8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülmeye başlayan davanın 2. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.
Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.
Davanın 2. gününe tanıkların dinlenmesiyle başlandı. Bugünkü duruşmada ilk olarak ağabey Baran Güran tanık sıfatıyla dinleniyor.
Davada dün tutuklu 4 sanık ile baba Arif Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın eşinin beyanları alınmıştı.
Tanıkların dinlendiği mahkeme salonunda eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren tanık Enes Baran'a soru sorduğu esnada baba Arif Güran sinir krizi geçirdi. Baba Arif Güran, "Kızımdan bahsederek anlatmayın. Yeter. Allah için. Yeter yeter yeter. Gözümün içine baka baka anlatıyorlar" diyerek sinir krizi geçirerek mahkeme salonundan çıktı.
Güran ailesi bu duruma tepki gösterirken mahkeme başkanı Güran ailesini sakinleştirmeye çalıştı.
Fenalaşan Arif Güran, ambulansla hastaneye götürüldü.
AĞABEY BARAN GÜRAN, TANIK OLARAK DİNLENDİDavanın 2'inci gününde ağabey Baran Güran, tanık olarak dinlendi. Mahkeme başkanı köydeki gizli toplantı iddiasını sordu. Güran, "Sayın hakim, gizli toplantı herkesin göreceği yerlerde mi yapılır? Bazen bakanlar geliyordu köye, misafirleri çıkarıyorduk. Kimseyle toplantı olmadı. Özel bir toplantı olsaydı köyde yapılmazdı." dedi.
Mahkeme Başkanı: "Peki, kadınlar kavgası var mı?" sorusuna, Baran Güran: "Orada değildim" dedi.
Mahkeme Başkanı: "Kadınların neden kavga ettiği konusunda bilgi sahibi misin?" sorusuna ise, Baran Güran: "Küçük bir melek söz konusu olduğu için gerginlik çoktu" dedi.
HER ŞEYİ BİLİYORSUNUZ
Mahkeme Başkanı: "Bu olay 'siz her şeyi biliyorsunuz, susuyorsunuz' konusundan değil mi?" sorusuna Baran Güran: "Bence değil, orada masum bir çocuk var" diye yanıt verdi.
AĞABEY NEVZAT'I SUÇLADI
Tanık ağabey Baran Güran: "Babamla Nevzat arasında tartışma oldu, ben şahittim. Nevzat sesini yükselterek, 'Parayı vermiyorum' dedi. Sonra babam ona bağırınca Nevzat kekelemeye başladı, babam ona kızdı. Babamla kötü bir üslupla konuşuyordu, ben ona orada saldıracaktım. Sonra babamdan dolayı bunu yapmadım. Nevzat, bu cinayeti yapabilir, çünkü 50 cinayet işlemiş gibi soğukkanlı." Baran Güran, amcasının böyle bir cinayet ilerlemeyeceğini söyledi.
'TERLİĞİ MUHAMMED BULDU'
Duruşmada Narin'in amcasının oğlu Osman Güran tanık olarak dinlendi. Osman Güran, olay gününü anlatarak, "Enes'le Narin kaybolduktan sonra görüştüm. Patikadan yengem, 'Narin kayboldu' dedi. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Kaybolduğunu anladığımız zaman Enes ile görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. Muhammed yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukardayken 'Kolluk evden çıkın, sadece aile kalsın' demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm. Markete giderken o fark etmiş, dönüş yolunda terliğin üzerine basıp geçtik. Muhammed 'Geri gelir misin' dedi, geldik. O eğilip terliği aldı. Muhammed kaçta terliği bulmuştu, hatırlamıyorum. Olay günü Narin'in üzerine ne olduğunu sorarken, Baran'a mesaj attık, 'Bu onun olabilir mi?' diye" dedi.
'KARGAŞA OLDUĞU İÇİN TERLİĞİ UNUTTUM'
Daha sonra tanıklardan, Narin'in dayısının oğlu Muhammed Kaya dinlendi. Olay gününü anlatan Muhammed Kaya, "14.00-14.30 civarında köy yollarından Mardin'in Derik ilçesine gittik. Saat 20.00'de kuzenim Devran'a haber geldi, 'Narin kayboldu' diye. Kuyulara baktık, köyü aradık. Terliğin bulunduğu gün, yengem aradı, 'Araba var mı, süt alır mısın?' dedi. Ben de 'Var' dedim. Markete giderken terliği gördüm. Markete gidip gelirken, çingenelerin olduğu yerde terliğin üzerine basıp 'Geri geri gel' dedim, öyle bulduk. Ben geçtim, gördüm. Çingenelerin olabilir diye takmadım, dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, 'Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım' dedim. Sonra onu Hüseyin Güran'ın evine götürdüm. Sigaram bitmişti, markete gittim. Kargaşa vardı diye unuttum. Ben onun için köye götürdüm. Unuttuktan sonra Baran'a attım, Baran 'Terlik onundur, neredesiniz' diye sordu, 'Ormanın oradayız' dedim. Sonra jandarma geldi. Dayım Arif geldi, 'Terliği ben aldım Narin'e' dedi" diye konuştu.
Bu sırada söz alan Anne Yüksel Güran, "Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim, sonra numarası farklı çıktı" dedi.
İfadesine devam eden Muhammed Kaya, "Emir Dayı diye bir işçimiz vardı. 'Telim ve cinlerim var' diyordu, cinciydi. O tele üfleyip, yer buluyordu. Öyle kayıp şeyleri bulduğunu söylüyordu. Dicle Üniversitesi'nin oradaydı, biz de kalktık oraya gittik" diye konuştu.
'ENES'İN ÖLDÜRECEĞİNE İNANMAM'
Daha sonra Narin Güran'ın yengesi Maşallah Güran'ın ifade işlemlerine geçildi. Olay gününü anlatan Maşallah Güran, "Narin'in bulunduğu gün, Hülya komutan geldi, Yüksel'e 'Başın sağ olsun' dedi. Yüksel de 'Hani söz vermiştin, hani Narin'im' diyerek bağırdı, o sırada ambulansa aldılar. 'Hangi şerefsizler sana kıydı' diye ortaya söyledim. O sırada kızım bayıldı. 'Herkes her şeyi biliyor' diye bir cümle kullanmadım. Benim ağzımı kapatan da kimse olmadı. Narin 14.00 gibi geldi. Bizim kızları sordu. Kızlarımız evde olmadığı için camiye koşarak gitti. 17.40'ta diğer kızım Mina geldi. Salim bize, 'Hangi saatte gördüyseniz, o saatte söyleyin' dedi. Salim 18.00-18.20 gibi geldi. Amcasının elini öptü, 5 dakika sonra gitti. Salim'le oğlu beraberdi. Salim'de şüpheli bir şey görmedim. Her zamanki gibiydi. Şüpheli bir durumu yoktu. Nevzat bizim komşumuz. Kim olursa olsun, Allah belasını versin. Kızım Birsen bana, 'Salim bize 17.40'ta Narin'i gördüğünüzü söyleyin, yoksa sıkıntı çıkar' diye bir cümle söylediğini demedi. Yüksel tepeden seslendi, 'Narin nerede' diye sordu. O saatlerde hiçbir hareketlilik görmedim. Nevzat ve Salim'in genel olarak arası iyiydi bugüne kadar. Bu saatten sonra iyi değil. Karakolun kamerasını ortaya çıkarın. Kimse katil, Allah belasını versin. Enes'in öldüreceğine de inanmam" dedi.
Bu sırada söz alan Salim Güran, "Maşallah Güran benim amcamın eşidir. Amca, baba yarısıdır. Benim amcam babam gibidir. Bize bu iftirayı atanın Allah belasını versin" ifadelerini kullandı.
TANIK ÇOCUKLAR, PEDAGOG EŞLİĞİNDE İFADE VERDİ
Duruşmada 18 yaşından küçük olan tanıklar, adliyedeki Adli Gözlem Odası'nda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile pedagog eşliğinde ifade verdi. Narin'in ağabeyi M.E.G., "Evde ben, Enes ağabeyim, kardeşim E. vardı. Saat 15.00 gibi Hediye yengem geldi. Narin gittikten sonra benle Enes ağabeyim telefonda oyun oynuyorduk. Ben annemin telefonuyla oynuyordum. 2 oyun oynadıktan sonra oyundan çıktık. 16.30-17.00 gibi aşağı indim. Enes Ağabeyim, Tahir Kaya oradaydı. Hediye geldiğinde hatırlamıyorum ama E. bana 'Hediye yenge geldi, elbiseleri bırakıp gitti' dedi. Sonra bakkala gittim, ağabeyimin yanına. Onlar oturmuştu, bir şey almadık. Tahir Kaya saman çekmek için çocukları topladı. Ağabeyim gitmedi. Ben ve kuzenim K.G. çeşmeye gittik. Sonra ağabeyim o sırada geldi. O kadar. Sonra annem 'Kardeşini çağır, gel yemek yiyeceğiz' dedi. Ben de 'Tamam' dedim. Sonra aradım, bulamadım. Annem, yengem Maşallah'a sordu 'Narin orda mı' diye, 'Yok' dediler. Sonra Hediye yengemi aradı, o da 'Burada değil' dedi.
Daha sonra kuzeni A.K. ifade verdi. Olay gününü anlatan A.K., "Narin'i camide gördüm. Eve geldik. Z. ile birlikte çorap dağıttık. Sonra Melek ablanın evine gittik" dedi.
'ENES HİÇ BİZE GELMEDİ'
Salim Güran'ın kızı G.G. de "Çarşıya gittik. Hepimiz sadece ağabeyim yoktu. 14.45'te eve geldik. Babam uzandı, sonra babam kalktı ve çıktı. 15.30 gibi çıktı, tarlaya gitti. Tarladan dönüşte eve gelmedi. Zaten Narin'in kaybolduğunu ben babama haber verdim. O zaman karanlıktı 19.45 gibiydi babamı aradığım zaman. O da tarladaydı" dedi.
Mahkeme Başkanının "HTS kayıtlarında Enes'in 15.57'de salimin evine gitmiş ve 8 dakika kalmış. Enes sizin eve geldi mi?" sorusuna G.G., "Hayır hiç gelmedi, ben de evden çıkmadım hiç" yanıtını verdi.
'SALİM GÜRAN BİZİ TEHDİT ETMEDİ'
Hüseyin ve Maşallah Güran'ın kızı M.G. olay gününü anlatarak, "Büyük odadaydım. Telefonla oynuyordum. Sonra kapı çaldı, annem de 'Kimdir' dedi, 'Narin' dediler. Narin'i görmedim. Yüksel yenge geldi, fenalaştı, ambulansa bindi. Sonra annemle ablam ağlıyordu. Sonra Narin'in teyzesi Yasemin geldi, annem ve ablama saldırdı. 'Susmazsanız böyle olmazdı' dedi. Ben de o sırada ayağa kalktım. 'Biz bir şey bilmiyoruz' dedik. Ben bayıldım, Hülya komutan geldi ve ayırdı. Biz de gittik. Salim Güran bizi tehdit etmedi. 'Allah rızası için ne biliyorsanız onu söyleyin' dedi. Tam olarak saat söylemedi, 'Ne gördüyseniz onu anlatın' dedi" diye konuştu.
SALİM GÜRAN'IN EŞİ MELEK: ENES, O GÜN BİZE GELMEDİ
Duruşmada tanık olarak Narin'in amcası Salim Güran'ın eşi Melek Güran, olay gününü anlatarak, "Saat 12.00'de çarşıya çıktık, 14.00'te eve geldik. Eşim 'Acıkmışım, bana bir şeyler hazırla' dedi. Kızlar da kıyafetlerini deniyordu. Sonra biraz uyudu. 15.30 gibi çıktı. Tarlaya gitti. Enes, o gün bize gelmedi. Kızlarım da evdeydi. Ben de çıkmadım. Eşimin yönlendirmelerine şahit olmadım. 1 hafta boyunca eşim sürekli aramalardaydı. Nevzat ile eşimin arası araba meselesi nedeniyle kötüydü. Bu süre zarfında Salim'den şüphelenmedim" dedi.
'NARİN'İ CESEDİ KİM GÖTÜRMÜŞSE, O ÖLDÜRMÜŞTÜR'
Salim Güran'ın kaçta evden çıktığını hatırlamadığını söyleyen Melek Güran, "Olay günü Nevzat'ı görmedim. Yüksel bize geldi, düğünden bahsediyordu. Benim telefonum yok. Eltilerimle Salim'in telefonundan ben konuşuyordum. Narin'i, cesedi kim götürmüşse, o öldürmüştür. Narin, 16 Temmuz'da Salim'in kullandığı araca bindi. Nişan vardı, düğüne gittik. Narin'i, o öldürmüş olamaz' diye konuştu.
BİRSEN GÜRAN: SALİM AĞABEY BİZİ YÖNLENDİRMEDİ
Maşallah Güran'ın kızı Birsen Güran da şunları anlattı:
"Savcılıkta verdiğim 'Salim bizi yönlendirdi' dediğim şeyleri söylemedim, yanlış anladım. Bana ifadem okutmadan imzalandı diye öyle gelişti. Salim ağabey beni yönlendirmedi. Kendimi yanlış ifade ettiğim için ilk mahkemede öğrendim onu. 14.40'ta Narin bize geldi. Annem halamla konuşuyordu. Mahalledekiler, Narin'i '18'de gördük' dedikleri için 17.40'ta Narin'i gördüğümü söyledim. Salim ağabeyle karşılaşırken bana 'Birsen hangi saatte gördüysen söyle ki devletimiz bir an önce bulsun Narin'i dedi. O günden sonra hiç Salim ağabeyi görmedim. Zaten sürekli jandarmayla birlikteydi. Misafirlerimiz de çok olduğu için onlarla ilgileniyordum. Narin'in bulunduğu gün, askerler yukarı çıkmamıza izin vermedi. Yukarı çıkarken askerler, Yüksel'e 'Başın sağ olsun' dedikten sonra bayıldı, ambulansa aldılar. O sırada Yasemin Hanım bize 'Siz konuşsaydınız böyle bir şey olmazdı' dedi. Ben de 'Sanki bir şey biliyoruz da o yüzden konuşmuyoruz. Sen biliyorsan, sen konuş' dedim. Ondan sonra kardeşim bizi aşağı götürdü. Sürekli karakola gidip geldiğimiz için; herkes herkese şüpheyle baktığı için böyle söylemiş olabilir" dedi. Daha sonra duruşmaya 2 saat ara verildi.
"HERKESE ŞÜPHELİ GÖZÜYLE BAKIYORUM"
Tanık olarak dinlenen tutuklu şüpheli Birsen Güran, mahkeme başkanının, "Tanıklık yapmak istiyor musun?" sorusunu "Hiçbir şey bilmiyorum." diye yanıtladı.
Güran, daha sonra ise tanıklık yapmak istediğini belirtti.
Mahkeme başkanının "Narin konusunda ne söylemek istersiniz?" sorusunu Güran, şöyle yanıtladı:
"Salim ağabeyim beni yönlendirmedi. Savcılıkta olayı baştan sona anlattım, yanlış anlattım ya da yanlış anladıkları için ifadeye böyle yansıdı. Ben de okumayıp düzeltme yapmayınca öyle kaldı. Kardeşim Melike ile her yerde Narin'i arıyorduk. Saat konusunu tartışıyorduk çünkü saat konusunda karışıklık vardı. 19 Ağustos'ta Mersin'e gittik, üniversite kaydımı yaptık, sonra döndük. Yorgundum, uyuyamadım, onun stresiyle düşünemedim saat konusunu."
"Salim Güran, soruşturmada yanlış beyanda bulunmanıza yönelik telkinde bulundu mu?" sorusu da yöneltilen Güran, "Hayır, bulunmadı. O günden sonra Salim'i hiç görmedim. Jandarma ile aramaya katıldı, o yüzden görmedim." dedi.
"O gün Narin'i hiç gördünüz mü? diye sorulan Güran, şunları söyledi:
"Saat 12.00 gibi uyandım. Daha sonra kahvaltı yaptık. Evden hiç çıkmadım. Narin gelince kapıyı açtım. Narin bana, 'Abla, Hatice ile Fatma evde mi?' dedi. Ben de 'Ablacım anneannemlere gitmişler.' dedim. Daha sonra merdivenlerden koşarak aşağıya gitti. Ondan sonra onu görmedim."
"Şüphelendiğin kimse var mı?" diye sorulan Güran, "Herkese şüpheli gözüyle bakıyorum çünkü insan bu devirde kimseye güvenemiyor." görüşünü paylaştı.
Avukat Canan Atabay'ın "Nevzat, kötü bir insan olsa köyde konuşulur değil mi?" diye sorması üzerine Güran, "Evet, konuşulur." dedi.
Tanık olarak dinlenen Yüksel Güran'ın annesi Remziye Çabaş da tercüman aracılığıyla Kürtçe konuştu.
"Köyde kadınların kavgasına ilişkin bir şey gördün mü?" diye sorulan Çabaş, "Kadınların kavgasını duymadım, şahit olmadım." ifadesini kullandı.
Tanık olarak dinlenen tutuklu şüpheli Hediye Güran'a olay gününü anlatması istendi.
Bildiği her şeyi anlatmak istediğini ifade eden Güran, şunları söyledi:
"Yüksel, çamaşırları getirdi, bizim evde yıkadık, balkona bıraktım, kuruttum. Daha sonra saat 15.00 gibi Yüksel'in evine gittim. Kapıyı Eren açtı, 'Annem uyuyordu.' dedi. Kıyafetleri bırakıp gittim. Daha sonra 15.40 gibi gittim. İçeriye gittiğimde annesi uyuyordu. Kapı açık mıydı veya Eren mi açtı hatırlamıyorum. Daha sonra patika yoldan gittim. O saatlerde herhangi bir araç veya kimseyi görmedim. Eren ve Muhammet evdeydi. Enes uyuyordu. Annesiyle sohbet ederken Enes uyandı. Enes'in hangi ara evden çıktığını hatırlamıyorum. Yüksel ile evde sohbet ettik. Çamaşırları katladık. Uzun süre oturdum. Saati hatırlamıyorum. Ben evden çıkarken Enes eve geldi. Ne zaman dışarıya çıktığını bilmiyorum."
Mahkeme başkanının "Salim ve Nevzat'ı evin yakınlarında gördünüz mü? sorusunu Güran, ikisini de görmediğini ileri sürdü.
"Yüksel ve Enes'te şüpheli hareket gördün mü?" diye sorulan Güran, "Hayır, görmedim." dedi.
"Nevzat'ın ve Salim'in herhangi bir şüpheli hareketine şahit oldunuz mu?" diye sorulması üzerine Güran, "Hayır." yanıtını verdi.
Güran, "Evlere kamera takıldığını gördünüz mü, neden kamera taktılar?" sorusuna ise "Sadece Hüseyin amcaların evi ile başka bir eve takıldığını duydum. Narin olayından dolayı taktılar." diye yanıt verdi.
"Narin'in kaybolduğu gün Yüksel nasıl bir haldeydi?" diye sorulması üzerine Güran, "Perişan bir haldeydi. Narin'in kaybolduğu gün kimseden şüpheli bir hareket görmedim." dedi.
Savcının "Yüksel'in 'Hanginiz kızımı götürdüyse getirsin. Bari mezarı olsun.' şeklindeki söylemini duydunuz mu?" sorusuna Güran, "Öyle bir şey duymadım." ifadesini kullandı.
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Nahit Eren'in "Olay günü 13.30 ile 15.00 arasında neredeydiniz?" sorusu üzerine Güran, o saatlerde evde olduğunu ileri sürdü.
Eren'in "Oğlunuz bir ifadesinde 13.00 gibi sizi evde görmediğini söylemiş." demesi üzerine Güran, "Evdeydim, çocuğum da evdeydi. Kahvaltı yaptıktan sonra tekrar uyudu. Saatleri karıştırmış olabilir." dedi.
Avukat Canan Atabay'ın "Salim Güran ile görüşür müydünüz?" sorusuna ise Güran, şu yanıtı verdi:
"Eşinin telefonuyla veya eşimin telefonuyla eşiyle görüşürdük. Bazen kardeşine ulaşamadığında beni arardı. Kayınbiraderim olduğu için görüşmem doğaldır."
Avukat Canan Atabay'ın, "Daraltılmış HTS kayıtlarına göre Nevzat, Salim, Yüksel ve Enes evin içerisinde. Bunları görmediniz mi?" sorusu üzerine "Hiç kimseyi görmedim." dedi.
Avukat Erdem Kaya'nın "Bir ifadesinde çocuklarınızdan biri 'Annem eve geldiğinde nefes nefese kaldığını söyledi.' dedi. Neye şahit oldunuz?" sorusunu Güran, "Benim normalde de nefes darlığım var." diye yanıtladı.
TUTUKLU ŞÜPHELİ 15 YAŞINDAKİ R.A. TANIKLIK YAPMAK İSTEMEDİ
Amca Salim Güran'ın işçisi tutuklu şüpheli 15 yaşındaki R.A, tanık olarak dinlenmek için duruşma salonuna alındı.
Mahkeme başkanının "Tanıklık yapmama hakkına sahip" olduğunu hatırlatması üzerine R.A, "Tanıklık yapmak istemiyorum." dedi ve salondan çıkarıldı.
"NEVZAT AİLE TOPLANTIMIZA KATILDI"
Narin'in babası Arif Güran'ın amcası Ali Rıza Güran, tanık olarak verdiği ifadesinde "Nevzat Bahtiyar'ın ailesine yönelik iddiaları kesinlikle yalandır. Kesinlikle öyle bişey yok. Salim daima askerlerle dolaşıyordu. Ben toplantı yaptığım zaman da askerin bilgisi dahilinde yaptım. Bir sefer Nevzat'ta katılmıştı. Nevzat, 'inşallah kim yapmışsa bulunacaktır. Elimizden geleni yapacağız' ifadelerini kullandı. Soyadı Kaya olan 3 kişi de toplantıya katılmıştı. Nevzat'ın Narin'e 3 kez para verdiğini biliyorum. Narini mi kim öldürdüyse ortaya çıksın. Askeriye ye alt kamera kaydı gelirse bu cinayet aydınlanacaktır" dedi.
"SALİM GÜRAN HALEN ORADAYDI"
Duruşmada tutuklu tanık Mehmet Selim Atasoy, mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolduğu gün Salim Güran'ı gördünüz mü?" sorusu üzerine, evde bulunduğu sırada Salim Güran'ın kendisini aradığını belirtti.
Yemek yedikten sonra tarlaya gittiğini, Salim Güran ile oğlunu gördüğünü iddia eden Atasoy, şunları kaydetti:
"Suyu değiştirdim, daha sonra tekrar yukarıya çıktım. Yukarıya çıktığımda güneş batmak üzereydi. Salim Güran halen oradaydı. Telefonu çaldı, biraz yürüdü, daha sonra 'Bizim köyde çocuk kaybolmuş, köye gideceğim.' dedi. Sürekli birlikte değildim. Ben ayrıldıktan sonra bir yere gidip gitmediğini bilmiyorum. Saati tam olarak hatırlamıyorum."
Mahkeme başkanının, "Salim ile konuştuğunuzda hal ve hareketlerinde şüphe uyandıracak bir şey oldu mu?" sorusu üzerine Atasoy, Salim Güran ile çok fazla birlikte kalmadığı için bilmediğini iddia etti.
"Oğlun size, 'Salim bir şeyler karıştırıyor.' diye bir şeyler söyledi mi?" sorusuna karşılık Atasoy, "Söylemedi." dedi.
"Salim Güran, yaklaşık 17.30'da sizi ne için aramıştı?" sorusunu da Atasoy, "O zaman aşağıdaki tarlaya inmiştim, o tarla için aramıştı. Genelde tarla için arıyordu, ben de gerektiğinde onu arıyordum." diye yanıtladı.
Mahkeme başkanının "Salim'in kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik var mıydı?" sorusu üzerine Atasoy, hatırlamadığını ileri sürdü.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Erdem Kaya'nın "Olay günü 18.38'de neredeydiniz?" sorusuna karşılık Atasoy, kendisinin aşağıdaki, oğlunun da yukarıdaki tarlada olduğunu savundu.
"SALİM BİZE, 'KAÇAK YAPTIĞIMDA ŞÜPHELİ BİR ARAÇ GELDİĞİNDE BİZE SÖYLERSİN.' DİYORDU"
Kaya'nın, "Kürtçe konuşma yaparak, 'Senin bir şeyin düşmüş sınırın sonunda, taş sınırda.' Oğlun bununla ilgili bir şey dedi mi?" sorusu üzerine Atasoy, "Bana bununla ilgili bir şey söylemedi. Bir şey bilmiyorum. Kendisi telefona bir cihaz bağlıyordu. Cihazı söktüğünde oradaki taşın altına koyuyordu ve bana söylüyordu." ifadelerini kullandı.
"DEDAŞ gelip o saatlerde orada teftiş mi yapıyordu?" sorusuna karşılık Atasoy, "Salim bize, 'Kaçak yaptığımda şüpheli bir araç geldiğinde bize söylersin.' diyordu. Biz de böyle bir durumda ona söylüyorduk. Cihazı trafoya bağlıyorduk." dedi.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir'in "Muhtar genel olarak kaçak cihazı takarak sizi arayıp 'Etrafa göz kulak olun.' mu diyordu?" sorusunu Atasoy, "Evet" diyerek yanıtladı.
Avukat Nahit Eren'in "Salim'in dünkü ifadesinde 16.00'dan sonra o tarlaya gittiği, kızının ve eşinin ifadesinde 16.00'da geldiği yönünde. Salim Güran, ifadesinde 'Mehmet Şerif Güran'ın tarlasına elektrikçiler gelmişti.' dedi. O sırada tarlada çalışan elektrikçileri gördün mü?" sorusu üzerine Atasoy, "Hatırlamıyorum." dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın "Salim Güran, sizden ya da oğlunuzdan iş dışında yardım ister miydi veya emir verir miydi?" sorusuna cevaben Atasoy, sadece tarla sulama işini yaptıklarını söyledi.
"'KÖY YERİNDE BİR ÇOCUK NASIL KAYBOLUR?' DEDİM"
Duruşmada, daha sonra tanık olarak dinlenen Narin'in teyzesi Yasemin Gül, mahkeme başkanının, "Narin'in kaybolması ve akabinde öldürülmesi konusunda ne biliyorsunuz?" sorusu üzerine, "Bu konuyla hiçbir bilgim yoktur, ben Bismil'de oturuyorum. 'Köy yerinde bir çocuk nasıl kaybolur?' dedim. 22.00'ye doğru köye geldik ve aramalara katıldık." diye konuştu.
Mahkeme başkanının, "Yüksel Güran'ın, 'Kızımı getirin, mezarı belli olsun.' diye bir söylemi oldu mu?" sorusuna Gül, "Biz öldüğüne hiç ihtimal vermedik. 'Önceki kızım öldü, en azından bir mezarı vardı. Narin de ölürse en azından bir mezarı olsun.' diyordu." yanıtını verdi.
"BİR MORLUK FARK ETMEDİM AMA KÖYDE SÖYLENİNCE BAKTIM, AZ BİR ŞEY VARDI"
"Enes'in yüzünde bir morluk fark ettiniz mi?" sorusunu Gül, "Bir morluk fark etmedim ama köyde söylenince baktım, az bir şey vardı." diyerek cevapladı.
Mahkeme başkanının, "Kadınların kavgası ile ilgili konu nedir?" sorusu üzerine Gül, şu beyanda bulundu:
"Eltim geldi, 'Yasemin, haberleri izledin mi? Narin bulunmuş.' dedi. Televizyona bakınca cesedin bulunduğunu gördüm, çıldırdım. Zar zor oraya gittim, ablamı o halde gördüm, çok üzüldüm. Allah kimseye yaşatmasın."
Mahkeme başkanının "Siz, 'Doğru konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi.' dediniz mi?" sorusuna Gül, "Maşallah kadınların arasında Kürtçe, 'Allah belanızı versin, gözleriniz çıksın.' dedi. Ben de 'Biliyor musunuz?' deyince bana tepki gösterdiler. Üstüme gelince 'Söyleseydiniz illa cesedinin çıkmasını mı beklediniz?' dedim." cevabını verdi.
Avukat Gevriye Atlı'nın "8 Eylül'de verdiğin ifade var. 'Narin öldürülmüşse bunu köyün dışından kimse yapamaz.' demişsin." şeklindeki sözleri üzerine Gül, şöyle konuştu:
"Hayır, böyle bir şey söylemedim. Hepimiz söylüyorduk, yabancı biri gelip köye giremez. Kendi evimizde konuşurken de 'Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?' diyordum."
Atlı'nın "Yeğenim Narin eve gittiğinde görmemesi gereken bir şey gördü ki bu başına geldi.' demişsiniz." şeklindeki ifadesine karşılık Gül, böyle bir şey demediğini iddia etti.
Atlı'nın "Kadınların kavgası anında sizi kim uzaklaştırdı, Enes ağzınızı kapattı mı?" sorusuna cevaben Gül, kendisinin uzaklaştığını, Enes Güran'ın görmediğini ileri sürdü.
"KÖYE GELSİNLER, ONLARA BAKARIZ.' DEMİŞLER"
Daha sonra tanık olarak dinlenen Nevzat Bahtiyar'ın kardeşi Vecdi Bahtiyar, mahkeme başkanının, "Son dönemlerde bir iddia ortaya çıktı, Nevzat'ın suçu üstlenmesinin istendiği iddiasına ilişkin ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Ali Rıza Güran'ın köyden komşusu olan Hasan Kaya ile bir görüşmesi olmuş. Ağabeyimin baldızının kızını aramış. Yengemin Hasan Kaya'yı aramasını istemiş. Ağabeyimin baldızı, Hasan Kaya'yı aramış. Hasan Kaya, Ali Rıza Güran'ın, 'Nevzat kızı öldürmüş. Herkes bunu biliyor. Nevzat suçu üstlensin. Köye gelin. Size para da vereceğiz.' dediğini söylemiş. Şahsıma kimse bir şey söylemedi. 'Köye gelsinler, onlara bakarız.' demişler ve rakam konuşulmamış."
Duruşmada, "Ağabeyiniz Nevzat Bahtiyar, Salim Güran'ı aramamış ama siz neden bir günde birkaç kez aradınız?" sorusuna karşılık Bahtiyar, "İşbirliği içindeler, belki ondan aramamış. Ben ise o kızın hatırı için aradım. Merak ettiğim için." diye konuştu.
Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ, "Nevzat Bahtiyar, paraya önem verir miydi?" sorusu üzerine Vecdi Bahtiyar, şu beyanlarda bulundu:
"Hiç paraya önem vermez çünkü paraya ihtiyacı yok. Çocuklarıyla beraber usta olarak çalışıyorlar. 4 usta evde çalışıyorsa paraya ihtiyaçları olmaz. Ağabeyim bu suçu işlemişse idamsa idam versinler. Ağabeyimin cezası neyse çeksin. Ağırlaştırılmış müebbetse müebbede çarptırılsın. Kim bu suçu işlemişse onlar da ceza alsın. Narin'in kanı yerde kalmasın."
"GÜVENLİK AMACIYLA KAMERA TAKTIK"
Tanık olarak dinlenen amca Erhan Güran da mahkeme başkanının "Narin kaybolduğunda arama çalışmalarına katıldınız mı ve yangın olayını anlatır mısınız?" sorusu üzerine arama çalışmalarına katıldığını söyledi.
Güran, "Yangın evimin yanında başladı. Anız yangını oldu. Gençlerle söndürmeye çalıştık. Söndüremeyince itfaiyeyi çağırdık. Çocuklarım ve eşim vardı yangın sırasında, Enes'i görmedim." dedi.
Mahkeme başkanının, "Jandarmanın tutanağında rüzgar yoktu. 'Yangını Güran ailesi çıkardı.' deniliyor." sözleri üzerine Güran, "Biz istesek de bu yangını çıkaramayız." ifadesini kullandı.
"Neden evinize kamera taktırdınız?" sorusu da yöneltilen Güran, şu yanıtı verdi:
"Evimin etrafında ve aşağısında çalışma yapılıyordu. Güvenlik amacıyla kamera taktık. Önce köylüler taktı. Ardından biz taktık. Biri gelir evin oraya bir şey bırakır, bizim başımıza kalmasın diye. 4 Eylül'de kamerayı taktık."
"Aile büyükleriyle evlerde toplantı yaptınız mı? sorusu üzerine Güran, şöyle dedi:
"Tek amacımız Narin'in katillerinin bulunmasıydı. Hala da öyle. Onun için toplanıyorduk. Toplantılarda Salim yoktu. Gece gündüz kolluk kuvvetleriyle arama çalışmasındaydı."
"Kadınlar arasında bir kavgaya şahit oldunuz mu?" diye sorulan Güran, Narin'in cenazesinin bulunduğu gün kadınların neden tartıştığını bilmediğini öne sürdü.
Güran'a "Olaydan sonra Vecdi (Nevzat Bahtiyar'ın kardeşi) ile görüştünüz mü? 'Nevzat suçu üstlensin.' diye teklifte bulundunuz mu?" sorusu da yöneltildi.
Erhan Güran, "Hayır, ben hiçbir şekilde görüşmedim. Kendisini tehdit etmedim. 'Neden beni arıyorsun? Bir şey biliyorsan git kolluk kuvvetlerine söyle, bir daha beni arama.' dedim. Vecdi de 'Benim olayla bir bağlantım yok.' dedi." beyanında bulundu.
"GİZLİ BİR TOPLANTI OLSAYDI KAMERANIN ÖNÜNDE YAPMAZDIK"
Diyarbakır Barosu avukatlarından Metin Arkaş'ın "Toplantıları ne zaman yaptınız?" sorusu üzerine Güran, "Birkaç kez yaptık. Benim evimin önünde, kameranın altında yaptık. Eğer gizli bir toplantı olsaydı kameranın önünde yapmazdık. Bir kere de camide konuştuk." dedi.
"AĞABEYİM ÖLDÜRMÜŞ, ÖLDÜRMEMİŞ BİLMİYORUM"
Mahkeme başkanının "Vecdi, neden Erhan'ı aradın?" diye sorması üzerine Vecdi Bahtiyar'a söz verildi.
Bahtiyar, "Ağabeyim öldürmüş, öldürmemiş bilmiyorum. 'Ağabeyim böyle bir şey yapmışsa da bir bilgim yok.' dedim. Erhan, Arif'in büyük kardeşi olduğu için onu aradım." ifadelerini kullandı.