TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu, Dönmez başkanlığında toplandı.
Dönmez, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, geçen hafta İstanbul Teknik Üniversitesi ve Koç Üniversitesine çalışma ziyareti gerçekleştirdiklerini, ziyaretin oldukça verimli geçtiğini söyledi.
Komisyonun tematik olarak ilerleme kararı aldığını, bu bağlamda ilk olarak sağlık temasının ele alınacağını dile getiren Dönmez, daha sonra eğitim, tarım ve ticaret gibi konularda çalışmalar yapacaklarını belirtti.
"Meclis tarihinde bir ilk olacak." diyen Dönmez, "TBMM çatısı altında, Sayın Meclis Başkanı'mızın himayesinde bir 'yapay zeka zirvesi' düzenlemeyi planlıyoruz. Komisyonumuzun görev süresi tamamlanmadan, muhtemelen mayıs ayının ilk yarısında tüm paydaşların katılacağı, yurt içinden, yurt dışından çok değerli misafirlerin yer alacağı zirvemiz olacak. Zirvemizdeki ilk panelin de 'siyaset ve yapay zeka' olmasını arzu ediyoruz. Konuyla ilgilenen genel başkan yardımcılarını bir masa etrafında bir panelde dinleme arzusundayız." ifadesini kullandı.
- "YAPAY ZEKA BİR HEKİM GİBİ KARAR VEREBİLİR Mİ?"
Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Özgür Sezer, komisyona yaptığı sunumda, Ulusal Mamografi Projesi'ne ilişkin bilgi verdi. 40 yaş üstü kadın hastalar için her 1,5-2 senede mamografi taramasının önerildiğini ifade eden Sezer, "Proje ile bu taramalarda yüksek riskli olan hastaları önceden tespit ederek, radyoloji merkezine görüntü geldiği gibi tespit edip, o gün iki radyoloğun önüne düşürüyoruz. Böylelikle iki göz üzerinden tekrar kontrol ediliyor. Görüntü çekildikten sonra radyolojinin okuma süresi var. Biz, bu sistemle bu okuma süresini minimuma indirdik. Başarımız yüzde 92." dedi.
"Beyin BT, Kanamalı İnme Yapay Zeka Projeleri"nin olduğunu belirten Sezer, BT görüntülerinden inme tespiti yaptıklarını söyledi. Sezer, "Bunu da Teleradyoloji Sistemi ile merkezileştirip radyologların önüne raporlanmadan önce inme alanlarını gösterecek şekilde kısa süre içinde canlıya geçeceğiz." diye konuştu.
Sezer, Sağlık Bakanlığının "NeyimVar" projesiyle vatandaşların şikayetlerini belirterek doğru hekim, doğru branş eşleştirmesi yapabildiğini ifade ederek, bu projeyi her geçen gün iyileştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Çalışmaları devam eden BT Toraks Projesi'nin, erken kanser teşhisini amaçladığını dile getiren Sezer, "Riskli kitleleri önceden tespit ederek Teleradyoloji Sistemi ile radyologların önüne tavsiye niteliğinde getirmek istiyoruz. Burada en çok zorlandığımız nokta mevzuat kısmı. Yapay zeka bir hekim gibi karar verebilir mi? Hatalı karar verirse ne olur? Yabancı negatiflik olmamalı gibi hususlar var. Bu konuda sizlerden de destek bekliyoruz." ifadesini kullandı.
Bakanlığın bir diğer projesi kapsamında da diş röntgen filmi üzerinden dolgu, çürük veya kanal tedavisini erken tespit etmeye yönelik çalışma yürüttüklerini söyleyen Sezer, "Eskişehir'de pilot uygulama yaptık, klinik validasyonunu yapmadık. Klinik validasyonu için Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'müz ile beraber çalışıyoruz. Diş hekimi uzmanlarıyla beraber, bizim işaretlediğimiz görüntüleri ikinci göz olarak diş hekimi uzmanları da işaretliyorlar. Karşılaştırma sonucunda yüzde kaç başarılı olduğumuz ortaya çıkacak. Başarı oranı yüksek olursa tüm Türkiye'ye yaygınlaştırmayı düşünüyoruz." diye konuştu.
Sezer, Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ne (MHRS) yönelik çalışmalara da değindi ve "MHRS'de vatandaş davranış modellemesi üzerine çalışıyoruz. Bunu özellikle randevu alıp randevusuna gitmeyen vatandaşlarımız için bir davranış modellemesi yaparak 'ek hangi branşlarda, nasıl fazla randevu açabiliriz?' üzerine çalışıyoruz." bilgisini verdi.
- "ANNE BEBEK ÖLÜMLERİNİ DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ"
Özgür Sezer, beyin ölümü üzerine yürütülen çalışmalara ilişkin de "Beyin ölümünün de difüzyon MR'da tipik bir görüntüsü vardır. Bu görüntü varsa ilimizde bulunan organ nakli koordinatörlerimize uyarı düşürüp ilgili hastaneyle koordineli olmasını ve beyin ölümü gerçekleştiği zaman da organ nakline hasta uygunsa ve hastanın vasiyeti ve yakınlarının onayları doğrultusunda nakil işlemlerinin gerçekleşmesine yönelik bir çalışmamız var." dedi.
Yapay zekada, anne bebek ölümlerine yönelik risk faktörlerini belirlediklerini dile getiren Sezer, böylece potansiyel riskli gruplar ve riskli gebeliklerin ölçümünün amaçlandığını ifade etti. Sezer, "Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'müzün Misafir Anne Uygulaması var. Bu uygulamada riskli gebeleri doğumdan 3 ay öncesine kadar hastanelerimizde misafir edebiliyoruz. Yüksek riskli tespit ettiğimiz o anneleri, üçüncü basamak pediatrik yoğun bakım, yenidoğan yoğun bakım olan merkezlerde misafir ederek anne bebek ölümlerini düşürmeyi hedefliyoruz." dedi.
e-Nabız'a yeni bir özellik getirmeyi planladıklarını söyleyen Sezer, "Mesela, kilo artışınız var veya tansiyon verilerinizde problem var. Bu yönde sizi yönlendirecek bir sağlık asistanı ve uygulaması çalışması yapıyoruz. Tabii, bunların hepsinde klinik validasyon çalışıyoruz. Klinik validasyonda ciddi bir oranın üstüne çıkmadığımız takdirde bunları canlıya almayacağız." ifadesini kullandı.
Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Sezer, Yapay Zeka Veri Analitiği ve Modelleme Platformu'na değinerek şunları söyledi:
"İçinde yapay zekayla ilgili tüm kütüphanelerin bulunduğu ve klinisyenlerin, akademik araştırma görevlilerinin, bilim adamlarının çalışabileceği bir platform. Bu platforma başvurduktan sonra biz, akademisyenlere sentetik veriyle üretilmiş bir örnek data göstereceğiz, sentetik data göstereceğiz ve kendileri kendi yapay zeka modelini bu sentetik datasının içinde istediği gibi yazabilecek, bu kütüphaneyi kullanabilecek ve en sonunda 'start' tuşuna basacak. Sonra biz modelin, kodun ağırlığına bakarak belli bir Sağlık Bakanlığının örneklem verisinde veri dışarıya çıkmadan, içeride çalışıp sadece akademisyene sonucunu göstereceğiz. Böylelikle hem veriyi güvenli halde tutacağız hem de akademisyenlere yapay zeka alanında veya diğer alanlarda çalışma imkanı tanıyacağız. İyi bir platform tasarladık. Bu platformumuzu da yaklaşık 2 aya canlıya almayı hedefliyoruz. Platformun mobil versiyonu da olacak."
Özgür Sezer, Teleradyoloji Sistemi ile ilgili soru üzerine, şu ana kadar bu sistemde 20 milyonun üzerinde MR, tomografi görüntüsü açan hekimlerin, tetkik istemekten vazgeçtiğine işaret etti. Sezer, bunun SGK bütçesine katkısının 4 milyar 400 milyon lira olduğunu belirtti.
Başka bir soruya karşılık Sezer, "NeyimVar" uygulamasını şu ana kadar 40 milyon kişinin kullandığı bilgisini verdi.
- "İSTEMLERİN YÜZDE 48'İ YANLIŞ, YÜZDE 10'U DA GEREKSİZ"
Sağlık Bakanlığı Türkiye Sağlık Veri Araştırmaları ve Yapay Zeka Uygulamaları Enstitüsü (TÜYZE) Başkanı Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş, Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında kişi başına en fazla MR ve en fazla BT çeken ülke olduğunu söyledi. Bununla başa çıkmanın mümkün olmadığını dile getiren Karakaş, yürüttükleri bir projeyle hekimlerin doğru istem almasını sağlayacaklarını belirtti. Karakaş, şöyle devam etti:
"Hekim, BT isterken gerçekten doğru bir istem yapacak, doğru bir MR isteyecek. Sağlık Bakanlığı adına geçmiş dönemde yaptığımız araştırmalarda şu ortaya çıktı; Türkiye'de istemlerin yüzde 48'i yanlış, yüzde 10'u da gereksiz. Biz yılda 50 milyon MR ve BT çekiyoruz, bunun 5 milyonu gereksiz. Bilkent Şehir Hastanesinde pilotları yapılıyor. Biz bunları engelleyeceğiz. Böylece yılda 1,7 milyar lira tasarruf sağlayacağız. Sırf bu yazılımı Türkiye'de kullanacağız. Dünyanın başka ülkelerinde kullanılmaya başlandı. Doktor 'Ben şunu istiyorum.' diyor. Doktorun istemini tartışıyor, hastanın bütün özelliklerini sistem çekiyor. Sistem, 'Sen bunu istemişsin ama en iyisi bunu istemeliydin.' diyor. 'Bunu istersen sana 9 puan vereceğim, bunu istersen 5 puan vereceğim.' gibi..."
Akıllı randevu sistemine ilişkin de bilgi veren Karakaş, sistemin, hastanın yaşına, cinsiyetine, geldiği yere, hatta o sıradaki hava koşullarına bağlı olarak kimin randevuya gelip kimin gelemeyeceğini hesap ettiğini dile getirdi.
Karakaş, Bakanlığın sistemlerinde artık akıllı pozisyonlamaların olduğunu belirterek, "Yapay zeka, hastaları otomatik olarak makina içinde pozisyonluyor. Bunu, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kullanmaya başladık. Yanlış planları düzelten ya da 'artefakt' dediğimiz parazitleri gideren sistemlerimiz de var, ki bunların üzerine TÜSEB'de çalışıyoruz, özel sektör çalışıyor, bilgi teknolojilerinde çalışıyoruz." diye konuştu.
Fransa'daki bir yazılım sayesinde kırıkların saptandığını ve ortopedistlere kırmızı "Buna müdahale etmek lazım" veya yeşil "Bunu eve gönder" uyarılarının düştüğünü anlatan Karakaş, "Gördüğümüz kadar yazılım dünyada klinik validasyonlardan geçti, kullanılıyor. Biz de bunların bir kısmını Türkiye'de gerek kamu gerek özel gerek kamu ve özeli birleştirerek yapmaya çalışıyoruz." dedi.
Türkiye'nin sağlıkta üçüncü seviyede bir otomasyon yaptığını dile getiren Karakaş, "Dördüncü ve beşinci seviyelerde biraz önce Fransa'daki örneğini gösterdiğim gibi ful otomasyon olacak ama bunun için saygıdeğer sizlerin bu Meclis çatısı altında tabii ki buna göre mevzuat düzenlemesi, yasa çıkarması gerekecek." ifadesini kullandı.
- "ERKEN TANIYA GÖTÜREBİLECEK SİSTEMLER BİZİM İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRIYOR"
AK Parti İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan, yapay zekanın bugün ekonomileri, endüstrileri, toplumsal yapıları benzeri görülmemiş bir hızda değiştirdiğini söyledi.
Araştırmalara göre 2030 yılında dünya üzerinde 375 milyon kişinin iş değiştirmek zorunda kalacağını ifade eden Yerebakan, bunun çok büyük bir ölçek olduğunu dile getirdi. Yerebakan, daha önceden 50 yılda gerçekleşen değişimlerin, 5 yılda yaşanacağını belirtti.
Meclis Araştırma Komisyonunun önemine işaret eden Yerebakan, şöyle dedi:
"Komisyonun kurulabiliyor olması Türkiye'nin burada ne yarıştan kopmak istediğini gösterir ne de yarışta geri kaldığını gösterir. Dolayısıyla hepimiz katkı sağlamak istiyoruz. Sağlıkta envaiçeşit projeler var, sizlerin projelerinizi de dinledim. Ancak ben tabii 14 yıldır sağlık teknolojilerini geliştirmek üzere de çalışıyorum; 4 patentim var, yurt dışı çalışmaları da yaptım. Şimdi Türkiye'deki bilim insanlarının ekstra katkılarını da burada ifade edeyim, en azından onların da bugüne kadar ortaya koymuş olduğu, koymaya gayret ettikleri eserler de burada gündeme gelsin. Çok güzel bir çalışma grubumuz var. Türkiye'den hocalarımız var, yurt dışından hocalarımız var, bilim kurulumuzda Harvard Üniversitesi nörolojiden profesör doktor Edip Gürol Hocamız, Queen Mary Üniversiteden, Londra'dan Christos Bourantas var, Michigan Üniversitesinden Venkatesh Murthy var, Türkiye'den de Taylan Hocam, İbrahim Halil Tanboğa, Faysal Şaylık, Can Yücel Karabay gibi isimler aramızda bulunuyor."
Yerebakan, kalp hastalıkları konusunda nasıl bir çözüm üretebileceklerini ve karar alma mekanizmalarında nasıl ilerleyebileceklerini düşündüklerini belirterek, "Bugün uluslararası modellerde yapay zekanın en çok hasta bakımında kullanıldığını görüyoruz, bireysel kullanımda. İlaç saati hatırlatma robotlarından belki Alzheimerli hastalara destek olabilecek robotlara, onları daha iyi hissettirecek robotlara, onlarla iletişimi artırabilecek, onları hayatta tutabilecek, hayat bağlarını güçlendirebilecek robotlara kadar teknolojilerin olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Yaşlı bakımında yapay zekanın kullanıldığını dile getiren Yerebakan, "Çünkü normal hastanelerde zaten kısıtımız var sağlık çalışanlarında. Yaşlı bakım merkezlerinde bu kısıt daha da fazla durumda. Daha az insanla daha çok insana bakmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla buralarda robotik sistemler, erken tanıya götürebilecek sistemler bizim daha da işimizi kolaylaştırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti'li Yerebakan, yapay zeka denilince akıllara ya görüntü üretme ya da büyük dil modelleri üzerinden konuşma üretiminin geldiğine işaret ederek, büyük dil modellerinin genellikle yalancılıkla suçlandığına dikkati çekti.
"Tıbbi büyük dil modelde Türkiye öncü olsun." şeklinde bir çalışma grubu başlattıklarını söyleyen Yerebakan, "Bu konuda ayrı bir model, ayrı bir altyapı, ayrı bir yapı sunabilirsek çok kıymetli olur. Buradaki başarımızı ifade etmek isterim; büyük dil modelleri üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Kalp damar hastalıklarıyla ilgili 2 model geliştirdik ve 5 farklı model için şu anda veri setleri hazırlanıyor." dedi.
- "GOOGLE İLE GÖRÜŞÜYORUZ DESTEKLEME DURUMU VAR"
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu da dünya genelinde öngörülerin 2045'te hiçbir hastalığın kalmayacağı yönünde olduğunu, büyük veri dünyasının pek çok hastalığa çare getireceğinin ifade edildiğini söyledi.
Türk Beyin Projesi'ne ilişkin bilgi veren Sağıroğlu, proje ile MR çekildiği andan itibaren 3-5 saniye içinde analizin yapıldığını, beyin MR'ında anormal bir durum varsa bunun anında ilgili doktora bildirildiğini anlattı. Sağıroğlu,"Bunu ilk olarak Gazi Üniversitesinde uyguladık. Belli aşamalara geldikten sonra da ikinci fazda standart hale getirip birkaç tıp fakültesi ve şehir hastanesinde uyguladık. İkinci fazı şu anda 5 hastanede çalışıyor. Daha sonra Sağlık Bakanlığının desteğiyle tüm kamu hastanelerinde hayata geçirmek istiyoruz." dedi.
Türkiye'de 800 bine yakın Alzheimer hastası olduğunu söyleyen Sağıroğlu, bunun 10 yıl içinde 5 milyona çıkacağını ifade etti. Büyük Dil Modelleriyle Alzheimer Tespiti Projesi yürüttüklerini ve ilgili yerlere sunduklarını belirten Sağıroğlu, "Destek alamayınca Google'a sunduk. Google ile görüşüyoruz, destekleme durumu var." diye konuştu.
Türkiye'nin, ülkelerin yapay zekaya hazır olma indeksinde 50. sırada bulunduğunu dile getiren Sağıroğlu, "Yapay zekayla ilgili yapılacak çok iş var. Ben işin başında olduğumuzu düşünüyorum. Bunu ciddiye almalıyız, yatırım yapmalıyız." ifadesini kullandı.
Sağıroğlu, "Genetik tasarımda sınırlarımızı nasıl koruyacağız?" sorusuna karşılık şunları kaydetti:
"Koruyabilecek miyiz, çok emin değilim. Koruyabilecek altyapıları kurgulamak gerekiyor. Yapay zekanın sınırlarıyla ilgili örnek vereyim. Protein tasarımlarında yapay zeka, en büyük çığır açan teknolojilerden birisi. Bir protein, 7 ila 14 yıl arasında analiz ediliyor. Şu anda yapay zeka teknolojileriyle 200 milyonun üzerinde protein üretildi ve üretilen protein sınıra geldi. Genetik tarafta da insanın pek çok kopyalarının tasarlandığını biliyoruz. '2045 yılında ölümsüzlüğü yakalayacağız.' diye makaleler var. Sınırı çizecek olan Meclisimiz. 2045 yılında hedef sıfır hastalık. Genetik yapıyla da alakalı oynanacak teknolojiler var. Genom çok önemli. Nasıl koruyabiliriz çok emin değilim."
-"AKCİĞERDEN KOL KIRIĞINA KADAR HEPSİNİ OKUYACAK BİR SİSTEM"
Yazılım şirketi HEVI AI'ın kurucusu ve yöneticisi Deniz Can Aliş de Avrupa Radyoloji Derneğinin yaptığı araştırmaya göre 2018'de Avrupa'da yüzde 17 olan radyolojik yapay zeka kullanımının, şu an yüzde 50'lere yükseldiğini söyledi.
Şirketinin, yapay zeka akciğer ürünü bulunduğunu belirten Aliş, "Katar şu an bizim yapay zeka akciğer ürünümüzü ülke çapında koymak için değerlendiriyor. Umarım önce Türkiye'de koyulması nasip olur." dedi.
5 yıl içinde yapay zekanın sağlık alanına hakim olacağını vurgulayan Aliş, "Akciğerden kol kırığına kadar hepsini okuyacak bir sistem. Bu da radyolog iş gücünde yüzde 20-25 civarında azalım fırsatını getirecek. Biz de radyologlara 'Siz bunlarla uğraşmayın, MR okuyun.' diyeceğiz. İş gücünü kaydıracağız. Radyoloji için temel modeller geliyor. Bunu yapabilmek için desteğe ihtiyacımız var." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Komisyon Başkanı Dönmez, bir komisyon uzmanının gelecek hafta ICPRD Avrupa Parlamento Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi tarafından İzlanda Reykjavik'te düzenlenecek veri yapıları ve yapay zekayla yasama sürecinin geliştirilmesi konulu seminere katılacağını söyledi.
Togg ile görüştüklerini belirten Dönmez, "Onların otonom yazılımlarını TOBB ETÜ kapsamında galiba oradaki kampüste yapıyorlarmış. Muhtemel orada bir ziyaret olacak. Gitmişken de Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarını da orada, yerinde görmüş olacağız. Onun dışında, istihdama etkileri konusu var. Sayın Bakanımızın uzmanlık alanı, istihdama etkilerini inceleyeceğiz, değerlendireceğiz." dedi.