Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığının muharip uçak ihtiyacını karşılamak amacıyla başlatılan ve Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından geliştirilen milli muharip uçak KAAN, dünya basınının yakın takibinde olmayı sürdürüyor.
KAAN projesinin ortaya çıkış hikayesi Çin Halk Kurtuluş Ordusunun yayın organı "PLA Daily" gazetesinde geniş yer buldu.
KAAN'ın özelliklerine dikkat çeken gazete, milli muharip uçağımızın "beşinci nesil" olarak adlandırılmayı hak ettiğini yazdı.
Türkiye'nin projeyi hayata geçirmesine etki eden sebeplere değinen Çin basını, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemi alımı sonrası ABD'nin Türkiye'yi F-35 Projesi'nden çıkarmasına işaret edildi.
900'den fazla parçanın üretiminde yer alan Türkiye'nin F-35 projesinden çıkarılmasının KAAN için itici güç olduğu belirtildi.
F-35 feshinin Türkiye'yi beşinci nesil savaş uçağını geliştirme konusunda daha kararlı hale getirdiği vurgulanan makalede, "Dünyada 'beşinci nesil uçak kulübüne' giren az sayıda ülkeden biri olmak, Türk halkını mutlu ediyor." ifadesine yer verildi.
Türk Hava Kuvvetlerine sağlanacak 100'ün üzerinde KAAN'a ek olarak, Azerbaycan ve Pakistan gibi dost ve müttefik ülkeler dahil edildiğinde yaklaşık 300 KAAN siparişi beklendiği kaydedildi.
F-35 sanayi zincirinin önemli bir parçasını oluşturmanın ülkenin havacılık ve uzay üretim kabiliyetlerinin artmasında önem taşıdığı ancak Türkiye'nin son yıllarda dünya askeri sahnesinde sıkça boy göstermesinin, KAAN'ın dünya çapında çok çeşitli ülkelerin dikkatini çekmesine neden olduğuna işaret edildi.
Makalede, Türkiye'nin askeri sanayisinin dışa bağımlılık oranının 2002'de yüzde 80 iken yüzde 20'ye kadar gerilediği, havacılık ve savunma şirketlerinin sayısının 2002'de 56 iken 2019'da bin 500'e kadar çıktığı ifade edilerek, KAAN'ın yerlileştirme oranının yüzde 80'e ulaşmasının beklendiğinin altı çizildi.
Makalede KAAN'ın gövdesinde çok sayıda karbon fiber kompozit ve radar dalgası emici malzeme kullanılarak radar gizliliği kabiliyeti kazandığı, bunun "beşinci nesil uçak" kabul edilmesi için önemli bir kriter olduğu vurgulandı.