Sınırda Karbon Düzenlemesi'ne hazır mıyız?

Dr. Bahadır İldokuz/ Yazar
26.06.2024

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması karşısında en büyük eksikliğimiz hali hazırda bir karbon borsasına sahip olmayışımız. Sınırda Karbon Vergisi'nden korunmanın temelinde yenilenebilir enerji yatırımları bulunuyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanması ve karbon sertifikasyon süreçlerine yönelik yasal altyapının hazırlanması öncelikli olarak çözümlenmesi gereken süreçler.


Sınırda Karbon Düzenlemesi'ne hazır mıyız?

Dr. Bahadır İldokuz/ Yazar

Küresel sistem her gün yeni bir krizle karşı karşıya gelirken, Çin'e alternatif olarak Hindistan ismi öne çıkartılmaya başladı. Hindistan her ne kadar Çin'in sahip olduğu üretim kapasitesi ve üretim çeşitliliğine sahip olmasa da geçmişte Türkiye'ye S400 füze sistemleri sebebiyle ambargo uygulayan Batı dünyasının, söz konusu Hindistan olunca ses çıkarmaması oldukça manidar.

Çin'in ticaret yolları üzerindeki bölgesel çatışmalar ve belli ülkelere uygulanan ambargolar ise küresel üretimi, Çin ana karasından çıkarma isteğinin açık bir göstergesi.

Türkiye bulunduğu coğrafi konum ve üretim konusunda geniş bir yelpazeye sahip olması sebebiyle Hindistan'a adreslenen birçok doğrudan yatırımcı için şu aşamada Hindistan'a en iyi alternatif olarak göze çarpıyor.

Peki bu durumda bize düşen görevler neler? Ülke olarak enflasyonla mücadele konusunda neredeyse bir yılı geride bıraktık. Ekonomi yönetiminin tahminleri doğrultusunda, en kötü geride kaldı. Temmuz-Ağustos aylarında yüzde 9 seviyesini aşan iki adet aylık enflasyon verisinin yaratacağı baz etkisiyle enflasyondaki düşüşün yıllık bazda rakamlara yansıması bekleniyor.

Haziran ayındaki gri listeden çıkış ile birlikte kısa vadeli portföy yatırımlarının artarak devam etmesi beklenirken, yapısal reformların yürürlüğe girmesi ve yatırım iştahını desteklemesi halinde gerek doğrudan yatırım yoluyla gerekse portföy yatırımları aracılığıyla yurtiçi döviz likiditesinin artması beklenti dahilinde.

Doğal olarak TCMB, bu süreçte döviz rezervlerini artırmaya devam edecek, enflasyon beklentilerinde ise düşüşün hızlanması işten bile değil.

Yatırımcı talebinin sınırı ne?

Ülke olarak büyüyen bir ekonomiye ve genç bir nüfusa sahibiz. Bu durum 85 milyonluk büyük bir talep yaratırken bu talebin yurtiçi üretimle karşılanması, hatta büyümenin ana itici gücünün yurtdışı talep olması arzulanıyor.

Mevcut üretim seviyesinin yarattığı dış ticaret açığının ana bileşeni ise enerji. Petrol ve doğalgaz ithalatı önemli bir paya sahip. Bu sebeple enerji kaynaklı dış ticaret açığı hem döviz kuru hem de büyüme açısından önemli bir değişken.

Enerji ithalatı yapılan ülkelerle ticari ilişkiler her ne kadar sorunsuz gözükse de enerji arz güvenliğinin tam anlamıyla bizim kontrolümüzde olduğunu söylemek zor. Her ne kadar son yıllarda enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarıyla enerji arzı çeşitlendirilmiş olsa da dış ticaret açığı içindeki enerji payı halen ciddi bir yekûn oluşturuyor. Ayrıca gerek Rusya gerekse İran gibi enerji ithal ettiğimiz ülkeler ambargo ile karşı karşıyalar.

Bu sebeple enerji fiyatlarındaki yukarı yönlü her fiyat hareketi bir yandan enerji ithalatı için gerekli döviz talebini artırırken diğer yandan enflasyonu yukarı taşıyor ve bu durum kontrol altına alınmazsa sıkı para politikasıyla sonuçlanan döngüsel bir ekonomik süreç bizi bekliyor.

Sonuç olarak ekonomik büyümenin önündeki en temel problemlerden biri olan enerji ithalatı ve ekonomideki yenilebilir enerji kaynaklarının payının ne kadar artacağı, yabancı yatırımcı için en büyük belirsizlik kaynaklarından biri.

Zira, 2027 yılı ve sonrasında sınırda karbon uygulaması ile karşı karşıya kalınacağı neredeyse kesin. Bugün ana ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatın ciddi bir düşüş yaşaması riski söz konusu.

GES yatırımları

Sınırda Karbon Vergisi'nden korunmanın temelinde yenilenebilir enerji yatırımları bulunuyor. Türkiye GES yatırımlarıyla son yıllarda ciddi ivme yakalamış olsa da kurulu GES gücümüz, halen potansiyelimizin oldukça altında.

Sadece mesken ve konut tarafında, mevcut kurulu gücümüzün neredeyse üç katı kapasite artışı gerçekleştirilebilir. Tatlı su kaynakları üzerine kurulacak olan yüzer GES tarafında kapasiteler artmaya başlasa da mesken ve konut tarafında arzulanan kapasite seviyesinde değiliz.

Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji ihtiyacını karşılayan ülkelere ve bu ülkelerin geçmiş politikalarına bakıldığında ise Almanya bu açıdan iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. GES kurulu gücündeki artışın temelinde, meskenlere verilen imtiyazlar ve destekler göze çarpıyor. Artan yenilenebilir enerji kapasitesi karşılığında bir yandan karbon enerji kaynaklarına duyulan talep azalırken diğer yandan üretilen karbon sertifikalarının ticareti ekonomiye destek sağlıyor.

Karbon borsamız yok

Peki Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'na hazır mıyız? Eksikliklerimiz neler? En büyük eksikliğimiz hali hazırda bir karbon borsasına sahip olmayışımız olarak gösterilebilir. Yenilenebilir enerji yatırımlarının hız kazanması ve karbon sertifikasyon süreçlerine yönelik yasal altyapının hazırlanması öncelikli olarak karşımıza çıkan süreçler olarak dikkat çekiyor.

İkincil olarak ise kapasite artışlarının yeterli düzeyde olmaması ve bunun için mesken GES yatırımlarının desteklenmesi gerekiyor. Finansman noktasında yenilenebilir enerji sektöründe birçok tartışma yaşansa da Türkiye'nin, uluslararası finansmana erişiminde ciddi bir problem göze çarpmıyor. Son açıklanan yeşil dönüşüme yönelik finansman imkanları ise bu durumun en büyük göstergesi.

Görece daha uzun vadeli ve düşük faiz oranlarıyla sağlanan yenilenebilir enerji/yeşil dönüşüm finansmanı, güneşli gün sayısı Almanya'nın iki katı mertebesinde olan ülkemiz için yatırımın geri dönüş süresi açısından da oldukça cazip.

Elbette fırsatlar sadece yenilenebilir enerji sektöründe değil. Tarım, sağlık ve kentsel dönüşüm konularında da ciddi fırsatlara sahibiz.

Yaşanan deprem, kentsel dönüşümün önemini bizlere tekrar hatırlattı. Şehirlerin yeniden inşasında blok ve bina bazında kentsel dönüşümün yerini mahalle ve semt bazında kentsel dönüşümün alacak olması yabancı yatırımcı ilgisini artırarak devam ettirecektir. Gayrimenkul yatırım fonlarının bu sürece dahil edilmesine yönelik yasal altyapı çalışmaları ise, gayri menkul sektörü açısından İstanbul'un tekrar cazibe merkezi olmasına yönelik süreci hızlandıracaktır.

Fiyat belirleme gücü

Tarım ve hayvancılık alanında küresel ısınmayla birlikte tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de suya erişim konusunda sıkıntılar göze çarpmaktadır. Buna rağmen Türkiye'nin monopol üretici konumunda olduğu, fiyat belirleme gücüne sahip olduğumuz belli ürün grupları söz konusu. Bu ürün gruplarının artması ve daha katma değerli üretimin hayata geçmesinin yolu ise sözleşmeli tarım uygulamalarından geçiyor. Alım garantili ekim yapıldığı takdirde tarımsal girdi kalemlerinin gıda enflasyonu üzerindeki etkisi sınırlı olacaktır. Aynı zamanda tarımsal ürün fiyatlarının son dönemde gördüğümüz dünya ortalamalarından negatif anlamda ayrışmasının da önü bu sayede alınacaktır.

Buna ek olarak, tarladan soframıza kadarki sürecin çok iyi bir şekilde monitör edilmesi gerekiyor.

Blockchain altyapısının kullanımıyla birlikte, tarımsal gıda enflasyonuna sebep olan fırsatçıların tespiti sağlanabilir ve vergi kaçağının önüne geçilebilir. Bu teknolojinin ticarete konu tüm alanlara genişletilmesiyle birlikte ekonomide aksayan alanlara anında müdahale edilmesi ve politika geliştirilmesi durumu da söz konusu olacaktır.

Sağlık sektörünün dünyadaki yeri ve yakın coğrafyadaki ünü herkesin dilinde. Sağlık hizmeti almak için ülkemizi tercih eden turist sayısı her geçen gün artıyor. Yasal altyapının hazırlanmasını müteakip sınırda vize uygulaması gibi, zorunlu sağlık sigortası benzeri bir uygulamayla yabancılara sağlanan sağlık hizmetlerinden belli ölçüde gelir elde edilmesi ve sağlık turizmi konusunda da kamu gelirlerinin artırılması olasılığı oldukça yüksek.

Sonuç olarak diğer bakanlıkların sahneye çıkmasıyla birlikte bugün sorun olarak masada yer alan birçok konunun bertaraf edilmesi ve enflasyonla mücadele sürecinin daha da hızlanması işten bile değil.

[email protected]