"Çocuklar uyurken susulur, ölürken susulmaz" diye bir kamyon yazısı okumuştum bir zamanlar, Edanur'un trajik ölüm haberini görünce "içimden ne çok ölüyoruz, ve çocuklarımızı neden koruyamıyoruz?" Diye geçirdim. Tıpkı Beşiktaş'ta 29 işçinin ölümünde olduğu gibi CHP medyası Edanur için de kafasını kuma gömdü. Kıraç Cemevi'nden kaldırılan cenazede minik yavrunun tabutunu İstanbul Valisi Davut Gül ile omuzlayan AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım CHP'li milletvekillerine seslendi:
"5 yaşındaki çocuğu çamura gömdünüz önce utanın Sizin gibi utanmayan, üç maymunu oynayanlar var Her yere her şeye açıklama yapıp, bu çocuğumuzun ölümüne sebep olan İBB başkanı bir tek kelime etmedi, cenazesine gelmedi" diye tepki gösterdi. Ve 4 Gün sonra İmamoğlu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Ve gerçekten de "bana toz konmaz" söyleminin bir tezahürü gibiydi açıklaması.
Ne minik yavrunun ölümüyle ilgili aileyi suçlayan İBB açıklamasından bir rahatsızlık duymuştu, ne de bir sorumluluğu olduğunu beyan etmişti İmamoğlu, açığa alınan tek bir kişiden dahi söz etmedi. Ve açıklamasındaki "olayla ortaya çıkan aile trajedisi ise, iktidarın çocuklarımızı koruyup kollamada ne kadar başarısız kaldığının kanıtıdır." İfadesiyse herkese pes dedirtti.
Tek gündemi CHP Genel Başkanı ve 2028'de Cumhurbaşkanı adayı olmak olan İmamoğlu'nun yönetim zafiyetleri acı sonuçlar olarak karşımıza daha kaç kez çıkacak bilmiyoruz. Ancak bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğu da ortada...
"LAİK ATAK"
Akşam Gazetesi Yazarı Dr. Taceddin Kutay ve İlahi okuyan minik kızı Fulya'ya laik atak geçiren bir kadının sözlü taciz, saldırı ve aşağılaması malumunuz. Olay hepimizi üzdü. Ancak 28 Şubat zihniyetinin hala nasıl diri ve pusuda olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu yüzden kendi yaşam tarzlarını dayatma, kendileri gibi olmayanları hor görme hastalığını şimdilik gizleyenlerin yarın güçlendiklerinde mütedeyyin kesimi nasıl hedef alacağına dair sinyalleri iyi okumak gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tam da laikliğin bir gereği olan inanma ya da inanmamama özgürlüğünü anayasal güvence altına alma çabasını yani sivil anayasa çalışmalarını bu açıdan da okumakta fayda var. Ve tabii CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Meclis Başkanı Kurtulmuş ile konuştuktan hemen sonra CHP Grubu'nda sivil anayasa çalışmalarında yer almayacaklarını söylemini de bir kenara not etmekte fayda var.
1 MAYIS KIŞKIRTMASI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, farklı söylemleriyle acaba CHP'de gerçekten bir değişim mi oluyor sorusunu tam sormaya başladığımız günlerde yeni bir hayal kırıklığı izlenimi veren hamleler yaptı. Erdoğan ile Külliye'deki görüşme öncesinde 1 Mayıs'ta polis barikatlarını aşacağız ve Taksim'de kutlama yapacağız dayatmasının peşine düştü. Terör Örgütü PKK/YPG, DEAŞ, DHKP-C gibi militanların provokasyonlarına açık bir durum söz konusu uyarıları yapılırken, İstanbul Valisi Gül'ün 40 ayrı kutlama yeri söz konusu ama tek bir başvuru bile yok açıklaması ortadayken bu ısrarın sebebi ne? Burada şunu söylemek isterim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı işçi emekçi düşmanı ilan etme çabaları gerçekler duvarına toslar. Zira 1 Mayıs'ı bayram ve tatil günü ilan eden, Taksim'i işçilere açan kararlara imza atan bizzat Erdoğan'ın kendisidir.
Ve Taksim kısıtlaması kararı da yine o kutlamalardaki vandalizm, yakıp yıkma sonucunda getirilmiştir. Ayrıca heyet halinde çelenk koyma, Karanfil yokuşuna çiçek bırakma gibi anma ve kutlamalara zaten izin veriliyor.
Umarım olmaz ama siz bu satırları okurken Taksim'e çıkan yollarda kışkırtmalar olması, insanlarımızın burnunun kanaması kime ne kazandıracaktır?
Ve son bir not her ne kadar Taksim tartışmaları meseleyi gölgelese de 1 Mayıs birçok kentimizde bugüne kadar bayram havasında kutlandı, kutlanmaya da devam ediliyor.
"JETGİLLER"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli geçirdiği tatsız kaza sonrası toparlanmış görünüyor. Grup toplantısında epey formdaydı. "Türkiye'yi İsrail'e jet yakıtı satmak"la suçlayan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'a yönelik sert ifadeler kullandı. "Jetgiller" söylemiyle başladığı eleştiri bombardımanında herkesin aklındaki soruları sordu.
Bahçeli "Hamas'a terör örgütü iftirası atması, ne hikmetse jet yakıtçılarda bir rahatsızlık uyandırmamıştır. PKK'ya terör örgütü diyemeyen İstanbul Belediye Başkanı'nın Hamas'a terör örgütü yaftası vurmasının akılla bağdaşır bir yanı yoktur. Jetgiller aranızdaki gizli ilişkiler deşifre olur diye mi İmamoğlu'na susuyorsunuz?" diye sordu.
Ayrıca Ferdi Tayfur şarkılı yürüyüşü üstünden CHP medyası Cumhur İttifakı dağılıyor manşetleri atıyordu. Bahçeli onlara da ayar verdi. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sonrası verilen fotoğraf da anlamak isteyene önemli bir mesajdı. Bahçeli de, "Cumhur İttifakının tasfiyesine ve sonlanmasına umut bağlayanlar.. Size kötü bir haberim var: Cumhur İttifakı sonuna kadar vardır ve var olacaktır" diyerek CHP medyasını ve Cumhur'da çatlak oluşturma peşinde olanların kimyasını bozdu.