49 yaşındaki Erken, AA muhabirine, eşi ve çocuklarıyla karne tatili dolayısıyla otele gittiklerini, 3 yıldır aynı oteli tercih ettiklerini söyledi.
Uykusunun hafif olduğunu ve otelin içinden gelen seslerle uyandığını anlatan Erken, insanların ''Bu yangın nereden çıktı? Hadi çabuk çıkalım.'' diye bağırdığını duyduğunu anlattı.
Erken, "Bir panik havası oluştu. Yüksek katlardan biri olan sekizinci katta olmamıza rağmen odamız tam köşe odaydı. Yani hem uçuruma bakan tarafta hem de yana bakan kısımda penceremiz vardı. Pencereden bakınca yangını gördüm. Yangın yukarı doğru geliyordu." dedi.
Hemen eşi ve çocuğunu uyandırarak giyinmelerini söylediğini aktaran Erken, ''Biz yangının bu kadar büyük olduğunu anlayamadık. Yine de çok hızlı harekete geçtik. Kapıyı açtığımızda dumanlar yavaş yavaş odaya doğru gelmeye başlamıştı. Hemen pencereleri açtık. Koridordaki pencereyi açmak istedik fakat kilitliydi. O sırada diğer odalardan gelen insanlar 'Eyvah, burada öleceğiz, bu gaz hepimizi boğacak.' dediler. Daha yangın yok, sadece çok ciddi anlamda duman geliyordu.'' diye konuştu.
Erken, buldukları sehpalarla koridordaki camı kırdıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Sonra diğer odalardan gelenler bizim odaya doluştu, yana bakan cama yığıldı. 'Biz buradan aşağıya nevresimleri bağlayarak inelim.' dedik. Ardından erkekler olarak 'Aşağıya inerken nevresim yırtılabilir, bunu yumuşatmamız lazım, yatakları çıkartalım.' dedik. Yataklar iki kişilik, çıkmıyor, cam küçük. Çapraz, düz soktuk, tekme ve yumruklarla yatakların ikisini aşağıya attık. Aşağıdaki insanlara da seslendik. Biz sekizinci kattayız ama yan binamız 4-5 katlı böyle çatılı bir bina, O bizi kurtardı. Çarşaf olmasa atlayacağız çünkü orada boğularak ölmekten iyidir. Bunlara da 3-5 dakikada karar verdik."
"ÇOK KÖTÜ BİR ORTAMDI"
Yangının ilk başladığı zamanlarda kapıyı açtığını, ardından elektriklerin kesildiğini anlatan Erken, bir daha kapıyı dışarıdan açma şansları olmadığını çünkü kapıların elektrikli olduğunu ifade etti.
Erken, yangın anında hiçbir ikazın olmadığını belirterek, "Ne bir uyandıran... Bir kere odalarda fıskiye yoktu. Yangın merdiveni dışta yoktu. İçerideki yangın merdiveni var, betonarme bir merdiven. Fakat oradan müthiş derecede gaz geliyordu. Oralar baca etkisi yapmıştı. O kapılar sızdırıyordu, iç yangın merdiveninin kapısından müthiş duman geliyordu. Diğer odalardan da ama en çok asansör tarafından geliyordu. Çok kötü bir ortamdı." dedi.
Olaylar yaşanırken birbirlerine kesinlikle panik yapmamaları gerektiğini söylediklerini aktaran Erken, "Aramızda 'Önce çocukları, sonra kadınları ve en sonunda erkekleri sarkıttığımız çarşafla indireceğiz,' dedik. 12-13 kişi içerisinde sadece bir bayan arkadaş, nevresimi sanıyorum sinirsel olarak elleri boşaldı, tutamadı, düşüp yaralandı. Hemen peşinden doktor olan eşi indi, ilk müdahalesini yaptı. Sonra 2-3 arkadaş biz çelik merdiven geldi, onunla indik. Tam sıra bana geldiğinde nevresim ortadan koptu. Ben de 'Önemli değil, artık koptuğu yere kadar inerim, oradan atlarım.' dedim ama merdiveni yetiştirdiler. Kim yetiştirdiyse Allah ondan razı olsun." ifadelerini kullandı.
Erken, yandaki binadan yere indiklerini, ardından arabayla yakındaki diğer otele eşi ve çocuğunu bıraktığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Onları sağlama aldıktan sonra yardım etmek için koşarak otele geldim. Maalesef çok kötü bir manzara vardı. Yukarıda bizim kadar şansı olmayan, yangına yüksek katlarda yakalanan insanlar, çocukları kucaklarına alarak yarı bellerine kadar camlara çıkmışlardı. Müthiş bir gaz çıkıyordu. Tahliye sırasında havluları ıslatıp insanların ağzına koyduk. Büyük havlularını ıslatıp gaz gelmesin diye kapının altına yerleştirdik. Orada herkesin aklına bir şey geldi. Kimi düğümü bağladı kimi ipi saldı kimi yatağı itekledi, herkes bir şey yaptı. Erkeklerin olması ve soğukkanlı davranmamız bize çok ciddi zaman kazandırdı. İndiğimizde bir tek jandarma ekibi vardı. 1-2 saat sonra itfaiye geldi. Oteldeki 20-30 dakika içerisinde gaz o insanları öldürmüştü. Ben geldiğimde insanlar feryat figan ediyordu. Sonra o sesler kesildi. İtfaiye ekipleri parça parça geldi. İlk gelenler sadece su sıkıyordu. Yüksek merdivenli itfaiye geldiği zaman alt veya yanlardan çok kısıtlı insanları aşağı indirdiler. Bu arada atlayanlar oldu. En az 2-3 kişi gözümün önünde can verdi. 'Atlama, bak itfaiye geliyor.' dememize rağmen o panikle atladılar ve vefat ettiler."
"BİZİ ALLAH KURTARDI"
Hayatında ilk kez böyle bir şeyle karşılaştığını belirten Erken, işletmeden şikayetçi olacaklarını ve suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Erken, "Ne bir yangın alarmı duyduk ne bir yangın yönlendirme ışığı, yangın merdiveni ne de çok hızlı gelen bir itfaiye gördük. Bizi Allah kurtardı diye düşünüyorum, yaşayacak ömrümüz varmış. Odamızın pozisyonu önde, ortada olsaydı biz yoktuk şu anda. Çünkü sekizinci kattasınız, sıkışmışsınız, nereden kaçabilirsiniz? Ya içeride öleceksiniz ya da kendinizi atacaksınız. İnsanlar da bunu yaptı.'' dedi.
Sonradan otelin fotoğraflarına bakınca sekizinci kattan beşinci kata indiklerini fark ettiğini kaydeden Erken, "En çok eşim ve çocuğum için korktum baba olarak. Önce oğlum indi, gördüm aşağı indiğini. O anda herkesi aşağı indirdik. Eşimi indirdiğim zaman bende müthiş bir hafifleme oldu. Dedim ki 'Ya ben buradan artık uçabilirim, o kadar hafifim'. Ama ona gerek kalmadı, bir şekilde Allah yardım etti, kurtulduk." şeklinde konuştu.
Öte yandan, yangının boyutu Alper Erken'in cep telefonuyla çektiği görüntülere de yansıdı.