Ukrayna'nın kolay lokma olmadığını ve kararlılığını, Rusya'nın da inatçılığını ve kolay kolay vazgeçmediğini sergilediği İkinci Ukrayna Savaşı bir kördüğüm haline gelirken, çatışmanın geleceğine dair belirsizlikler küresel istikrarı tehdit etmeye devam ediyor.
Yahya Kırımlı/ Yazar
Süregelen İkinci Ukrayna Savaşı gitgide daha derin bir bataklık haline geliyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı 2014'te ilk kısmına şahit olunan Ukrayna Savaşı'nın 2022'de açılan ikinci perdesi her geçen ay daha büyük bir çıkmazın ve çözümsüzlüğün içine sürükleniyor. Savaşın geleceğine ilişkin tahmin ve değerlendirmelerde bulunabilmek için bunun öncülü konumunda olan 2014 olaylarını da iyice anlamak gerekiyor. Zira 2014'e bakıldığında çatışmaların başlangıcı ile ateşkes anlaşması arasında geçen süre altı ay bile değildi, üstelik Rusya'nın işgal hareketleri bunun ilk yarısında olup bitmişti. 2014'te olan bitenler ise aslında bir tekrardı. Rusya'nın 2014'te yaptığı hareketler, 2008 yılında Gürcistan'da yaptıklarının genişletilmiş bir suretini andırıyordu.
2014 ilkbaharında başlayan Birinci Ukrayna Savaşı'nın hareketli kısmı yalnızca üç ay kadar sürmüştü ve birkaç ay sonra da bir ateşkese varmıştı. Üç aylık süre içinde Rusya,Kırım yarımadasını tamamen ele geçirmiş, bunun ardından Dor havzasının iki ilinin sınıra yakın konumda yer alan merkezlerini (Donetsk ve Luhansk) ele geçirmiş, ancak söz konusu illerin kırsal alanları ve diğer şehirleri (ilçe merkezleri) çok büyük ölçüde Ukrayna hakimiyetinde kalmıştı. Eylül 2014'teki ateşkes anlaşmasının hemen öncesinde Ukrayna'nın Azak denizi kıyısında elde kalan tek limanı olan Mariupol şehri Rusya saldırısından kurtarılmıştı ve burada Ukrayna'nın hakimiyeti kesinleşmişti. İlovaysk şehrine yapılan Ukrayna karşı taarruzu ise başarıya ulaşamamıştı. Böylece iki taraf arasında bir denge kurulmuş, çatışma derinleşmemiş ve bir ateşkes anlaşmasına varılması mümkün olmuştu.
Bugün için İkinci Ukrayna Savaşı iki buçuk yılın ardından pek çok bakımdan bir kördüğüm durumunda. Tahıl koridorunun yenilenmesine ilişkin Türkiye'nin girişimi Rusya'nın diğer ülkelerden beklentilerine takılırken, savaşın başından beri ilk kez 12 Eylül 2024'te Karadeniz'de seyrüsefer halindeki sivil bir gemi Rusya tarafından vuruldu. Tahıl taşıyan bu geminin Romanya açıklarında vurulması ile tahıl koridoru hiç olmadığı kadar gerçeklerden uzak hale gelmiş gibi görünüyor. Ancak Rusya, bu hareketiyle Karadeniz ticaretini sınırlamayı hedefliyor olabileceği gibi, yeni bir tahıl anlaşması için diğer ülkelere taviz vermek üzere baskı kurmaya çalışıyor da olabilir.
13 Eylül 2024'te Ukrayna ile Rusya arasındaki 56. esir değişiminin gerçekleştirildiği açıklandı. Bu esir değişimi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ara buluculuğunda gerçekleşti. Kursk cephesi Ukrayna için ilgi çekici bir girişim olsa da sınırlı bir alanda kaldı. Bu cephedeki ilerleme Koreneva kasabası önünde tıkandı. Çok sayıda küçük köy Ukrayna tarafının eline geçse de bu alan Kursk'un çok küçük bir kesiminden ibaret. Rusya'nın bölgede karşı taarruz hazırlıkları Ukraynalılar için hasmının güçlerini dağıtma bakımından avantaj sağlamış olabilir.
Rusya'nın hedefinde yer alan Pakrovsk, doğusu 2014'ten beri Rusya işgalinde olan Donetsk bölgesinin batı kanadında yer alan en önemli ulaşım merkezi konumunda. Demiryolu hattı ile altı farklı istikametten gelen irili ufaklı ana yolların birleştiği bir şehir olarak lojistik açıdan önem taşıyor. Burayı hedef alan Rusya güçleri, Pakrovsk çevresindeki köylerde ilerlemeler kaydetse de amacına ulaşabilmiş değil. Pakrovsk cephe için önemli bir merkez sayılsa da en önemli özelliği Ukrayna savunması ve karşı taarruzları için bir merkez konumunda olması. Cephedeki öneminin dışında savaşın genelinde mutlak etki edecek bir konumda değil.
Sonbahar aylarının ardından gelecek kış ayları karar alıcıları düşündürüyor ve savaşın üçüncü kışı için hazırlıklar yapılıyor. Kış ayları geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da elektrik enerjisine olan talebi önemli ölçüde arttıracak. Hasmını daha da sıkıştırmak isteyen Rusya, Ukrayna'nın enerji alt yapısını hedef alan saldırılarla Ukrayna içinde elektrik tedariğini sekteye uğratıyor. Ukrayna da Rusya içindeki rafineri gibi hedefleri vurarak buna karşılık veriyor. Ancak Rusya saldırılarının Ukrayna halkı üzerindeki etkisi daha fazla hissediliyor, özellikle kış aylarında bu durumun daha büyük sorun yaşatması muhtemel. Bu bağlamda bir enerji-ateşkesi imzalanabileceği ve bunun ileride başka bir ateşkes anlaşması için temel olabileceği öne sürülüyor. Ancak bu güçlü ihtimal değil.
Savaş büyük ölçüde bir yıpratma harbi görünümü sergiliyor. Ukrayna büyük ölçüde bir topyekûn harbi yaşıyor. İki taraf da insan kaynaklarını tasarruflu kullanmaya gayret ediyor. Ukrayna teçhizat kayıpları için müttefiklerine başvururken, Rusya'nın eski teçhizatla dolu büyük rezervleri var. Burada iç ve dış kaynağa bağlı olmanın yanında bir diğer fark, Ukrayna'nın kaybedilen yeni nesil teçhizatı temin ederek yerine koyması mümkünken, Rusya'nın yeni nesil teçhizatı bizzat imal etmek zorunda olması. İran'dan veya Kuzey Kore'den aldığı basit malzemeler ile ikmal kaynaklarını dağıtsa da üst seviye ürünleri alabileceği adres yok gibi. Hakeza farzı misal Çin'den tedarik edebileceği her biri 50 milyon ABD doları değerindeki belirli bir tip yeni nesil uçaktan bir düzinesini satın almak için anlaşmaya varsa bile bunun için yurt dışına çok büyük bedelleri transfer etmesi gerekecek.
Savaş bugün bitse bile Rusya'nın bu savaş sırasındaki teçhizat kaybını telafisi, eğer yapılabilirse, oldukça güç ve uzun bir süre alacak. 2014'te bu büyüklükte bir bedel ödemeyen Rusya, 2022'den beri maddi olarak telafisi güç kayıpları verdi. Ukrayna'daki savaşın ötesinde, Rusya her geçen ay küresel sahnede güç kaybediyor. Büyük askeri gemileri, yeni nesil savaş uçaklarını, gelişmiş füzeleri, yeni nesil tankları, diğer pahalı mühimmat ve teçhizatı yerine koymak milyarlarca dolarlık bir yatırımı ve daha fazlasını gerektiriyor. Gerekli mali kaynak bulunsa bile yeni teknoloji ürünlerin imal edilmesinde yurtdışından da belirli unsurların temini şart.
Ambargolar altındaki bir devletin savunma sanayii büyük sıkıntıların içine düşüyor. Kendini yeniden inşa etmeye çalışan bir Rusya, Batı'ya teknolojik alternatif üretme iddiasındaki tek odak olan Çin ile daha fazla işbirliği yapmak zorunda kalacak. Çin'e mahkum bir Rusya ise Çin için çok cazip bir durum. Çin'in Rusya'dan elde etmek isteyip alamadığı bazı teknolojilere ulaşmasının ötesinde Rusya'nın etki alanı olan Türkistan coğrafyasında Çin varlığının ve etkisinin artması, küresel sahnede de Çin'in güçlenmek için yeni bir alan ve fırsatlar kazanması anlamına geliyor.
Ukrayna savaşı sürdürmek için önemli ölçüde dış yardımlara bağlı ve aynı zamanda yurt çapında büyük bir yıkımı yaşıyor. Ukrayna'nın müttefiklerinin konumu ve Ukrayna'ya yağan yardımlar ilgililerin Ukrayna sevgisinden ziyade Rusya'ya karşıtlığından besleniyor. Bu teçhizat desteği devam etmezse Ukrayna'nın savunma yapması daha büyük insan kaybı ve daha büyük bedellerle mümkün olacak, ancak karşı saldırı kabiliyeti büyük ölçüde zayıflayacaktır. Kendi devleti için tatmin edici bir sonuç alamadan savaşı bitirmek zorunda kalırsa Ukraynalı siyasetçiler ve kamuoyu, kendisine yeterli desteği vermeyen "Batılı" devletlere karşı da bir hayal kırıklığı ve terk edilmişlik hissi yaşayabilir. Rusya'nın büyük bir tazminat ödeme ihtimal ve kabiliyeti olmadığı göz önüne alınırsa, Ukrayna'nın yeniden inşasında da dış yardımlar büyük bir yer tutacak.
Kötü bir ateşkesin, Rusya'nın tatmin edici tavizler vermediği bir ateşkesin Ukrayna için savaşı sürdürmekten daha iyi bir seçenek olmadığını da görmek gerekiyor. Zira Ukraynalı karar alıcıların bu savaşla ilgili tahlillerinde zaman zaman durup Gürcistan'a bakmadığını düşünmek için bir neden yok. Kâğıt üzerinde dünya Gürcistan'ı haklı görmeye devam etse de, 2008'den beri geçen onca zamanın ardından bugün Avrupa'nın Gürcistan'a sempatisini kaybettiğini, daha sert eleştiriler yönelttiğini hatta yardımları askıya aldığını ve ilişkilerin gerilediğini Ukraynalılar da görüyor. Gürcistan tarafının kendini Avrupa'nın oyun sahası olarak görüp kullanıldığını hissettiğini de anlıyor. Bu şartlar altında sürüncemede kalacak bir ateşkes ile işgal altındaki topraklarını kurtarma ümidini kaybedeceğini ve dostlarının da bir gün onu terk edebileceğini öngörüyor olmalıdır. Rusya ise bu aşamada cephe hattının yerinde kaldığı herhangi bir ateşkesi ve bu ateşkesin sürüncemede kalmasını tercihe şayan görebilir.