Anadolu Ajansı (AA) koronavirüsle mücadelede 112 acil servis ekiplerinin sahadaki 24 saatlik operasyon mesaisini görüntüledi. Sabah erken saatte göreve başlayan ekip, 24 saat nöbetini bir önceki günün ekibinden devralıyor. 112 ekibindeki hekim ve yardımcı sağlık personeli 24, ambulans sürücüleri ise 12 saatlik vardiyalar şeklinde çalışıyor.
Ekipler, nöbet süreleri boyunca hem Kovid-19 şüphesi olan vakalara hem de diğer acil hasta çağrılarına dakikalar içinde ulaşıyor. 112 Komuta Kontrol Merkezine Kovid-19 şüphesiyle yapılan yardım çağrılarında ekipler koruyucu tulum, galoş, eldiven, gözlük N95 maske ve siperlik takarak yola koyuluyor.
112 Acil ekipleri, tüm vakalara ulaşır ulaşmaz hem hastaya hem de aile bireylerine maske ve eldiven takarak olası bulaşıların önüne geçiyor. Sağlık ekipleri, eve girer girmez de camların açılmasını ve ortamın havalandırılması gerektiğini belirtiyor, hastayı ve aile bireylerini sakinleştirmek ve onlara güvende olduklarını hissettirmek için ellerinden gelen çabayı sarf ediyor. Evde takip edilebilecek durumdaki hastaların yakınlarına bu süreçte neler yapabilecekleri de sağlık ekiplerince titizlikle aktarılıyor.
Hastanın şikayetlerinin alınmasının ardından ateş ve tansiyon ölçümü, eşlik eden nefes darlığı öyküsü olması halinde ise akciğer dinlemesi yapılıyor. Hastaneye güvenle teslimi yapılana kadar da ekipler, hastanın başından bir an olsun ayrılmıyor.
Kovid-19 pozitif ya da şüphelisi bir vakanın taşınmasının ardından ise ekiplerin ikinci bir mesaisi başlıyor. Ekipler, komuta kontrol merkezine, hastanın tesliminin yapıldığını, 1 saatlik temizlik ve havalandırma işlemine başlamak için uygun olunduğunu belirten anonsu geçiyor. Ekip, tüm ambulansı en ince ayrıntısına kadar temizledikten sonra bir süre havalandırma işlemi için tüm kapı ve camları açık bırakıyor. Tüm işlemlerin tamamlanmasıyla yeni vaka için hazır hale geliniyor.
- 'DURUMU AĞIRLAŞAN AMCANIN SÖZLERİNİ UNUTAMIYORUM'
Ankara Acil Sağlık Hizmetleri istasyonundaki görevli hekim Meltem Tunç, zorlu ve yorucu bir mesai süreçlerinin olduğunu belirterek 'Vakalara gittiğimizde riskli bir temas olup olmadığı bizi korkutuyor. Her şüpheli Kovid-19 vakası sonrasında sürekli kendimize dezenfekte işlemi yapıyoruz.' dedi.
Nöbet sonrası kendisini bir gün boyunca çevresinde izole etmeye çalıştığını anlatan Tunç,
'Bu süreçte ben de aileme bulaştırmaktan çok korkuyorum. Nöbetten çıktığım gün, kendimi izole ediyorum. Sonraki günlerde de sokağa çıkmıyorum. Hem kendimi hem de ailemi korumaya çalışıyorum. Vakalara koruyucu tulumlarla gittiğimizde insanlar bizden çok korkuyorlar ve sokaktaki insanların çoğu balkonlara çıkıyor. Bizim mahallemizde pozitif insanlar mı var, sağlık personeli geldi diye merak ediyorlar. Komşularım dahil bizden bile korkan insanlar oluyor. Sağlık personeli olduğumuz için pozitif olduğumuzu düşünenler var. Koruyucu tulumları biz hem kendi sağlığımız hem de hastalarımızın sağlığı için giymek zorundayız. Hastalarımıza çoğu zaman bunun korkutucu bir şey olmadığını açıklamaya çalışıyoruz. ' diye konuştu.
Tunç, unutamadığı bir olayı ise 'Gittiğim vakalardan birinde, hastaneler arası nakil alacağım bir hastaydı. Karı koca yan odalarda yatan bir amcamız, durumu ağırlaşınca bir üst merkeze nakli gerçekleştirilecekti. Bu esnada eşinin kimliği kendisinde kaldığı için eşine vermesi gerekiyordu. Kapıyı çaldı ve 'Hakkını helal et hanım benim durumum ağırlaşmış, bir daha geri dönemeyebilirim' dedi. Bu bizi çok etkiledi.' diye anlattı.
Doktor Tunç, vatandaşların yapılan çağrılara sıkı bir şekilde uyum sağlamasıyla sürecin daha rahat aşılabileceğini söyledi.
- 'İYİLEŞEN HASTALARI DUYMAK UMUT VERİYOR'
Yardımcı sağlık personeli olarak görev yapan Songül Özdemir ise
'Nöbetten çıktığım ilk gün, mümkün olduğunca aileme yaklaşmamaya çalışıyorum. Kendimi pozitif olarak değerlendirip, onlara da bulaştıracağım korkusu oluyor. O nedenle mümkün olduğunca fazla yaklaşmamaya çalışıyorum. Sağlık Bakanımızın açıkladığı iyileşen vakaların sayısını gördükçe bu bana bir motivasyon oluyor. Kovid-19 vakaları ile ilk biz karşılaştığımız için hastalarda korku ve endişe oluyor. Vakalarımızın hekimlere ve sağlık personellerine güvenmelerini istiyoruz.' ifadelerini kullandı.
- EŞİ SURİYE'DE KENDİSİ KORONAVİRÜSLE MÜCADELEDE
Paramedik ambulans sürücüsü Neşe Güven Ceylan eşinin Suriye'de görevli olduğunu ve bu süreci tek başına yaşadığını söyledi.
Eşinin Suriye'nin Afrin kentindeki görevi nedeniyle yalnız olduğunu anlatan Ceylan, şöyle konuştu:
'Bu durum vakalardan sonraki süreçlerde izole bir hayat sürmem için yardımcı oldu. Bu süreçte en azından herhangi bir bulaşım olmayacağı için bir problem yaşamadım, Ankara'da yalnız yaşamam, aile bağlarımın Ankara'dan uzakta olmasından dolayı herhangi bir etkilenme süreci yaşamadım. Psikolojik olarak ilk dönemde özellikle Kovid-19 pozitif vakalarına gittiğimizde tedirgin oluyordum. Çevremizin bize biraz yaklaşımları farklı olabiliyor, aynı apartmanda yaşadığımız kişiler tedirgin olabiliyor. Yapmış olduğumuz testler doğrultusunda, testleri de çevremizdeki dostlarımızla paylaştığımızda, bu süre zarfında bizim ne kadar güvenli tedbirler aldığımızı özverili olduğumuzu gördüklerinde çevremizdeki kişilerden de olumlu tedbirler aldığımı söyleyebilirim.'
- 'OĞLUMLA 2 AYDIR İNTERNETTEN GÖRÜŞÜYORUZ'
Ambulans şoföre Mevlüt Bal ise salgın nedeniyle evine gidemediğini dile getirerek,
'Benim 3 yaşında bir oğlum var ve biz oğlumla ortalama 2 aydır internet üzerinden görüntülü görüşmekteyiz. Bu süreçte beni iyi motive eden olay ise oğlumun evinde sağlıklı bir şekilde kalıp, büyüdüğünü görmek. Bu süreçte halkımızın bize vermiş olduğu destek, bizi çok onurlandırdı. Balkonlara çıkarak o alkış seslerini bize duyurdukları için onlara çok teşekkür ederiz.' dedi.