Bugüne kadar astınız, kestiniz, aleme kral kesildiniz.
Tüm gücünüzü kullanıp ülkeyi, siyaseti dizayn ettiniz.
Zannettiniz ki paranın gücü her şeye yeter.
Ama işin hiç de öyle olmadığını, devletten öteye bir gücün masal olduğunu devletin gücüyle tanışınca, savcının karşısında dikilince anladınız.
Hiç mi ders almazsınız, bakın 15 Temmuz'da dümencilerin başlarına neler geldi.
Desenize Nerdeee O Akıl ...
Unvana bakarsan dolu dolu.
TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ...
İçine bakarsan
Bomboş...
Tabi ki burada kastettiğim piramidin ucundaki iş adamı kılıklı taşeronlar.
İşini layıkıyla yapana lafımız olmaz.
Ancak onlara da bir şeyler söylemek gerektiğini düşünerek diyorum ki;
Kardeşim neden çıkıp tepkinizi göstermiyorsunuz. Neden çıkıp "Yav arkadaş size mi kaldı, yargıyı, medyayı, hükümeti dizayn etmek, size mi düştü boşluk doldurmak. İşinize baksanıza hem kendinizi rezil ediyorsunuz hem de derneği." demiyorsunuz.
Tam yeri gelmişken...
TÜSİAD'ın işi ne biliyor musunuz?
Aynen şöyle diyor tanımında;
"TÜSİAD ülkesinin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bölgesel ve sektörel potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirerek ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunur."
Bu görev tanımına baktığınızda TÜSİAD için "hükümete ayar vermek, devlete ahkam kesmek, hükümetin siyasi kararlarına müdahale etmek." gibi bir bahsin geçmediğini çok net görüyorsunuz.
Peki üzerine vazife değilken bu densizlikte neyin nesi...
Evlere Şenlik...
Bir de iş adamı olacaksınız ve akıllıyım diye orada burada ahkam keseceksiniz.
Hadi bu densizliği yaparken aklınız ermedi, cahildiniz düşünemediniz. Kardeşim hiç mi yoktu çevrenizde "yav arkadaş mal mısınız, devlete kafa tutmakta neyin nesi." diye uyaran.
Hiç mi düşünmediniz boyumuzdan büyük işlere kalkıyoruz, bu işin sonu hayra gitmez, yarın bir gün birileri karşımıza dikilir diye...
Düşünseydiniz yapmazdınız.
Belki de düşündünüz düşünen yerleriniz(!) ağrıdı.
Sonra da utanmadan o başın cezasını ayaklara yüklediniz.
Aklımda Deli Sorular...
Hangi sıfatla çıkıyorsunuz ortalığa?
Size bu cümleleri kurma hakkını kim veriyor?
Hukuk, siyaset, istihbarat konuları işiniz mi?
Bu soruların cevabını verdiğinizde TÜSİAD'ın ne halt ettiğini daha net görebiliyorsunuz.
Madem bu kadar yüreklisin, kusura bakma arkadaş bedelini ödeyeceksin.
Öyle iki polisin arasına girince kafayı yere düşürüp hindi gibi düşünmeyeceksin.
Ellerini dümenden birleştirip kelepçe takılmış pozlarıyla milleti kandırmaya, mağdur algısı oluşturmaya kalkışmayacaksın.
TUSİAD Operasyon Merkezimi...
Bu sorunun cevabı koca bir evet.
Bu yaptıkları TÜSİAD'ın ilk halt etmesi değil.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal, babasının TÜSİAD ile yaşadığı bir olayı sosyal medya hesabı üzerinden şu cümlelerle anlattı.
"İş dünyasının siyaseti siyaset dışı kurallarla belirleme girişimleri önceden de oldu ama herkes seyirci kaldı. Koç Holding üyesi İnan Kıraç 2010'da Deniz Baykal'ı ziyaret ederek partinin çok iyi gittiğini söyledi, 3 isim verdi ve bu kişileri yaklaşan kurultayda listeye almamasını istedi. Baykal bu teklifi reddetti, 3 ay sonra kaset komplosu oldu. Yerine getirilen Kılıçdaroğlu'nun listesinde bu üç isim yoktu. Birileri CHP'yi yeniden tasarladılar. Bu olayı ben babamdan dinledim."
Aslı Baykal'a göre babası Baykal'a yapılan talebin arkasındaki gizli plan amaç CHP'nin Atatürkçü ve milliyetçi yapısının yumuşatılması olduğunu belirten bir yazı daha paylaşarak, şunları söyledi;
"TÜSİAD hakkında ilk kez yargıya başvuran lider de Ecevit. Belki o başvuruda Baykal'ın da imzası var.
29 Nisan 1979'da, Baykal'ın da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu Başbakan Bülent Ecevit liderliğindeki hükümet döneminde, Türkiye'de bulunan IMF Heyeti Başkanı Woodward, Türkiye'nin 4. Beş Yıllık Kalkınma Planı ve 1979 yılı programında öngörülen politikaların yetersiz kaldığını belirterek, bu politikaların başarıya ulaşma ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti.
12 Mayıs 1979'da TÜSİAD, "Gerçekçi Çıkış Yolu" başlıklı gazete ilanlarıyla Ecevit hükümetinin politikalarını eleştirdi ve adeta hükümetin değişmesi gerektiğini ima etti. Bu ilanlar, iş dünyasının hükümete karşı tavır aldığını açıkça gösteriyordu.
Ecevit, bu gelişmelere sert bir tepki göstererek içimizden bıçaklanıyoruz dedi ve TÜSİAD'ın ilanı hakkında savcılığa başvuracağını duyurdu ve şöyle dedi: "Bu devlet, iş adamlarının muhtırasıyla hükümet kurmaz. Bu memlekette ancak halkın dediği olur."
Bir Nasihat...
Tüm bu olanlara baktığınızda ortaya çıkan gerçek odur ki TÜSİAD'a Türk kelimesi ağır geliyor.
Bu gerçekten hareketle; TÜSİAD'a tavsiyem,
Öncelikle ilk işin isminden Türk kelimesini çıkarmak olsun.
Sonrasında yapıyı revize et ve eldeki sözde derneği siyasi partiye dönüştür.
Son olarak da işin adını koy ve partiye bir isim ver.
Hadi o son işi de ben yapayım ve revize edilen yapının isim babası olayım.
İşte partinin adı...
SİAP...
Sanayici İş Adamları Partisi.
SİAP olacaksan meydan senin, TÜSİAD olacaksan otur oturduğun yerde, boyundan büyük işlere kalkışma...