Turan, İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yeniden başlatması nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'de yaşananların bir savaş değil, açıkça bir soykırım olduğunu belirtti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminin kirli planlarının, hiçbir zaman sadece bir ateşkes anlaşması ya da esir takasıyla sınırlı olmadığını kaydeden Turan, "Amaç, Gazze'yi tamamen yok etmek, halkını yersiz yurtsuz bırakmak, ikinci Nekbe'yi yaşatmaktır ve bütün bunlar, ABD'nin desteği ve göz yummasıyla gerçekleştirilmek istenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Hasan Turan, siyonist İsrail'in, uluslararası hukuku hiçe sayan, masumları hedef alan bu vahşi saldırılarına karşı sessiz kalanların bu zulme ortak olduğunu dile getirdi.
Dünyanın dört bir yanındaki vicdan sahiplerine seslendiğini belirten Turan, "Bu soykırıma karşı sesinizi yükseltin. Dininiz, kimliğiniz, ırkınız, renginiz ne olursa olsun, bugün Gazze'ye sahip çıkmayanlar, yarın insanlık adına konuşma hakkını kaybedecektir." görüşünü paylaştı.
Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Turan, İslam dünyasına seslenerek "Kudüs ve Gazze, sadece Filistin'in değil, bütün bir ümmetin namusudur. Filistin'in özgürlüğü için birleşmek, imanın ve kardeşliğin bir gereğidir." düşüncesini dile getirdi.
Uluslararası topluma çağrıda bulunduğunu vurgulayan Turan, şunları kaydetti:
"Gazze'de açlık bir silah olarak kullanılıyor, su bir silah olarak kullanılıyor, masum çocuklar diri diri toprağa gömülüyor. Bu katliamı durdurmak için derhal harekete geçin. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bugün masum çocukları, bebekleri ve kadınları yakan ateş, bir gün çırayı tutanları da saracaktır. O yüzden İsrail destekçilerine sesleniyoruz: Netanyahu'yu durdurun. Siyonizme verdiğiniz destek bölgede güvenlik değil, sadece kaos ve gözyaşı getirmektedir. Filistin halkını yokluğa ve ölüme terk ederek tarihe Gazze katilinin sponsoru olarak geçeceksiniz. Mazlumun ahı, zalimi boğacaktır. Bugün Filistin'e zulmedenler, insanlığın vicdanında mahkum olmuşlardır ve tarih, bu zulmü unutmayacaktır."
Yaklaşık 2,5 haftadır Gazze'ye hiçbir insani yardımın ulaştırılamadığına işaret eden Turan, açlık ve susuzluğun, Netanyahu'nun askeri planlarının bir parçası haline geldiğini aktardı. Bu ablukanın sürmesinin, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurgulayan Turan, Gazze'yi sessiz bir ölüme mahkum etmeye kimsenin hakkının olmadığını belirtti.
Turan, insani yardım kapılarının derhal açılması gerektiğini kaydederek, bu zulmü durdurmak için bütün dünyanın, özellikle de İslam ülkelerinin derhal harekete geçmesini istedi.
"Kudüs düşerse, İstanbul da düşer, Kahire de düşer; Mekke ve Medine de hedef olur" ifadesini kullanan Turan, "Bugün, tarih yeniden yazılıyor. Filistin direnişi, yalnızca bir toprak mücadelesi değil, insanlık onurunun ve vicdanın mücadelesidir. Bu yüzden, İsrail'in vahşetine, ABD'nin ikiyüzlü politikalarına ve uluslararası sessizliğe karşı her insan, her millet, her vicdan sahibi direnmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Hasan Turan, zalimin karşısında mazlumun yanında olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Biz, adaletin ve direnişin yanındayız. Biz, Filistin'in yanındayız ve bilinmelidir ki, Gazze asla yalnız değildir. Kudüs asla sahipsiz değildir. Ne Netanyahu'nun zulmü ne ABD'nin desteği ne de sessiz kalanların korkaklığı Filistin'in haklı mücadelesini bastıracaktır. Çünkü zalimler kaybetmeye, mazlumlar kazanmaya mahkumdur. Zafer direnenlerin olacaktır."