Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen "44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı"nın açılışındaki konuşmasında, din adamlarının, ülkenin dört bir yanında İslam'ın rahmet yüklü mesajlarını insanlara ulaştırmanın gayreti içinde olduğunu söyledi.
Teknolojik gelişme ve yapay zeka uygulamalarının hayatı şekillendirdiğini ifade eden Yılmaz, ahlaki ve insani değerlerin aşındığına şahitlik ettiklerini de belirterek, "Dünyadaki güç odakları ve emperyalist birtakım projelerin, birçok alanda tahribat oluşturduğu gibi, dini anlama ve yaşama konusunda da son derece önemli tehditler ortaya koyduğunu hep birlikte görmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Sosyal medyanın da insanları asosyal hale getirdiğini ifade eden Yılmaz, şunları söyledi:
"Maalesef bu durumdan aile yapımız etkileniyor. Aile değerlerinin içinin boşaltılması ve erdemlerin yok sayılması gibi çabaların, tüm insanlığın geleceğini tehdit ettiğini çok daha net bir şekilde görmekteyiz. Çevrimiçi yöntemler, yeri geldiğinde kullanılacak, bunlardan istifade edilecek. Ancak camilerimizin oluşturduğu manevi atmosferi, diğer hiçbir medyanın ikame edemeyeceğini de bilmemiz gerekiyor. Camilerimizin manevi atmosferinden kopuk nesillerin çok daha farklı sıkıntılar yaşayabileceğini görmemiz gerekiyor."
- "AİLE, TOPLUMUN TEMEL TAŞIDIR"
Cevdet Yılmaz, milli ve manevi değerleri esas alan bir duruş sergilemenin önemine dikkati çekerek, "Bu kapsamda en temel mücadelemiz, dirençli aile ve toplum mücadelesidir." dedi.
Her müftüden bulundukları yerlerde aileye yönelik rehberlik çalışmalarına öncelik vermelerini isteyen Yılmaz, "Unutmayalım ki aile, toplumun temel taşıdır. Aile kurumunun yerine ikame edilecek hiçbir sosyal yapı yoktur. Eğer aile çökerse, toplum da çöker. Gençlerimizde zararlı alışkanlıklar ve tehlikeli akımlara karşı bilinç ve farkındalık oluşturmak yine bu açıdan en temel önceliklerden biridir." ifadesini kullandı.
Dünyada İslam karşıtı büyük bir karalama kampanyası yürütüldüğünü belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslamofobi adı altında küresel bir nefret dili oluşturuluyor. Maalesef bunu da demokrasiyle, fikir hürriyetiyle perdelemeye çalışıyorlar. Bir şeyin fikir hürriyeti kapsamına girmesi için öncelikle fikir olması lazım. Hakaretin, küfrün fikir hürriyeti olarak ifade edilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Fikir hürriyeti adı altında kutsallarımıza saldırılması hiçbir şekilde meşru görülemez."
Yılmaz, nefret dilinin sadece İslam'ı hedef almakla kalmadığını, insanlığın ortak değerlerini, barış, kardeşlik ve hoşgörüyü de tehdit ettiğini bildirdi.
Cevdet Yılmaz, "Unutmayalım ki İslamofobi sadece bir nefret kampanyası değil, aynı zamanda ayrıştırma, bölme ve çatıştırma projesidir. Bu nedenle sizlerden beklentimiz, toplumsal birlik ve beraberliği güçlendirecek çabalara öncülük etmenizdir. İslam'ın barış, adalet ve merhamet dini olduğunu toplumun her kesimine anlatmak, İslamofobik söylemleri bertaraf edecek şekilde halkımızı bilinçlendirme sorumluluğu sizlerin omuzundadır." dedi.
- "GEREKEN DESTEĞİ VERECEĞİZ"
Suriye'deki gelişmeleri de değerlendiren Yılmaz, "Özellikle ırkçılığın, yabancı düşmanlığının körüklendiği, popülist söylemlerin siyaseti egemenliği altına aldığı bir dönemde bu tavırla Türkiye gerçekten insanlığa örnek olmuştur. İnsanlık adına büyük vazife icra etmiştir. Tarihin doğru tarafında durduğumuz, son günlerde yaşadığımız gelişmelerle ortaya çıkmıştır. Sabredenler, zafere kavuşmuşlardır." dedi.
Suriye'nin farklı bir döneme girdiğini belirten Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Huzurun ve barışın hakim olduğu, farklı din ve mezhep mensuplarıyla farklı etnik grupların yan yana yaşadığı, huzuru, barışı yakalamış bir Suriye arzu ediyoruz. Birileri Suriye'deki insanları yeniden çatıştırmaya gayret edebilirler, buna karşı uyanık olmamız lazım. Hangi dinden, mezhepten, etnik kimlikten olursa olsun Suriye halkının tamamının barış ve huzur içerisinde yaşadığı bir siyasi yapının teşekkülünü temenni ediyoruz. Türkiye olarak da bunun için gayret göstermeye devam edeceğiz."
Yılmaz, Türk bayrağının Şam Büyükelçiliği'nde dalgalanmasının, bölgede barış ve iş birliğini tesis etme kararlılığının somut örneği olduğunu belirterek, "Bizler, Cumhurbaşkanımızın sıkça ifade ettiği gibi, adaleti sadece kendi milletimiz için değil, tüm mazlumlar için savunmakla mükellefiz. Türkiye Cumhuriyeti olarak yeni dönemde de Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. İhtiyaç duydukları her konuda gereken desteği vereceğiz." dedi.
- "MAZLUM FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ"
Gazze ve Batı Şeria'da zulüm altında yaşayan Filistinlilerin de huzurlu, özgür günlere kavuşması temennisinde bulunan Yılmaz, "Türkiye Cumhuriyeti olarak mazlum Filistin halkının yanındayız. Öncelikle ateşkesin sağlanması, insani yardımların kesintisiz bir şekilde ulaşması, ardından siyasi bir süreçle başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti altında kardeşlerimizin huzur içerisinde bu haklardan istifade etmesi noktasına gelinceye kadar Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğiz." sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, başkanlık tarafından sergilenen eski eserleri inceledi.
Yılmaz, ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı şeref defterini imzaladı.