30 Nisan 2025 Çarşamba / 2 Sevval 1446

Ayşe Barım hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi

Gezi Parkı soruşturması kapsamında tutuklanan Ayşe Barım hakkında 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme' suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. İddianamede, Barım'ın Gezi Parkı olayları sürecinde şirketine bağlı sanatçılar aracılığıyla eylem çağrıları yapıp eylemcileri galeyana getirdiği ve şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlanmasını koordine ettiği belirtildi.

AA29 Nisan 2025 Salı 19:10 - Güncelleme:
Ayşe Barım hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine menajer Ayşe Barım hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, tutuklu Barım'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, değerlendirilmek üzere İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

"SANATÇILARLA EYLEMCİLERİ GALEYANA GETİRDİ" VURGUSU

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 171 sayfalık iddianamede, Gezi Parkı süreci ile eylemlerin planlanması ve organize edilmesinde sorumlu bulunan sanıklar anımsatıldı.

Ulusal güvenliği tehdit eden suç örgütlerinin deşifresi, şüphelilerin tespiti ve yakalanmasıyla, söz konusu suç örgütlerinin devlet otoritesini hiçe sayan ve ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerinin deşifresi ve engellenmesine yönelik çalışmaların devam ettiği kaydedilen iddianamede, kamuoyunda Gezi Parkı olayları olarak bilinen olaylarla ilgili hakkında kamu davası açılan Memet Ali Alabora'yla ilişkili ve Gezi Parkı olaylarını oyuncular-sanatçılar yönünden organize eden kişi konumunda olduğu yönünde şüphe olduğu gerekçesiyle Barım hakkında soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

İddianamede, Gezi Parkı olaylarına ilişkin, "Soruşturma kapsamında elde edilen deliller ve ülke çapında meydana gelen olaylara genel olarak bakıldığında; söz konusu eylemlerin gelişigüzel ortaya çıkmadığı, bir organizasyon dahilinde, sistemli ve planlı olarak yürütüldüğü, görünürde demokratik hak ve masum protesto gösterileri şeklinde lanse edilmesine rağmen asıl amacın yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirilmesi ve bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engelleme ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı kalkışmanın amaçlandığı anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi.

Barım'ın, Gezi Parkı olayları döneminde telefon irtibatı bulunan, ana dava sanıklarından Osman Kavala, Memet Ali Alabora ve Çiğdem Mater'le ilgili söz konusu davanın iddianamesindeki değerlendirmelerin anımsatıldığı iddianamede, ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi isimli firmanın "www.idiletisim.com.tr" adlı internet adresinde yapılan incelemede, ID ve ID Studio başlıkları altında firmayla çalışan oyuncuların listesi bulunduğu, ID başlığı altında yazılı ve görsel basında çokça yer alan 58 oyuncunun, ID Studio başlığı altında ise yaş olarak daha genç, yardımcı oyuncu olarak nitelendirilebilecek 10 kişinin olduğu ifade edildi.

Gezi Parkı olaylarına katılan oyuncular Ali Atay, Bergüzar Korel, Birce Akalay, Bülent İnal, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, Halit Ergenç, Hazal Kaya, Hümeyra, Mehmet Günsür, Nehir Erdoğan, Nejat İşler, Nur Fettahoğlu, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Şükran Ovalı, Zafer Algöz ve Zerrin Tekindor'la ilgili fotoğraflara yer verilen iddianamede, Barım'ın da eylemlerde bulunduğuna ilişkin görüntüler yer aldı.

İddianamede, ID iletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı oyuncuların Gezi Parkı eylemleri sırasında okudukları bildirilerle ilgili açık kaynak çalışmalarına yer verilerek, yapılan incelemede metinin farklı isimler tarafından parça parça okunduğunun tespit edildiği aktarıldı.

- Ana davanın sanıklarıyla Gezi Parkı eylemleri sürecinde irtibatı bulundu

Şüpheli Barım'ın HTS kayıtlarının yer aldığı iddianamede, Gezi Parkı ana davasının ana aktörlerinden hükümlü ve firari sanık olarak bulunan Memet Ali Alabora, Çiğdem Mater ve Osman Kavala'yla Gezi Parkı eylemleri süreci ve devamında irtibatlı olduğu belirtildi.

İddianamede, Barım'ın Alabora'yla olan konuşmalarıyla ilgili, "Yapılan HTS incelemelerinde şüpheli Ayşe Barım'ın Gezi davası sanıklarından Memet Ali Alabora ile Gezi Parkı eylemlerinin başlangıç tarihi olan 30 Mayıs 2013'te ilk irtibatı kurduğu, son irtibatının da 19 Haziran 2013 olduğu ve Gezi Parkı olayları süreci dışında Alabora ile irtibat kurmadığı"na ilişkin tespitlere yer verildi.

SANATÇILARDAN GEZİ PARKI PAYLAŞIMI

İddianamede, Barım'ın menajerlik şirketiyle ilgili yapılan açık kaynak araştırmalarında, şirketin web sayfasında şirkete bağlı bulunan sanatçıların resimlerinin olduğu, sanatçıların açık kimlik bilgilerinin tespiti ile "HelpTurkey" olaylarına katılıp katılmadıklarına yönelik sorgulamalar yapıldığı aktarılarak, sanatçılar Alp Navruz, Aslıhan Gürbüz, Birce Akalay, Caner Cindoruk, Devrim Yakut, Ezgi Mola, Hakan Kurtaş, Halit Özgür Sarı, Hande Erçel, Hazal Kaya, Ayşe Lale Mansur, Asiye Nur Veziroğlu, Şükrü Özyıldız ve Zerrin Tekindor'un sosyal medya hesapları üzerinden "HelpTurkey" paylaşımları yaptıkları bilgisi yer aldı.

Ayşe Barım hakkında yapılan tespitlere ilişkin hukuki değerlendirmelerin de yer aldığı iddianamede, "Soruşturma kapsamında elde edilen deliller ve ülke çapında meydana gelen olaylara genel olarak bakıldığında, söz konusu eylemlerin gelişigüzel ortaya çıkmadığı, bir organizasyon dahilinde, sistemli ve planlı olarak yürütüldüğü, şüpheli Ayşe Barım'ın ilgili süreçte tüm bu değerlendirmeler ışığında halkın sempati duyarak kitleleri peşine sürükleme potansiyeli yüksek olan sanatçı-oyuncular adına sosyal medyada ve sahada irade göstererek planlama, organizasyon, yönlendirme yönünde faaliyet gösterdiği"ne ilişkin ifadeler kullanıldı.

İddianamede Barım'la ilgili, "Gezi Parkı ana aktörleri ile önceye ilişkin hiçbir HTS irtibatı bulunmazken, Gezi Parkı hazırlık ve başlangıç sürecinde sık sık ve sistemli olarak irtibatlandığı, ilk kez Gezi Parkı sürecinde yapılan bu görüşmelerin hayatın olağan akışı içerisinde tesadüfi görüşmeler olarak değerlendirilemeyeceği, görünürde demokratik hak ve masum protesto gösterileri şeklinde lanse edilmesine rağmen asıl amacın; yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirilmesi ve bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engelleme ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı kalkışmanın amaçlandığı"yla ilgili değerlendirmeler yer aldı.

İddianamede, şüpheli Barım'ın, sahibi olduğu ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçılarla birlikte sosyal medya hesapları üzerinden Gezi Kalkışması'nın başından itibaren gösterilerin temel olarak örgütlendiği alan olan X'te (Twitter) sürecin etkili bir parçası olarak en çok kullanılan etiketlerden "occupyturkey "ve "DirenGeziParkı" isimli etiketleri sistemsel olarak paylaştıkları belirtildi.

Barım'a bağlı sanatçıların sosyal medya hesaplarından Gezi Parkı eylemleriyle ilgili provokatif siteye ilişkin paylaşımların, ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'nin kurumsal sosyal medya hesaplarından yeniden gönderildiği kaydedilen iddianamede, bu şekilde sanatçılar adına katılımı artırmak suretiyle destek sağlandığı ifade edildi.

"SANATÇILAR CAMİASI ADINA AKTİF ROL ÜSTLENDİ"

İddianamede, Gezi Parkı eylemlerinin aktif şekilde başlangıç günü olarak kabul gören 27 Mayıs 2013 itibarıyla alınan HTS kayıtları doğrultusunda, "Şüpheli Ayşe Barım'ın ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçıları Gezi Parkı eylemleri sırasında sık sık arayarak Gezi Parkı'na sistemli bir şekilde toplamak suretiyle bir plan ve organizasyon dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlamasına tüm ülke sathında sanatçılar camiası adına aktif rol üstlenerek sürecin yayılarak derinleştirilmesi kapsamında yönlendirme faaliyetlerinin bulunduğu"na ilişkin değerlendirmeye yer verildi.

"HTS arama-aranma kayıtlarıyla uyumlu olarak şüpheli Barım ile ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçıların hep birlikte organize şekilde Gezi Parkı'nda buluştukları ve sanatçılar adına toplu olarak dahil olup megafon kullanılarak sırayla bildiri okudukları"na dair tespitte bulunulan iddianamede, Barım'ın "Gezi Parkı olayları sürecinde kendisine ait ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi sosyal medya hesaplarından provokatif paylaşımlar yaptırmak ve şirketine bağlı sanatçılar aracılığıyla eylem çağrıları yaparak eylemcileri galeyana getirerek şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlama koordinatörlüğü görevinde bulunduğu ve şirketine bağlı sosyal medya hesaplarının yönetilmesi ve basın açıklamalarının hazırlanmasından sorumlu olduğu"na ilişkin bulgular yer aldı.

Gezi Parkı olaylarının toplum refleksiyle bir anda oluştuğuna dair basın-yayın organları ve sosyal medyada kanaat oluşturulmaya çalışıldığı belirtilen iddianamede, olayı başlatan ve yayılmasında rol oynayan şüpheli Barım'a ait ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi'ne bağlı sanatçıların ve kurumsal hesabın, sürece ilişkin etkili olarak seçilen slogan ve imgeleri eylemin ilk gününden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada paylaştığı, kitlesel yayılım sağlamak amacıyla organize şekilde hareket edildiği aktarıldı.

"KAOS ORTAMI OLUŞTURULARAK HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK EYLEMLERE İMKAN SAĞLANDI"

İddianamede, bu itibarla sorumluluğu kabul edilen şüpheli Barım'ın, Gezi Parkı olaylarında planlama ve organizasyon çerçevesinde kendisine bağlı oyuncuları etkin şekilde sahaya yönlendirerek yardım eden konumunda bulunduğu kaydedildi.

Şüpheli Barım hakkında iddianamede şu tespitler yer aldı:

"ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketine ait kurumsal sosyal medya hesapları, şirketine bağlı sanatçıların sosyal medya hesapları ve bizatihi sanatçıların kendileri aktif olarak sahada koordine edilerek, Gezi Parkı olaylarının yurt içinde ve dışında kitlelere duyurularak cebir ve şiddet unsurunun sağlanması ile oluşan bu karmaşada sahada her daim eylem yapmaya müsait PKK/KCK, DHKP-C, TKP/ML-TİKKO ve MLKP gibi yasa dışı silahlı terör örgütleri ile marjinal grupların bu faaliyetlerine uygun ortam sağlamak suretiyle 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu gibi toplumu ve devleti kaos ortamına sokarak, bu suretle de tüm bu grupların koordineli şekilde hareket etmeleri sağlanarak, her zaman eylem yapmaya elverişli olan bu marjinal grupların üyelerinin ve yandaşlarının Gezi Parkı eylemlerine çekilmek suretiyle ülkede kaos ortamı oluşturulması neticesinde mevcut hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik cebir ve şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesi ile 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmeye' imkan sağlandı."

Barım'ın, Memet Ali Alabora ve Çiğdem Mater ile doğrudan irtibatlı olmasının yanında, kendisinin irade gösteren, danışılan ve onayı alınan kişi olarak tespit edildiği vurgulanan iddianamede, bu şekilde olayları planlayan, örgütleyen ve yönlendiren kişi olduğunun açıkça anlaşıldığı, eylemlere yönlendirdiği şirketine bağlı oyuncuların toplumda tanınırlığını ve etki gücünü de kullanıp olayların kitleselleşmesini amaçladığı ve bunda kısmen başarılı olduğu belirtildi.

İddianamede, savcılıkta "tanık" sıfatıyla ifade veren oyuncuların, eylemlere kendi iradeleriyle katıldıklarını beyan etseler de şüpheliyle eylemlerin başladığı döneme dair yoğun irtibatlarının içeriğini hayatın olağan akışına uygun olarak açıklayamadıkları kaydedilerek, olayların kitleselleşmeye başladığı dönemdeki görüşme içerikleri ve şüphelinin eylemler sırasında Gezi Parkı'nda kendileriyle bulunmasına rağmen kaçamak cevap verdikleri ve Barım'ı kayırmaya çalıştıklarının anlaşıldığı aktarıldı.

Barım'ın, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili toplumsal ve küresel algı oluşturulması kapsamında film, belgesel ve video çekimleri yapılmasını sağladığı ve bu amaçla oluşturulan #occupygezi, #direngeziparkı, #occupyturkey etkileşimi ile "nedengezideyiz.tumblr.com" isimli provokatif siteye ilişkin kendisine bağlı sanatçılara paylaşım yaptırdığı vurgulanan iddianamede, şüphelinin menajerlik şirketine ait kurumsal sosyal medya hesabından ayrı ayrı paylaşım yaptığı ve bu yöntemle grubu koordine ettiği kaydedildi.

İddianamede, Barım'ın önceye ilişkin hiçbir irtibatı olmamasına karşın ilk kez Alabora ile Gezi Parkı döneminde 3, Kavala ile 39, Mater ile 14 kez görüşme gerçekleştirdiği ifade edildi.

Firari Alabora'nın Gezi Parkı sürecinde Osman Kavala'dan aldığı talimatlara ilişkin tape içeriklerine göre, eylemsel anlamda fikir alışverişi yaparak sürekli irtibatlı şekilde koordine halinde olduğu ve soruşturmada "bilgi sahibi" olarak ifadeleri alınan Banu Z. ve Şebnem S. ile birden fazla kez irtibatlarının tespit edildiği anlatılan iddianamede, irtibatların tarih itibarıyla özellikle Gezi Parkı eylemlerinin en aktif zamanında ve şüpheli Barım'a ait ID İletişim Danışmanlık AŞ isimli firmaya bağlı sanatçıların Gezi Parkı eylemlerine sahada aktif destek verdiği dönemde olduğu belirtildi.

İddianamede şüpheli Barım'ın Alabora ile daha önce hiç HTS arama-aranma ilişkileri olmamasına karşın Gezi Parkı süreci başlangıcıyla birlikte şahısların doğrudan irtibatlı olmasının yanında aralarındaki tape içeriklerinde şüpheli Ayşe Barım'ın firari Alabora'ya, yayınlanması planlanan bildiri hakkında talimatlar vererek "irade gösteren", "danışılan" ve "onayı alınan" kişi olması karşısında olaylarla ilgisinin bulunmadığını ifade etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu aktarıldı.

Şüpheli Barım hakkında ayrıca iddianamede şu değerlendirmeler yer aldı:

"Şüpheli Ayşe Barım'ın suçun işlenmesi sırasında Gezi Parkı olaylarında sanatçılar camiası adına sahada aktif planlama, organizasyon ve eylem yönlendirmeleri ile kendisine bağlı sanatçıları etkin bir şekilde kullanıp sahaya yönlendirmek suretiyle yardımda bulunarak müsnet suçun icrasını kolaylaştırdığı anlaşıldığından, mevcut eylemlerinin yardım mahiyetinde kaldığı ve 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım' suçundan sorumlu olduğu ile iddianame düzenlemeye yeterli şüpheye ulaşılmıştır."

Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, tutuklu Barım'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, değerlendirilmek üzere İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

SORUŞTURMA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan tutuklanmıştı.

Soruşturmada, firari sanık Memet Ali Alabora'nın bir başka kişiyle yaptığı görüşmeye ilişkin tape içeriğinde, Gezi Parkı odaklı olaylarda sanatçılarla Gezi Parkı'nda bildiri yayımlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği tespitine yer verilmişti.

Barım'ın, Gezi Parkı davasının sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Memet Ali Alabora ile yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı belirtilmişti.

  • Gezi Parkı
  • Ayşe Barım
  • iddianame