Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "(Suriye'de) DEAŞ nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh içerisinde çıkacak. Ya da başka türlü çıkacak." dedi.
Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Doha'daki ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef alan, egemenliğini zedeleyecek hiçbir girişimi kabul etmediğini hatırlatan Fidan, Suriye'de merkezi otorite dışında silah taşıma imkanı verecek hiçbir girişimin de kabul edilmeyeceğini bildirdi.
Fidan, Ankara'nın Suriye'de hazırlanacak anayasanın ve yönetimin ülkedeki tüm gruplara eşit imkanları sağladığı bir ortamı görmek istediğine ve bu konuda olumlu adımların da atıldığına dikkati çekti.
Ülkedeki zorlu duruma değinen Fidan, Katar ve bölgedeki diğer ülkelerle bir araya gelerek kalkınma, ekonomi ve yaptırım gibi konularda neler yapılabileceğinin ele alındığını belirtti.
Fidan, Suriye'nin içinde bulunduğu durumdan istifade eden, birtakım amaçlarını gerçekleştirmek isteyen, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine zarar vermek isteyen gruplara karşı durmaya devam edileceğini vurguladı.
"YPG ile Suriye'deki yönetim arasında geçtiğimiz aylarda imzalanan anlaşmanın hayata geçmesini bekliyoruz. Bu konudaki hassasiyetimiz ortada." diye konuşan Fidan, aynı zamanda terör örgütü PKK'nın yapılan çağrıya bir an önce olumlu cevap vermesini, silahları bırakmasını ve bölgede normale dönüşün önünde engel olmaktan çıkmasının beklendiğini söyledi.
Fidan, bölgenin yıllardır savaş, karışıklık, işgal, kan, gözyaşı ile mücadele ettiğinin altını çizerek, modern zamanlarda bunlardan kurtulup müreffeh, güvenli, saygılı, özgür bir sistemin inşa edilmek zorunda olduğuna işaret etti.
Bu noktada eski terör yöntemlerini kullanan, elinde silahla bölgedeki hükümetlerin üzerine "bela" olmayı sürdüreceğini düşünen aktörlerin sistemden çıkma zamanın geldiğini kaydeden Fidan, "(Suriye'de) DEAŞ nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır. Zamanın ruhu bu imkanı vermişken onların da inanıyorum ki aklını başına alıp bundan sonra örgütün soğuk savaş döneminde ortaya koyduğu hedefleri değil, bölgenin barışını esas alan bir politikaya evrilirler. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh içerisinde çıkacak. Ya da başka türlü çıkacak." ifadesini kullandı.
Katar'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren ve Katarlı mevkidaşına misafirperverliği için teşekkürlerini aktaran Fidan, mevkidaşıyla yıllardır yakın dostluğa dayanan çok iyi bir çalışma temposu ve koordinasyonu olduğunu dile getirdi.
Fidan, Katar ziyaretine, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani tarafından kabul edilerek başladığını belirterek, Emir'e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ilettiğini söyledi.
Katarlı mevkidaşı ile birçok konuda ayrıntılı görüşmelerde bulunduklarını vurgulayan Fidan, iki ülke arasındaki stratejik koordinasyonunun sadece Türkiye-Katar ilişkilerini ileriye taşımada değil, aynı zamanda bölge istikrarı, kalkınması ve güvenliğine katkıda bulunması açısından da önemli olduğu değerlendirmesini yaptı.
Fidan, "Türkiye ile Katar arasındaki ilişkiler, Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Sayın Emir arasındaki liderlik ilişkisi ve stratejik değerlere dayanan dostluk ilişkisinden dolayı her geçen gün daha ilerliyor." ifadesini kullandı.
İki ülke ortaklığının hem bölgeye hem de ülkelere güçlük destek verdiğini vurgulayan Fidan, Türkiye ile Katar'ın ikili ticaret hacminin, savunma sanayisi alanındaki ilişkilerinin ve işbirliğinin gün geçtikçe arttığını bildirdi.
Fidan, Türkiye ile Katar'ın küresel ve bölgesel meselelerde de yakın istişare içerisinde olmaya devam ettiğini hatırlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Sayın Emir'in ortaya koyduğu ilkeli ve kararlı bir dış politika anlayışı var. Bu çerçevede bölgemizde barışın, istikrarın ve refahın tesisi için çaba harcıyoruz." diye konuştu.
FİLİSTİN'DEKİ DURUM
Bugün gündemin ilk maddesini "insani trajedinin ağırlığı" nedeniyle her zamanki gibi Gazze'nin oluşturduğuna dikkati çeken Fidan, şunları kaydetti:
"İsrail, Filistinlilere soykırım uygularken aynı zamanda uluslararası hukuku ve insanlık vicdanını da katletmekte. Gazze'ye, yaklaşık 2 aydır insani yardım gitmemekte. İnsani trajedi, bütün dünya kamuoyunun gözü önünde cereyan etmekte."
Fidan, Türkiye'nin Gazze'deki durum karşısında önceliklerinin net olduğu mesajını vererek, bunların ateşkesin bir an evvel yeniden sağlanması, insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze'ye ulaştırılması, İsrailli rehine ve Filistinli tutukluların karşılıklı takasının gerçekleşmesi olduğunu söyledi.
Filistin tarafının kapsamlı ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasına hazır olduğunu ortaya koyduğunu, gelinen aşamada İsrail'in barışa zorlanmasının şart olduğunu kaydeden Fidan, "Uluslararası toplumun bu noktada sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Katar'a bu konuda özellikle ortaya koyduğu çabadan dolayı çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Fidan, Katarlı mevkidaşına bu konudaki şahsi mesai ve çabası için teşekkür ederken, Mısırlı yetkililer ve bütün paydaşlara da şükranlarını sundu.
Türkiye'nin önceliğinin bir an önce ateşkesin hayata geçtiğini görmek ve insani yardımların başlaması olduğunu hatırlatan Fidan, Ankara'nın bu noktadaki çabalara destek vermeye devam edeceğini vurguladı.
Fidan, Filistin meselesine adil ve kalıcı çözümün anahtarının 2 devletli çözüm olduğunun altını çizerek, Antalya'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Birliği Gazze Temas Grubu Toplantısı'nda bu vizyonun teyit edildiğini söyledi.
Bakan Fidan, "İki devletli çözüm temelinde Filistin ve İsrail halklarının barış içinde güvenli ve müreffeh biçimde yaşaması için çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Filistin'in haklı davasını desteklemeye, inşallah var gücümüzle devam edeceğiz." diye konuştu.
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER
Görüşmelerinde Suriye'deki durumun da ele alındığını bildiren Fidan, ülkedeki istikrar ve güvenliğin tesis edilmesinin bölgesel barış için acil bir zorunluluk olduğu değerlendirmesini yaptı.
Fidan, bu hedefe ancak bölge ülkelerinin yakın işbirliğiyle ulaşabileceğine işaret ederek Suriye'deki ihtilafın başından itibaren Katar ile çözülmeye çalışıldığını ve bu konuda yıllardır devam eden yoğun koordinasyon olduğunu dile getirdi.
"Suriye halkının acılarını dindirmek ve ülkenin kalıcı istikrara kavuşması için beraberce çaba gösterdik. Bu işbirliğimizi Suriye'nin yeniden inşasına yönelik somut projelerle inşallah devam ettiriyoruz." diyen Fidan, yaptırımların ülkede istikrarın sağlanmasını engellediğine ve bunların kaldırılması için çaba gösterildiğine değindi.
Fidan, Suriye yönetimine sağlanabilecek ilave destek üzerinde durulduğunu anlatarak, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğine bağlılığının yinelendiğini aktardı.
"Suriye'deki terör unsurlarının tamamen temizlenmesi gerekmekte. Suriye halkı, uzun yıllardır çok büyük acılar çekti. Bizler Suriyelilerin geleceğe umutla baktıkları bir yarının inşa edilmesine katkı sağlamaya devam edeceğiz." vurgusunu yapan Fidan, bugünkü görüşmelerin stratejik ortaklığın ne denli sağlam temellere dayandığını bir kez daha ispatladığını belirtti.
Fidan, bölgenin içinden geçtiği zorlu dönemde sorunların sahiplenilmesinin gerekliliğine, dayanışma ve ortak çaba harcanmasının önemine işaret ederek, "Türkiye olarak Katar ile yakın diyalog ve eşgüdümümüzü önümüzdeki dönemde de inşallah sürdüreceğiz. Bölgesel barış ve kalkınma vizyonumuzu hayata geçireceğiz."dedi.
Suriye'de terör örgütlerinin faaliyetlerine devam etmesini sağlayacak hiçbir girişimi kabul etmediklerinin altını çizen Fidan, ülkenin gelişmesini, halkın kalkınmasını engelleyecek hiçbir girişimin de kabul edilmediğini bildirdi.
Fidan, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunarak saygın, kalkınmış ve müreffeh bir devlet olarak bölgede ve uluslararası camiada yerini almasının istendiğine dikkati çekti.
TÜRKİYE'NİN YAPICI ROLÜ
Türkiye'nin Hamas ile çeşitli kurumlar aracılığıyla görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Fidan, Ankara'nın Katar ile Mısır'ın çabalarını tamamlamaya yönelik elinden gelen yapıcı rolü oynamaya çalıştığına dikkati çekti.
Fidan, "Uluslararası arenada devam eden soykırımı ve insani trajediyi önlemeye yönelik bir diplomatik çabamız varken, diğer taraftan ateşkesin hayata geçmesi için neler yapılabilir o konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.
Hamas'ın iki devletli çözümün masada olduğu herhangi bir anlaşmayı daha kolay şekilde kabul edeceğine ve ortaya çıkacak bir çözümün sadece bir ateşkesle sınırlı kalmaması, Gazze ve diğer toprakları da kapsayan kapsamlı bir çözüm modeli olmasının önemine değinen Fidan, bu krizin bir fırsata dönüşme imkanı da olduğunu ifade etti.
Fidan, Türkiye ile Katar'ın bunu en baştan beri söylediğini anımsatarak, doğru çalışılması ve tarafların iyi niyetli olması halinde bu krizin karşılaşılan son kriz olabileceğini söyledi.
Şu anki durumun gelecekteki daha büyük krizlerin öncülü de olabileceğini de ifade eden Fidan, niyetin insanlığın burada ortaya çıkan "dram ve gözyaşını" göz önüne alarak ortak bir iradeyle kalıcı bir çözüm sağlaması olduğunu aktardı.
Dışişleri Bakanı Fidan, şunları kaydetti:
"Burada Amerika'nın ortaya koyacağı çaba önemli. Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump'ın konuya yaklaşımı önemli. İsrail'e bu konuda baskı yapılması gerekiyor. Çünkü İsrail şunu görüyor, bölgede askeri olarak şu anda tavır koyan yapı yok. Dolayısıyla yoluna devam ediyor ve bu yayılmacılık bölgeye de İsrail'e de uzun dönemde inanılmaz büyük bir risk getiriyor. Bunun ortadan kalkması için bütün diplomatik çabaların ortaya konması lazım."
Fidan, Hamas'ın bu konuda kalıcı çözümleri kabul etmeye hazır olduğunu bildirerek, İsrail'in de, Filistin Devleti'ni kabul eden bir yaklaşımda olması gerektiğinin altını çizdi.
İsrail'in sadece kendi güvenliğinden bahsettiğini ancak Filistin Devleti'nin varoluşuna yönelik "teorik de olsa bir cümle söyleyemediği ve kabulünün olmadığını" hatırlatan Fidan, bunun durumu daha da problematik yaptığını söyledi.
Fidan, bir çözümün mümkün olduğunun umulduğunu vurgulayarak, fırsat varken barışa ulaşılması çağrısı yaptı.