27 Nisan 2025 Pazar / 29 Sevval 1446

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

Erdoğan, 2014 yılında hala 1960’ın darbe atmosferine göre Türkiye’ye yön vermeye çalışan aktörler olduğunu belirterek “Türkiye’nin demokrasiyi ve milli iradeyi içselleştirmiş yöneticilere, yargıç ve yüksek yargıçlara ihtiyacı var” dedi.

TUĞBA CEYHAN ANTALYA3 Aralık 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 17 Mayıs darbesinden beri 64 yıldır demokrasi mücadelesi verildiğini belirterek “Egemenlik, yargı bürokrasisinin, askeri bürokrasinin değildir, egemenlik Anayasa Mahkemesi’nin de değildir. Egemenlik milletindir” dedi. Erdoğan, Antalya’da düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası’nın açılışında demokrasi için verilen mücadeleyi anlatarak  şöyle konuştu:

1960 zihniyetindekiler

“2014 yılındayız. 1960 şartlarına göre, 1960’ın o darbe atmosferine göre hareket eden, o günkü zihniyeti taşıyan, o günkü zihniyetle Türkiye’ye yön vermeye çalışan aktörler olduğunu görüyoruz hala. Milli irade seçim sandığında belirlenir. TBMM’de de tecelli eder. 2014 yılındayız, 21. yüzyıldayız ama ne acıdır ki ben şu kuralı tekrar tekrar hatırlatmak zorunda kalıyorum: ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’. Egemenlik, bürokrasinin değildir, egemenlik yargı bürokrasisinin, askeri bürokrasinin değildir, egemenlik Anayasa Mahkemesinin de değildir. Egemenlik milletindir. Hiç kimse, hiçbir kurum, kendisini, milletin üzerinde, milletin meclisinin üzerinde, özellikle de siyaset kurumunun üzerinde görmemelidir. Hiç kimse şahsi hırslarına yenik düşerek, kendi şahsi istikbal ve ikbal gayesinin peşine düşerek, millete, Millet Meclisi’ne ve siyasete istikamet çizemez, tehdit ihtiva eden ifadelerde bulunamaz. 1960 Türkiye’sinde değiliz. Darbe ortamında hiç değiliz. Darbe ürünü kurumlar, çıkıp da siyasete hiza vermeye yeltenemez. Üniversiteyi bitirdiği halde kendisini 2014 yılında değil de 27 Mayıs 1960 tarihinde gibi görenler varsa oradaki eğitimde ciddi sorun vardır. Bunu görmemiz lazım. Türkiye’nin kitap yüklenmiş, kuru bilgi yüklenmiş, dogmatik zihinlere değil, özgür ve özgürlükçü, demokrasiyi ve milli iradeyi içselleştirmiş, özümsemiş bireylerce böyle yöneticilere, böyle yargıç ve  yüksek yargıçlara ihtiyaç var.”

Peyami Safa’dan alıntı yaptı

Peyami Safa’nın “Bizim kitap yüklü merkeplere değil, kitabın içindekini sindiren insanlara ihtiyacımız var” sözünü anımsatan Erdoğan, “Alim olabilirsin, ama arif olamazsın. Aslolan, hem alim, hem arif olmaktır. Okumak işi çözmüyor. Anlamak çok önemli. Eğitim öğretimden biz aynı zamanda bu hikmeti bekliyoruz” dedi.