Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, hutbede her insanın doğuştan sahip olduğu vazgeçilmez temel haklarından birinin mahremiyet olduğuna değinen Erbaş, bedenin insanın mahremi ve dokunulmaz olduğunu anımsattı.
Erbaş, ev ve iş yerinin kişinin mahremi olduğunu kaydederek, "Kişisel bilgiler her bireyin mahremidir, hiç kimse bir başkasının bilgilerini rızası dışında elde edemez ve hiçbir ortamda paylaşamaz. İyiliğe dair bütün değerlerin öğrenildiği aile, her şahsın ve her toplumun mahremidir, saygınlığına halel getirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Mahremiyet dinin sabitelerindendir. Kişiye, zamana, mekana veya şartlara göre değişiklik göstermez." dedi.
İslam'a göre mahremiyetin sınırlarının Kur'an ve sünnet tarafından belirlendiğini aktaran Erbaş, hiç kimsenin dünya görüşüne göre bu alanı şekillendiremeyeceğini dile getirdi.
Erbaş, Müslümanın Kur'an'a ve sünnete uyma zorunluluğu bulunduğunu ve öncelikle kendisinin beden mahremiyetini korumakla yükümlü olduğunu anlatarak, "Zira bedenimiz, üzerinde istediğimiz gibi tasarruf edebileceğimiz mülk değildir. Allah'ın bizlere verdiği büyük bir nimet ve emanettir." ifadesini kullandı.
Allah'ın eşler arasındaki mahremiyeti anlatırken, "Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizleri haramdan koruyan bir örtüdür, sizler de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz." buyurduğunu vurgulayan Erbaş, bu ayet-i kerimenin kulaklara küpe yapılması gerektiğine dikkati çekti.
"AİLEMİZİN MAHREM BİLGİLERİ KAHVEHANE VE ÇAY SOHBETLERİNE KONU OLACAK BİR ALAN DEĞİLDİR"
Ailede kadın ve erkeğin birbirlerinin kusurlarını örten, sırlarını saklayan iki sırdaş olduğunu belirten Erbaş, "Müslüman, gerekçesi ne olursa olsun eşinin özel hallerini ve çocuklarının mahremiyetini dijital mecralar dahil hiçbir ortamda paylaşamaz, paylaşmamalıdır. Ailemizin mahrem bilgileri kahvehane ve çay sohbetlerine, magazin, eğlence veya yemek programlarına konu olacak bir alan değildir. Bu Müslümana yakışmaz. Bu durum hem kul hakkı ihlali hem de Allah'ın haram kıldığı çirkin bir davranıştır. Peygamber Efendimizin uyarısı gayet açıktır. 'Kıyamet günü Allah katında hesabı sorulacak en büyük ihanetlerden biri, kişinin eşinin mahremiyetini ifşa etmesidir.'" diye konuştu.
Erbaş, milli ve manevi değerleri koruması ve yarınlara taşıması gereken televizyon, radyo, gazete ve sosyal medya gibi iletişim araçlarının bir kısmının maalesef, kötülüğün yaygınlaşmasına, zina, alkol ve kumar gibi haramların normalleşmesine zemin hazırladığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Bazı diziler, çizgi filmler ve reklamlar aracılığıyla bedenin teşhiri teşvik edilmekte, ahlaki sapkınlıklar ve cinsiyetsizleştirme özendirilmektedir. Ekranlardaki gündüz programları ise mahremiyet sınırlarının ihlal edildiği, tartışma ve kavgalarla aile bağlarının zayıflatıldığı, aile içinde kalması gereken bilgilerin toplumun önünde günlerce konuşulduğu bir mecraya dönüşmektedir. Ne acıdır ki bütün bu durumlar, en kıymetli hazinemiz olan aile kurumuna zarar vermekte, özellikle de gençlerimizi yuva kurmaktan korkar hale getirmektedir. Aile üyeleri arasında yeni tartışmalara, toplumda güven duygusunun azalmasına zemin hazırlamaktadır. Haya, iffet ve edep gibi bizi biz yapan ahlaki ve insani değerlerin aşınmasına yol açmaktadır. Kendi elimizle kendimizi, ailemizi, gençlerimizi adeta ateşe atıyoruz."
Evlerin kapılarının kilitli, perdelerinin örtülü olduğu zamanlardan, insanların, ailesinin veya tanımadığı kimselerin mahremlerini rahatlıkla paylaştığı bir döneme gelindiğini anlatan Erbaş, herkesin daha fazla duyarlı olma ve sorumluluklarını yerine getirme mecburiyeti olduğunu kaydetti.
Ekranların daha fazla izlenme ve daha fazla reyting alma uğruna kötülüklerin yayılmasına sebebiyet vermemesi gerektiğini söyleyen Erbaş, "Herkes, gelişim seviyelerine uygun bir üslup ve örnek davranışlarla çocuklarına mahremiyet bilinci kazandırmalıdır. Sosyal medyada beğeni almak, takipçi artırmak ve maddi kazanç elde etmek uğruna mahremiyeti ihlal eden paylaşımlar yapmaktan sakınmalıdır. Herkes, insanların özel hayatlarını araştırmaktan, onlarla ilgili yorum yapmaktan kaçınmalıdır. Dijital mecralarda mahremiyeti dikkate almadan geçirdiği vakitlerin dünyasına ve ahiretine zarar verdiğini unutmamalıdır." ifadelerini kullandı.