer
Ne acıklı imiş ölüm
Daha birkaç gün evvel,
Yüzümü okşayan el,
Şimdi toprak oluyor.
Kendi vücudum kadar
Bana yakın olanlar,
Birden, uzak oluyor.
Ah Baba! ..Daha düne
Kadar senin göğsüne
Saklıyordum başımı.
İnan babacığım, inan,
Bu ateş, menba'ından
Kuruttu gözyaşımı...
Sabahattin Ali