Sempozyumda "Haberin Telifine İlişkin Ülke Tecrübeleri" oturumuna başkanlık yapan Türk-Alman Üniversitesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mesut Serdar Çekin, AA muhabirine, bir tarafta büyük yatırımlar yaparak içerik üreten medya kuruluşlarının olduğunu, diğer tarafta da bunları kullanan ve gelir elde eden platformların bulunduğunu söyledi.
Başkanlık ettiği oturumda ülke örneklerinin incelendiğini, özellikle medya kuruluşlarının ürettiği içeriklerin nasıl korunması gerektiği sorusuna yanıt arandığını dile getiren Çekin, "Özellikle Almanya ve İtalya örneklerini ele aldık. 'Bu örnekler acaba Türkiye açısından nasıl bir model teşkil edebilir?', 'Bunu telif haklar bağlamında mı, rekabet hukuku bağlamında mı korumalıyız?', 'En iyi koruma rejimi nasıl olabilir?', 'Türkiye'nin de özellikleri dikkate alınarak, medya kuruluşlarının buradaki üretimini aslında biz nasıl koruyabiliriz?' konularına dair çözüm önerileri sunulmaya çalışılabilir." diye konuştu.
Prof. Dr. Çekin, medya kuruluşlarının ciddi emeklerinin korunmasının gerektiği konusunda tereddütleri olmadığına, yerleşik medya kuruluşlarının da çok ciddi yatırımlarla içerik ürettiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Bunların da herhangi bir karşılık olmaksızın kullanılması ve başkalarının buradan gelir elde etmesi elbette ki hiçbirimizin adalet duygusunu tatmin etmiyor. Sempozyumda, bunların korunması hususunda buna hiç kimsenin bir tereddüttü olmadı. Türkiye açısından sempozyum çerçevesinde önerilen görüş telif hukuku kapsamında aslında bu korumanın bir nevi genişletilmesi oldu. 'Kendine mahsus özel bir koruma rejimi mi getirelim, yoksa bunu daha çok telif hukuk bağlamında mı yapalım?', 'Bunu rekabet hukuku üzerinden mi çözsek?' şeklinde bazı fikirler oldu. Sempozyumda ağırlıklı hakim görüş, bunun telif hukuku bağlamında öncelikli olarak ele alınmasıydı."
Çekin, sempozyumda medya kuruluşlarının ürettiği içeriklerin gelişigüzel kullanımının serbest olmaması ve hukuken özel koruma biçimine sahip tutulması konusunda mutabık kalındığını ifade etti.
"Bir taraftan içerik üreten, bir emek ortaya koyan kuruluş var. Bunların emeği alınıp hiçbir bedel ödenmeksizin oradan bir şeyler elde ediliyor." diyen Çekin, Ticaret Hukuku'nda "başkalarının çıktılarından izni olmaksızın fayda elde etme" şeklinde haksız rekabete ilişkin düzenleme olduğunu anlattı.
Bunun hukuk düzeninde bilinmeyen bir şey olmadığının altını çizen Çekin, "Hukukta da farklı alanlarda benzer düzenlemelerimiz var. Bunların medya kuruluşlarının ürettiği içerikler açısından da genişletilmesi gerek. Medya kuruluşlarının bir emek ortaya koyarak ürettikleri içeriklerin gelişigüzel başkaları tarafından alınmaması, kullanılacaksa da bunun ekonomik karşılığının edinilmesi, üretilen içerikten elde edilen katma değerden de pay sahibi olup haklarını alabilmeleri gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Çekin, yurt dışı tecrübelerinin önemli olduğunu, Avrupa'daki örneklerin incelendiğini belirterek şunları kaydetti:
"Kanunlaşma sürecinde bir kanunun ülkeye hizmet etmesi lazım. İnsanın kanuna değil kanunun insana hizmet etmesi lazım. Yasama sürecinde bir kanun kaleme alınırken birçok farklı etkenin dikkate alınması lazım. Avrupa'nın tecrübesine baktık, 'Orada neler iyi olmuş, neler tam başarılı olmamış?' onları gördük. Türkiye açısından da yasama sürecinin tüm bunların dikkate alınarak tamamlanmasını ümit ediyorum. Sempozyumun yasaya büyük katkılar sunacağını düşünüyorum. Bu sempozyum Avrupa'da yapılan hataların tekrar edilmemesi için çok kıymetli oldu."
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş ise çalışmanın AA tarafından birkaç yıldır sürdürüldüğünü söyledi.
Dünyada telif hakkına haberin konu olup olmayacağının uzun süredir tartışıldığını ifade eden Ateş, Avrupa Birliğinde de mevzuat anlamında bir yol katedildiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Ateş, ülkede de haberin telifi konusunun ciddi problem olarak önümüzde durduğuna değinerek, "Meclis'te birtakım düzenlemeler var. Sempozyumdan bu çalışmalara yol gösterecek çıktıların olacağına inanıyorum. Hem ülkemizin seçkin akademisyenleri hem de Avrupa ülkelerinden bu alanda söz söyleyebilecek akademisyenlerin sempozyuma davet edildiğini gördük, onları dinledik. Sempozyum kapsamında dile getirilen hususlarda ülkemiz için önemli girdiler olacak. Yapılacak yasal düzenlemede bunlardan istifade edileceğini düşünüyorum." diye konuştu.