Karadeniz'den komşumuz Ukrayna'nın başına gelenler, mevcut dünya düzeninin, hele de Trump etkisindeyken ne kadar vahşi olduğunu bir kez daha ispatladı.
Şurası açık ki Ukrayna'nın toprakları gibi onuru da çiğnendi.
24 Şubat günü üçüncü yılını dolduracak olan Ukrayna-Rusya savaşında "Batı" blok halinde Ukrayna'nın arkasına mevzilendi. Yaklaşan tehlikenin farkındaydılar çünkü ve Ukrayna bariyerini aşmasın istediler. "Biz sana ihtiyacın olan her tür silahı veririz, yeter ki sen bizim için de savaş" dediler.
BEŞ BİN MİĞFER
Verdiler de ama Ukrayna'yı az "meletmediler". Geriye doğru arşivleri şöyle bir taradığınızda karşınıza en fazla çıkan Ukrayna haberi, Devlet Başkanı Zelenski'nin Batılı devletlerden "daha fazla silah yardımı talep ettiğine" dair haberler olur.
O yardım geldi de tabii. Ama ne zamanında geldi ne yeterli miktarda geldi Ukraynalılar ölürken, altı milyon sivil mülteci durumuna düşerken, Ukrayna şehirleri işgal edilirken öyle dramatik noktalarda seyretti ki bu "oransız lütuflar", Almanya'nın göndermeyi vaat ettiği beş bin kullanılmış miğfer, haftalarca gündem oldu Batı medyasında.
BATI UKRAYNA'YI ARAŞSALLAŞTIRDI
Ukrayna'nın Rusya karşısında nasıl araşsallaştırıldığını gösteren en acımasız, en küstah örnek ne derseniz, tartışmasız ABD'li senatör Lindsey Graham'dan geldi derim. "Şahin" bilinen Cumhuriyetçi senatör –ki ben "akbaba" demeyi tercih ederim- Zelenski'ye duyduğu minnettarlığı "Sayenizde bir tek Amerikalı asker bile ölmedi!" diye ifade etti, coşkuyla...
Üç yılda bir milyonun insanın öldüğü ama tarafların birbirini yenemediği bir düzlemde Trump hızlı çıktı sahneye. Fırtına gibi, kıra döke, kimseyi muhatap almadan, kimseyle müzakere etmeden, kendi hesabını dayatarak.
UKRAYNA'YA RAĞMEN UKRAYNA İÇİN
Ukraynasız Ukrayna barış müzakereleri yürütülüyor şimdi. Zelenski'nin "Biz neden davetli değiliz, zirveyi ben neden medyadan öğreniyorum, farkında değil misiniz savaş Ukrayna topraklarında yaşanıyor" serzenişlerini duyan yok, önemseyen hiç yok.
Riyad'da barışın şartlarından çok para konuşuldu Rusya ve ABD arasında. Görünen o ki Zelenski ABD koruması karşılığında dayatılan ağır kapitülasyonları kabul edecek. Ülkenin yeraltı zenginliklerinin yüzde 50'sini istiyor Trump.
UKRAYNA ÜZERİNDEN Z RAPORU
· Batı'nın ipiyle kuyuya inilmez. ABD'ye, Avrupa'ya güvenen büyük hayal kırıklığı yaşar. Kendi ülkesine, kendi gerçeğine sahip çıkmayanın sonu büyük Ukrayna'da Başkan Zelenski, Afganistan'da uçağın tekerleğinden dökülen ABD yanaşması Afganlar gibi olur.
· Bir ülkenin nasıl bir lidere sahip olduğu kaderini belirler. Uluslararası denklemde değişen dengeleri görmeyen, kendi gerçeğini bilmeyen ve denkleme giren aktörleri faktörleri ve değişkenleri ülkesinin menfaatlerine göre yönetemeyen kişiden lider olmaz. (Erdoğan'ın başarılı liderliği bir kez daha çıkıyor ortaya.)
· Bu çerçevede Zelenski'nin hataları, öngörüsüzlüğü ve yetersizliği Ukrayna'ya ağır bedeller ödetti. Komedyenlik yaparak ünlenen, rol gereği cumhurbaşkanını oynayan bir isme kamuflaj giydirmekle lider olunmadığı görüldü.
· Zelenski'nin kusuru oyunculuktan gelmesi değil elbette. Batı'ya inanarak yanlış adımlar atması, Ukrayna'nın jeo-stratejik konumunu değerlendirememesi ve "emperyalist" bir devlet olan Rusya'nın kışkırtılması halinde vereceği zararı öngörememesi oldu. Süreci iyi yönetemedi.
· Putin NATO'yu defalarca uyarmıştı çünkü. "Rusya'nın güvenlik endişelerini dikkate alın, verdiğiniz sözleri tutun, burnumuzun dibine gelmeyin" diyordu özetle. Bu esnada Ukrayna ise NATO üyesi olmak için Batıya çağrı üzerine çağrı yapıyordu.
· Zelenski asıl hatayı 2022'de savaşın henüz başındayken yaptı. Erdoğan'ın liderliğinde İstanbul'da -tarafların yüksek itimadıyla- bir ateşkes masası kurulmuş, epey de yol alınmıştı. Ama Zelenski Kiev'i ziyaret eden dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından ikna edildi. Savaşa Avrupa'nın dahil olacağı söylentisi Rusya'yı caydırır sandı. Masa dağıldı.
· O günlerde Ankara ise ABD'nin başını çektiği Batı'nın Karadeniz'de bir savaş çıkartmak istediğini öngörmüştü. Çok yönlü ve çok hassas bir siyasetle Rusya ile karşı karşıya gelmemeyi başardı Türkiye. Aynı anda Ukrayna'nın egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü savunmaktan da geri durmadı. Zelenski'nin önceki gün Ankara'da dediği gibi. Hep ilkeli, samimi ve yapıcı bir siyaset güttü Türkiye.
· Ukrayna'yı yağmalamaya hazırlanan sömürgecilerin iştahına karşı daha adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasının çıkması için masanın temiz ve güvenilir bir yerde kurulması şart. Cumhurbaşkanı Erdoğan doğru söylüyor: "Türkiye barış görüşmeleri için en ideal ev sahibi".