24 Nisan 2025 Perşembe / 26 Sevval 1446

KKTC iddialarına tepki! Bakan Fidan: Türk dünyası ile aramızı bozamayacaklar

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 'Türk dünyası ile aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları başarılı olmayacak. Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkünün yanında olmaya devam edecektir. Bu konudaki politikalarımızı sabırla sürdüreceğiz.' dedi.

AA24 Nisan 2025 Perşembe 15:06 - Güncelleme:
KKTC iddialarına tepki! Bakan Fidan: Türk dünyası ile aramızı bozamayacaklar

Bakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Mevkidaşıyla görüşmesinde Filistin'deki gelişmeleri de değerlendirdiklerini kaydeden Fidan, "İsrail'in Gazze'deki katliamları dünyanın gözü önünde tüm şiddeti ile sürmekte. Gazze'ye insani yardımların girişine 50 günden fazla süredir izin verilmiyor. Açlık ne bir silah ne bir siyasi pazarlık unsuru ne de bir cezalandırma aracı olarak kullanılabilir. Gazze'ye insani yardımların kesintisiz ve sürekli biçimde ulaştırılması bir an önce sağlanmalıdır." ifadelerini kullandı.

Fidan, hiçbir ülkenin uluslararası hukuktan üstün olmadığını belirterek "İsrail'in hukuka ve insanlık vicdanına aykırı eylemlerinin bir an önce son bulması gerektiğini" vurguladı.

Orta Asya devletlerinin Kıbrıs bağlamında attıkları son adımlara dair görüşlerinin sorulması üzerine Fidan, Orta Asya ülkelerinin kapasite gelişimi, çalışma ve ilerlemelerinin küresel aktörlerin ve Avrupa Birliği'nin (AB) dikkatini çektiğini belirtti.

Fidan, bunun kendileri açısından "anlaşılabilir bir durum" olduğunu dile getirerek "Ancak bu karşılıklı ilginin AB tarafından istismar edilmeye çalışıldığını gördüğümüz alanlar da var. Elbette biz bu gelişmeleri tüm boyutlarıyla yakından takip ediyoruz. Gerekli girişimleri yapıyoruz. Dostlarımızla temas halindeyiz, görüş alışverişi halindeyiz, bilgilendirme halindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Fidan, "Türk dünyası idealine uygun bir biçimde hareket etmeye" devam edeceklerinin altını çizdi.

Burada başka bir sorunsalın olduğuna işaret eden Fidan, "Bu son olaydan hareketle aramızı bozmak isteyen bazı çevreler bu sorunu bizim açıktan kamuoyunda tartışmamızı istiyorlar. Biz prensip olarak ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih ediyoruz. Türk dünyasıyla aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları bu açıdan başarılı olmayacak." diye konuştu.

"TÜRK DÜNYASI BİR BÜTÜN OLARAK KIBRIS TÜRKÜ'NÜN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEKTİR"

Fidan, öte yandan buradan "hükümete yönelik negatif bir not yüklemeye çalışanların çabalarının da" başarılı olmayacağını belirterek durdukları yerin, attıkları adımların ve Türkiye'nin istikametinin belli olduğunu dile getirdi.

Bu konuda sağduyuyla hareket etmeye ve her türlü konuyu aile meclisinde ele almaya devam edeceklerini vurgulayan Fidan, "Bu konudaki pozisyonumuz nettir. Kıbrıs Türkleri de büyük Türk dünyası ailesinin asli ve ayrılmaz bir unsurudur. Bu, gerçekte asla değişmeyecek. Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edecektir. Bu konudaki politikalarımızı sabırla sürdüreceğiz." ifadelerine yer verdi.

Fidan, herkesin aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmesinin aileyi daha da büyüteceğini ve güçlendireceğini söyledi.

Fidan, Norveç'in çok taraflı diplomasiye, uluslararası hukuka ve barışçıl çözümlere destek veren, Türkiye'nin de birçok uluslararası ve bölgesel konuda benzer görüşleri paylaştığı saygın bir ortağı olduğunu söyledi.

2026'da Türkiye ve Norveç arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü olacağını hatırlatan Fidan, iki ülkenin köklü ilişkilerini daha da güçlendirme konusunda kararlı olduğunu, karşılıklı yatırımları ve ikili ticaret hacmini artırmak için var gücüyle çalışacaklarını vurguladı.

Fidan, Türk tersanelerinden Norveç için inşa edilen gemilerin sayısının artmasından memnuniyet duyduklarını kaydederek, "Önümüzdeki dönemde Norveç ile savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de geliştiriyoruz. İlgili kurumlarımız ve firmalarımızın somut projeler üzerinde çalışmasını teşvik ediyoruz." dedi.

- "İKİ NATO MÜTTEFİKİ OLARAK AVRUPA GÜVENLİĞİNİN GELECEĞİ BİZİM İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTA"

Terörizmle mücadele konusunu da mevkidaşıyla değerlendirdiklerini belirten Fidan, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ile ilgili beklentilerini ilettiklerini, bu konularda da yakın biçimde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Fidan, şöyle devam etti:

"İki NATO müttefiki olarak Avrupa güvenliğinin geleceği bizim için büyük önem taşımakta. Ülkemiz ve Norveç gibi yani Avrupa Birliği üyesi olmayan iki NATO üyesi ülke olarak Avrupa güvenliğine dair tüm adımların bizlerin de katkısıyla şekillenmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu konuda AB üyesi olmayan diğer NATO müttefikleriyle beraber çalışmayı sürdüreceğiz.

Türkiye olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan desteğimiz tamdır. Savaşın başından bu yana adil ve kalıcı bir barış için müzakere çağrımızı sürdürüyoruz. Kısmi ateşkesin en yakın zamanda hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Bu sayede barış için ilk adım atılmış olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi Türkiye bu yöndeki her türlü yapıcı çabanın parçası olmayı sürdürecektir."

- "BÖLGEMİZİN İSTİKRARI BAKIMINDAN EN BÜYÜK TEHDİT, İSRAİL'İN YAYILMACI ZİHNİYETİDİR"

Norveç'in Suriye'ye uzun zamandır insani yardım gönderdiğini ve bunu Suriye'de istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi bakımından da son derece kıymetli bulduklarını belirten Fidan, meslektaşıyla Suriye'ye yönelik yaptırımların bütünüyle kaldırılmasının önemi üzerinde de mutabık kaldıklarını ve Suriye'nin terör örgütlerinin barınamadığı, düzensiz göçe kaynaklık etmeyen, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesinin ortak temennileri olduğunu aktardı.

Fidan, İsrail'in hukuka ve insanlık vicdanına aykırı eylemlerinin bir an önce son bulması gerektiğini vurgulayarak, Türkiye olarak çabalarını bu doğrultuda kararlılıkla sürdürmeye devam edeceklerini söyledi.

Norveç'in, Aralık 2023'te düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Birliği Gazze Temas Grubu toplantısına ev sahipliği yaptığını hatırlatan Fidan, 11 Nisan'da Antalya'da düzenledikleri toplantıya da Norveç'in katıldığını belirterek, grubun çalışmalarına katkılarından dolayı Norveç'e teşekkür etti.

Fidan, Norveç'in her türlü uluslararası platformlarda Filistin'le ilgili konulardaki hassasiyeti paylaştığını, geçen yıl Filistin Devletini tanıyarak çok önemli ve anlamlı bir adım attığını dile getirdi.

"Şu anda bölgemizin istikrarı bakımından en büyük tehdit, İsrail'in yayılmacı zihniyetidir. İsrail, Filistin topraklarını işgal ederek ve komşu ülkeleri zayıflatarak kendi güvenliğini sağlayabileceğini düşünmekte. Bu strateji tamamen yanlış bir stratejidir. İsrail başta olmak üzere bölgedeki ülkelerin güvenliğini temin edecek tek çözüm Filistin Devletinin kurulmasıdır." diyen Fidan, Filistin halkının hakları için verilen mücadelenin aynı zamanda bölgesel güvenliğin tesisini mümkün kılacağını vurguladı.

- KKTC İLE İLGİLİ SON GÜNLERDE ORTAYA ATTILAN BAZI İDDİALAR

Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son yıllarda Türk dünyasının kurumsallaşmasıyla ilgili atılan adımların tarihteki diğer adımlarla kıyaslandığında devasa adımlar olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin Sovyetler Birliği döneminde de, bugün bağımsız Türk cumhuriyetleri varken de Türk dünyası ideali olduğunu ve bundan sonra da Türk dünyası ideali olmaya her zaman devam edeceğini vurguladı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile ilgili olan bazı son günlerde bazı çevrelerin ortaya attığı iddialara değinen Fidan, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı'mızın bu konudaki hassasiyeti ortada. Bakanlık olarak, hükümet olarak bizim ortaya koyduğumuz çalışmalar, çabalar ortada. KKTC ile ortaya koyduğumuz çalışmalar, çabalar ortada. Ama bütün bunlar olmasına rağmen hala olmayan bir sorunu üretmeye çalışmak, olmayan bir problemi varmış gibi ortaya koyma çabası aslında bu konuda gayret gösteren odakların ne kadar çaresizlik ve açmaz içerisinde olduğunu da gösteriyor."

2017'deki Crans-Montana sürecine değinen Fidan, KKTC'nin o günden sonra federasyon modelinden çekildiğini, kendilerinin de sonuç vermeyecek müzakerelerle vakit kaybetmeyeceklerini defaatle ifade ettiklerini aktardı.

Fidan, "Ve ondan sonra iki devletli çözüm modeli ortaya konuldu ve biz bu modelin arkasında durmaya devam ettik. Geçtiğimiz mart ayında Cenevre'de yapılan toplantıda federal model BM tarafından telaffuz dahi edilmedi. Bunun yerine biz adadaki iki tarafın işbirliği yapabileceği alanlar üzerinde durduk." diye konuştu.

- "RUMLAR VE AVRUPA BİRLİĞİ NE DERSE DESİN, TÜKENMİŞ FEDERASYON MODELİ ARTIK MASADAN KALKMIŞ DURUMDA"

Ada'da dondurulmuş bir sorun olduğunu, iki tarafın da kendi sınırları içinde kendi idarelerinin yönetimi altında yaşamaya devam ettiğini belirten Fidan, iki tarafın birbirlerine karşı koydukları karşılıklı izolasyonun adanın topyekun refahını etkiler durumda olmaya başladığını söyledi.

Fidan, Ada'daki işbirliği ruhunun arttırılmasının önemli olduğu konusunda Birleşmiş Milletler'in vizyonuyla örtüştüklerini ifade ettiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Rumlar ve Avrupa Birliği ne derse desin, tükenmiş federasyon modeli artık masadan kalkmış durumda. Bu modelde biliyorsunuz Rumlar tarafından ortadan kaldırıldı. Ama Kıbrıs Türklerinin daha fazla izolasyonunu hedef alan daha fazla imkansızlıklar içerisinde boğuşmasına sebep olan bir müzakere süreci, bir çözüm süreci, bir anlaşma süreci bizim hiçbir şekilde kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir. Tabii ki Kıbrıs Türklerinin biz iradesine saygı duyuyoruz. Onların kendi seçimleri, kendi tercihleri ortada. Ama biz garantör ülke olarak, ana vatan olarak kendi görüşlerimizi, kendi tavrımızı her zaman büyük bir netlikle ortaya koyuyoruz. Biz bu konuda son derece netiz."

- "KITA SAHANLIĞIMIZA SONDAJ YAPILDIĞI İDDİASI GERÇEK DIŞIDIR"

Kıta sahanlığı konusunda BM'nin yanı sıra Yunanistan ile de görüştüklerini belirten Fidan, görüşlerini karşılıklı saygı temelinde ortaya koyduklarını, adada barışın, refahın ve sürdürülebilir kalkınmanın olmasını hedeflemenin başka yollarının da olduğunu ve bu konudaki yapıcı politikalarına devam edeceklerini kaydederek, "Ama bu haklarımızdan vazgeçeceğimiz manasına da gelmiyor." dedi.

Fidan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını sonuna dek koruduğunu vurguladı.

"Kıta sahanlığımıza sondaj yapıldığı iddiası gerçek dışıdır. Öte yandan biz Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığımız içerisinde sismik araştırmalar yaptık, sondaj kuyuları da açtık. Sondaj ve hidrokarbon arama konusundaki önceliklerimiz bilimsel temellidir." diyen Fidan, Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz'de tek taraflı herhangi bir adıma veya oldubittiye izin vermeyeceklerini herkesin bildiğini dile getirdi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlaması ve ABD'deki yeni yönetimin Avrupa güvenliği perspektifiyle, Avrupa güvenlik mimarisi konusunda bir tartışmanın başladığına işaret eden Fidan, şunları kaydetti:

"Bu tartışma başlamadan evvel biz özellikle Avrupa Birliği üyesi olmayan NATO üyesi ülkeler olarak şuna hep dikkat çekiyorduk: NATO'nun içerisinde AB kendisi ayrı bir perspektif oluşturuyor ve bununla hareket ediyor; Avrupa coğrafyasında bulunup AB üyesi olmayan Norveç, Türkiye, İngiltere, Arnavutluk ve Karadağ gibi ülkelerin güvenliğiyle ilgili konuların da yönetilmesi gerekiyor. Aslında NATO güvenlik mimarisinin tek bir güvenlik mimarisi olması, bunun altında AB ve AB (üyesi) olmayan gibi bir ayrımın olmaması konusundaki stratejik ısrarımız hep devam etti. Bu genel kabul de gördü."

Fidan, AB'nin, Avrupa güvenlik mimarisi ve savunma sanayiyi esas alan bir süreç başlattığına dikkati çekerek, bu politikanın gelecek 5-10 yıl içerisinde Avrupa ülkelerinin kendi güvenlik ve savunma sanayi sektörlerini nasıl besleyeceği, savunma ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı ve bunun finansmanının nasıl sağlanacağı konusunda somut müzakereleri başlattığından bahsetti.

AB üyesi olan ve olmayan ülkeler, aday statüsünde bulunan ve stratejik anlaşma yapmış ülkeler gibi 3-4 kategorinin AB'nin yeni politikasında yer aldığını söyleyen Fidan, bu inisiyatifin AB'nin savunma sanayiyle ilgili ortaya koyduğu tek somut hareket olduğunu belirtti.

Fidan, ABD'nin kuvvet yapılanmasıyla ilgili bir karar alması durumunda Avrupa'da bu konuda birtakım tartışmaların başlayabileceği değerlendirmesinde bulundu.

- AVRUPA'NIN KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMASI VURGUSU

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Avrupa güvenliğinden ayrılamaz bir konu olduğunun altını çizen Fidan, Türkiye'nin Norveç yönetimiyle bu konudaki fikirlerinin büyük ölçüde örtüştüğünü ve iki ülke arasındaki savunma sanayi işbirliğinin son derece iyi durumda olduğunu dile getirdi.

Fidan, "Avrupa Birliği üyesi veya değil, geniş Avrupa ailesi olarak bu coğrafyada yaşıyorsak, bu coğrafyanın güvenliğini, barışını tesis etmek de öncelikli olarak bizim işimiz olmalı. Biz bu konuda bir yeterlilik üretme, bir işbirliği modeli üretme konusunda kararlılık ortaya koymalıyız." diyerek, Norveçli mevkidaşıyla yaptıkları görüşmelerde bu sonuca vardıklarını söyledi.

Avrupa coğrafyasında "AB üyesi ve AB üyesi olmayanlar" gibi bir bölünmenin başka türden ittifak arayışlarını teşvik edeceğini belirten Fidan, "Tabii ki kendi içimizde bütünleşmemiz, savunma konusunda strateji geliştirmemiz, başka ittifakları arayışımıza engel değil." dedi.

Fidan, "kendi mahallelerinin emniyet altına alınmasına" öncelik verilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Başkasının gelip de bizim mahalleyi her zaman koruyacağı prensibine güvenmek stratejik bir yaklaşım değildir, olamaz da. Allah korusun bir gün beklediğiniz yardım gelmezse ortada kalırsınız. Çok yönlü, çok coğrafyalı, çok katmanlı güvenlik stratejisini sürdürmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.