CHP, İBB'deki bavul skandalını savunayım derken her şeyi eline yüzüne bulaştırdı!

Yolsuzluk suçundan tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun gizli kasası olarak bilinen isimlerle bir otelde yaptığı buluşmanın görüntüleri Türkiye'nin gündemine oturdu.

Toplantıdan 50 dakika önce otele gelerek güvenlik kameralarını bantlayan korumaların yanlarında taşıdıkları sır valizler merak konusu olurken yeni ortaya çıkan görüntülerde, şüpheli güvenlik personeli Çağlar Türkmen'in elinde valizlerle otelden ayrıldığı tespit edildi.

Olayın patlak vermesi sonrası kameralar karşısına çıkan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sır valizlerin içinde 'sinyal kesici' (jammer) kullandıklarını iddia etti.

Çelik, otel salonunda yapılan gizli toplantıyı savunarak rezaleti ört bas etmeye çalıştı.

"Neden valizle taşınıyor? Çünkü bu cihazlar 20-25 kilo ağırlığında ve elde taşımak zor. Güvenlik ekipleri bu yüzden valiz kullanıyor" ifadelerini kullanan Çelik'in bavulları parmaklarıyla havaya kaldırması da en dikkat çekici detaylardan biri oldu.

Çelik'in çelişkili açıklamaları AK Partili isimler tarafından ifşa edildi.

"ÇELİK, İMAMOĞLU'NU SAVUNAYIM DERKEN RESMEN SIRTINDAN HANÇERLEDİ"

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, "Şundan herkes emin olabilir: Bir odadaki konuşmaların dinlenilmesinden değil o odanın patlatılmasından korksalardı, jammer yerine bomba arama köpeği kullanırlardı. Kimlerle toplantı yapıldığının görüntülenmesinden değil terör tehdidinden korksalardı bırakın kamera bantlamayı ilave kamera koyarlardı. CHP İstanbul İl Başkanı, Ekrem İmamoğlu'nu savunayım derken resmen sırtından hançerledi" dedi.

"KAPALI KAPILAR ARDINDA NEYİN PAZARLIĞINI YAPTINIZ?"

"Kapalı kapılar ardında neyin pazarlığını yaptınız?" diye soran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Büyükgümüş ise "Ekrem İmamoğlu, bir otel salonunda gizli toplantılar yapıyor. Toplantı başlamadan korumaları güvenlik kameralarını bantla kapatıyor, iki koca valiz salona taşınıyor. 16 milyon İstanbullunun verisini yabancı şirketlere peşkeş çekenler, kameralara bant çekmeyi "kişisel verilerin korunması" diye açıklıyor; Sinyal kesici taşımayı ise utanmadan "terör tehdidi" bahanesiyle savunuyorlar. Madem korkunuz terördendi, neden şeffaflığı artırmak yerine kayıtları kararttınız? Cevabı basit; terörden değil yakalanmaktan korktunuz. Şu çok net; derdi belediyeyi yönetmek olanlar ne kamera karartır ne de yanında sinyal kesici taşır. Şimdi herkesin sorması gereken soru şu: Neyi sakladınız, kapalı kapılar ardında neyin pazarlığını yaptınız?" ifadelerini kullandı.