Muhammed Ali, vefatının 4. yıl dönümünde anılıyor. Ünlü Müslüman boksör Muhammed Ali, hayatı boyunca ırkçılıkla mücadele etti. Hem siyahi hem Müslüman olması onu hedef haline getirse de buna aldırmadı ve islamofobik zulme boyun eğmedi. Amerikalı bir Müslüman olan Muhammed Ali'nin İslamla tanışması ve hayatı boyunca ezilen siyahilerin direniş simgesi olması onu daha da güçlendirdi. İşte Muhammed Ali Clay'ın hayatı...
SİYAHİ VE MÜSLÜMAN KİMLİĞİNİ HEP ÖNE TAŞIDI
ABD'nin Kentucky eyaletinin Louisville kentinde 17 Ocak 1942'de dünyaya gelen Muhammed Ali’nin hayata atıldığı yıllar, Amerikan tarihinde siyahi vatandaşların sırf renginden dolayı, aşağılandığı ve ikinci sınıf vatandaş yerine konulduğu dönemlere denk geliyordu.
Müslüman olmadan önce Cassius Marcellus Clay Jr. adını taşıyan Ali, insanlar arasında dil ve ırk ayrımı gözetmeyen İslam dinine ilgi duymaya başladı.
Ali, henüz 20’li yaşlarında ve profesyonel kariyerinin ilk yıllarında iken, İslam Milleti (Nation of Islam) hareketi ile tanıştı.
BOKSLA TANIŞMASI
ABD'nin Kentucky eyaletinin Louisville kentinde 17 Ocak 1942'de dünyaya gelen Muhammed Ali, İslam dinini seçmeden önce Cassius Marcellus Clay Jr. adını taşıyordu. Orta sınıf Afro-Amerikan bir ailenin 6 çocuğu arasında yer alan Ali'nin boksla tanışması, hırsızlık olayıyla başladı. 12 yaşındaki Muhammed Ali, bisikletinin çalınmasının ardından karakola başvurdu. Karakolda, sinirlerini kontrol altına almakta zorlanan Ali'ye, boks yapması tavsiyesinde bulunuldu.
100 MAÇIN 95'İNİ ALDI
Sonraki 4 yıl boyunca boks antrenörü Chuck Bodak tarafından çalıştırılan Muhammed Ali, bu süre zarfında bölgesel birçok turnuvada 'Altın Eldiven' kazandı. Ali, amatör olarak çıktığı 100 maçın 95'ini aldı.
Birçok otorite tarafından tüm zamanların en iyi ağır sıklet boks şampiyonu olarak kabul edilen Muhammed Ali, asıl çıkışını 1960 Roma Olimpiyatları'nda hafif ağır sıklette altın madalyaya ulaşarak yaptı.
22 YAŞINDA MÜSLÜMAN OLDU
1964’te henüz 22 yaşındayken, dünya birinciliğini elinde bulunduran Sonny Liston’u yenen boksör, şampiyon olmasının ardından İslam'ı seçti ve adını 'Muhammed Ali' olarak değiştirdiğini canlı yayında tüm dünyaya duyurdu.
Muhammed Ali, bu tarihten sonra çıktığı her televizyon veya radyo programında kendini eski ismi ile çağıranlara adının Muhammed Ali olduğunu hatırlattı. İnancı hayatında önemli bir yere sahip olan Ali, 1972 ve 1988 yıllarında iki kez hac görevi için Mekke'ye gitti.
IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE VERDİ
Siyahi boksör, Nation of Islam’ın liderliği altında, bir dönem dava arkadaşlığı yaptığı Malcolm X ile birlikte ırkçılığa karşı mücadele verdi. Muhammed Ali’nin düşüncelerinin ve hedeflerinin olgunlaşmasında, Amerikan siyahi liderliğinin en güçlü isimlerinden biri olan Malcolm X ile kurduğu dostluk etkili oldu.
Malcolm X’in düşüncelerinden etkilenen Muhammed Ali, 1966'da bir Amerikan askeri olarak Vietnam Savaşı'na katılmayı reddetti.
Muhammed Ali'nin 'Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.' sözleri o döneme damgasını vurdu.
Bu yüzden lisansı, pasaportu ve unvanlarına el konulan Ali, 5 yıl hapis ve para cezasına çarptırıldı.
Gittiği bir restorana rengi nedeniyle alınmayan Muhammed Ali, buna tepki göstererek, 1960 Roma Olimpiyatlarında verilen şampiyonluk madalyasını Ohio Nehri'ne attı.
Boksta olduğu kadar, sosyal hayatta ve fikri dünyasında da ilkelerinden ve mücadelesinden ödün vermeyen Müslüman sporcu, 1971’de temyiz davasını kazanarak tekrar ringlere döndü.
Gana, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi bir çok ülkeyi ziyaret eden Muhammed Ali, 1993 yılında, Güney Afrika’da, konakladığı otelden Güney Afrika lideri Nelson Mandela’ya yazdığı bir mektupla, ırkçılık karşıtı kampanyayı savunan Chris Hani’ye düzenlenen suikasta ilişkin taziyelerini iletti.
Siyahi boksörün, Mandela'ya gönderdiği mektup, 2016’nın aralık ayında, 7 bin 200 sterline, İngiltere'deki müzayedede satıldı.
AFRO-AMERİKAN HALKINA ÖRNEK OLDU
Irkçılık karşıtı Müslüman aktivist kimliği ile de bilinen Muhammed Ali, ABD’deki ırkçılıkla mücadele konusunda aktif mücadele içindeki siyahi vatandaşların rol modeli oldu.
Ali, 'Ben Amerika'yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın bana. Siyah, özgüvenli, kendinden emin. Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim sizin değil. Benim amaçlarım sizin değil. Alışın bana.' sözleri ve duruşu ile birçok siyahi ve Müslüman Amerikalıya da örnek oldu.
'ALLAH'TAN ZENGİNLİK İSTEDİM, BANA İSLAM'I VERDİ'
Yaptığı spor kadar, Müslümanlığı ve ırkçılığa karşı verdiği mücadeleyle de tanınan Ali, 'Allah’tan zenginlik istedim bana İslam'ı verdi. Müslüman, Hıristiyan ya da Yahudi olmanız önemli değil. Tanrı'ya inandığınızda, tüm insanların bir ailenin parçası olduğuna inanmalısınız. Eğer Tanrı'yı seviyorsanız, sadece bazı çocuklarını sevemezsiniz.' şeklindeki sözleri milyonlarca insana ilham verdi.
11 Eylül'ün ardından, başında New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile enkaz alanına giderek dayanışma örneği sergileyen Muhammed Ali, “Beni asıl inciten, 'İslam' adı kullanılarak şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, barış demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım.” sözlerini sarf etti.
OĞLU DA IRKÇILIĞA MARUZ KALDI
Hayatı boyunca dört farklı evlilik yapan Muhammed Ali'nin 8 kızı, 2 oğlu dünyaya geldi.
Efsanevi boksörün en büyük oğlu, 48 yaşındaki Muhammed Ali Jr., 2017 Mart'ında, yurt dışı seyahati dönüşü, havalimanında ten rengi ve dini inanışı yüzünden ırkçı bir sorgulamaya tabi tutuldu.
Miami'deki Fort Lauderdale Havalimanı'nda 7 Şubat'ta gözaltına alınıp, 'Adını nereden aldın?' ve 'Müslüman mısın?' diye iki saat sorgulanan oğul Muhammed Ali, ABD Kongresinde düzenlenen etkinlikte, 'Kendimi babamın cenazesindeki gibi hissettim, şaşkına dönmüştüm. Ben Amerikalıyım ama kendimi rahat ve güvende hissetmiyorum. Babam hayatta olsa 'Sen Müslümansın. Konuş ve anayasamıza kulak ver' derdi.' cümlesi ile hayal kırıklığını dile getirdi.
ALTIN MADALYASINI OHIO NEHRİ'NE FIRLATTI
Zaferinin ardından gittiği bir restorana ten rengi nedeniyle alınmamasına kızan Ali, kazandığı altın madalyayı Ohio Nehri'ne fırlattı. ABD'li boksör, emekliye ayrılmasından yıllar sonra olimpiyat ateşini taşıdığı 1996'da Atlanta'da düzenlenen oyunlarda aldığı ödülle, kaybettiği madalyaya yeniden kavuştu.
ALTIN KEMERE 4 YILDA UZANDI
İlk profesyonel maçında, 29 Ekim 1960'da Tunney Hunsaker'ı yenen Muhammed Ali, aralarında döneminin önemli boksörleri Tony Esperti, Jim Robinson, Donnie Fleeman, Alonzo Johnson, George Logan, Willi Besmanoff, Lamar Clark, Doug Jones ve Henry Cooper'ın da yer aldığı rakiplerini de mağlup etti. Profesyonel boks hayatının ilk üç yılı boyunca ringde çıktığı 19 maçın 15'ini nakavtla kazanan Ali, hızlı yükselişiyle boks camiasının da dikkatini çekti.
İLK BÜYÜK ZAFERİ
Müsabakalarda alaycı ifadeler kullanarak psikolojik açıdan rakiplerinin üzerinde baskı kurmasıyla ünlenen Muhammed Ali, dönemin ağır sıklet boks şampiyonu Sonny Liston ile unvan maçına 25 Şubat 1964'te Miami'de çıktı.
'KELEBEK GİBİ UÇARIM, ARI GİBİ SOKARIM'
Karşılaşma öncesinde düzenlediği basın toplantısında ünlü 'Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım.' ifadesini kullanan Ali'nin performansı, kesin favori olarak gösterilen ABD'li Liston karşısında büyük heyecan uyandırdı. Liston'un, 7. rauntta aldığı darbelerin ardından çıkamaması üzerine galip ilan edilen Muhammed Ali, böylece ilk altın kemerine henüz 22 yaşında uzandı.
HAYALET YUMRUK
Liston ile 1965'in Mayıs ayında rövanş maçına çıkan Muhammed Ali, ilk rauntta yaklaşık 2 dakika içinde rakibini devirerek unvanını korudu. Muhammed Ali'nin rakibinin devrilmesine yol açan darbesi o kadar hızlıydı ki; boks tarihine 'hayalet yumruk' olarak geçti.
61 MAÇTA 56 ZAFER
Muhammed Ali, amatör olarak katıldığı 167 maçın 161’ini kazanarak bu alanda bir rekora imza attı. Profesyonel döneminde yaptığı 61 maçta sadece 5 kez yenilen, olimpiyat ve dünya şampiyonu olan Muhammed Ali, 37'si nakavt olmak üzere 56 maçını kazandı.
22 YAŞINDA MÜSLÜMAN OLDU
Henüz 22 yaşındayken 1964'te Sonny Liston’u yenip en genç Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonu olan Muhammed Ali, zaferinin ardından İslam dinini seçti. Ali'nin İslam diniyle ilgisi, Wallace D. Fard Muhammad tarafından ABD'de kurulan 'İslam Milleti' adlı siyahi harekete 1964'te katılmasıyla ortaya çıktı.
İlk olarak kendisine 'Cassius X' adını veren ünlü boksör, daha sonra ise Muhammed Ali adını seçerek Müslüman olduğunu açıkladı. Ali, dönemin Afro-Amerikan Müslüman siyasi temsilci ve insan hakları savunucusu Malcom X ile yakın ilişkiler kurarken, İslamiyet'in doğru tanınması ve yaygınlaşması amacıyla çeşitli çalışmalarda bulundu. Muhammed Ali, 1972 ve 1988 yıllarında iki kez hacca gitti.
VİETNAM SAVAŞI'NA GİTMEYİ REDDETTİ
Siyahilerin birçok temel haktan mahrum olduğu 1960'ların ABD'sinde aynı zamanda Müslüman da olan Muhammed Ali, ABD hükümeti tarafından 1966'da acil koduyla Vietnam Savaşı'na çağırıldı.
'Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.' diyerek Vietnam Savaşı'na gitmeyi reddeden Ali, 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı, pasaportu ve unvanları elinden alındı. Kararı ABD Yüksek Mahkemesi'nde temyiz eden Ali, 3.5 yıl boyunca bokstan uzak kaldı ve dava süresince ciddi maddi sıkıntı içine girdi. 1971'de, Yüksek Mahkeme'deki temyiz davasını kazandı.
3 DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU
1971'de Joe Frazier ile 'asrın maçı' olarak adlandırılan müsabakaya çıkan Muhammed Ali, profesyonel boks kariyerinde ilk defa bir maçı kaybetti. Ali, aynı yıl bir kez daha karşılaştığı Joe Fraizer'ı bu sefer yenerek, dünya ağır sıklet boks şampiyonu unvanını geri aldı.
Muhammed Ali, 1974 yılındaki ikinci büyük zaferini, iri fiziği ve o güne kadar tüm maçlarını kazanmasıyla dönemin en güçlü boksörü olarak gösterilen George Foreman karşısında aldı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa'da düzenlenen ağır sıklet unvan maçında rakibini 8. rauntta deviren Ali, yeniden dünya şampiyonluğunu ilan etti.
'SİYAHİLER ÖZGÜR OLMADIKÇA BEN ÖZGÜR OLAMAM'
Muhammed Ali'nin bazı efsane sözleri:
'Birçok siyah insanın başı dertte. Ama onlar özgür olmadıkça ben de özgür olamam.'
'Ben Amerika’yım. Tanımadığınız yönüyüm onun. Alışın bana. Siyah, öz güvenli, kendinden emin. Benim adım bu, sizin değil. Benim dinim, sizin değil. Benim amaçlarım, sizin değil. Alışın bana.'
'Tek yapabileceğim doğruluk ve dürüstlük için dövüşmek. Hiç kimseyi kurtaramam. Süpermen bir bilim kurgu karakteri, ama ben gerçeğim.'
ONA İLK SARILAN BEYAZ ADAM TÜRK'TÜ
Londra’da bir unvan maçına gidiyordu Muhammed Ali. Rakibi ise, Henry Cooper’di. Kraliçe Elizabeth, maçtan önce Cooper’i saraya davet etmiş, ancak Muhammed Ali’yi kabul etmemişti. Muhammed Ali bu konu ile ilgili sadece, “Maçı alıp boksörlerin kralı olacağım” dedi.
Bu sıradanlaşmış olaydan başka yaşananlar da sarsıcıydı; burası Muhammed Ali’nin hayatında bir dönüm noktasıydı gerçekten. Çünkü burada ilk kez bir Türk’le tanışacaktı; Nevzat Yalçıntaş ile.
İslam Enstitüsü, Nevzat Yalçıntaş’tan Londra’da, Muhammed Ali’ye eşlik etmesini istemişti. Muhammed’i aradı, ondan otelin adresini aradı. Yalçıntaş, günlerden Pazartesi, saat 10.00’da, otelin lobisine vardığında Muhammed, diğer boksörlerle birlikte oradaydı. Kardeşi Rahman da yanındaydı. Kendisini Muhammed’e telefonda tarif etmiş; karşı bir tarife gerek duymamıştı. Muhammed Ali’yi görür görmez tanıyacağından emindi; tanıdı da.
Muhammed Ali de lobide Yalçıntaş’ı fark etti ve ona doğru yürümeye başladı. Sonra sıradan bir şey oldu. Tüm dünya için koşulsuz sevginin simgesi olması gerekecek kadar sıradan ve sevgi dolu bir andı. Muhammed Ali, Yalçıntaş’ın selamına karşılık “Aleykümselam” dedi, önce tokalaştılar ve sonra da sarıldılar. Bir an zaman durdu sanki. Muhammed Ali hiç tanımadan koşulsuz kendine sarılan bu adamı bırakmak istemiyordu. Onun için dünyadaki diğer yarısını bulmaktan farksız bir duyguydu bu…
Yalçıntaş, bedenleri ayrıldığında kendisinden 5-6 yaş kadar küçük genç adama şaşkın bakakaldı. Muhammed, herkesin şu anda 12 yaşında olduğu o anda ağladığından habersiz ve gözyaşlarını silmeye gerek duymuyordu. Yalçıntaş, bir hata yaptığı düşüncesinden rahatsız, sorarak dile getirdiğinde, Muhammed Ali, sevinç ve acıyı aynı anda ifade eden o cümleyi kurdu: “Yok. Hiçbir hata yapmadın. Bugüne kadar bana sarılan ilk beyaz sensin”…
Yok sayılmak gerçekten de bir toplam ağrı anlamına geliyordu demek ki. Muhammed Ali, tüm yaraları hem kanamış hem iyileşmiş gibiydi. Sonrası, dayanılmaz bir sessizlik…
Bu uzun çok sesli sessizliğin üzerinden bir zaman sonra Muhammed Ali, İstanbul’a gelecek, Sultanahmet’te ona saf huzuru tattıran bir Cuma namazı kılacaktı.
Erbakan ile birlikte, Sultanahmet’i dolduran on binlerce insana seslenip, sevgisini dökecek, ruhundan ruh üfleyecekti. Çünkü bu onun için inanılmazdı. Rengi hala aynıydı. Oysa karşısındaki insanlar, beyazdı…
PARKİNSON HASTALIĞINA YENİK DÜŞTÜ
Uzun süre Parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali, solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü Arizona'nın Phoenix kentindeki bir hastanede, 3 Haziran 2016 günü hayata gözlerini yumdu.