İstanbul’un en çok ziyaret edilen eserlerinden birisi olan Ayasofya her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlıyor. 86 yıldır müze statüsünde bulunan Ayasofya'nın tekrardan cami olarak ibadete açılması için Danıştay kararı bugün açıklandı. Ayasofya'da bu sene 29 Mayıs İstanbul’un fetih yıl dönümünde 86 yıl sonra ilk defa ezan okundu. Peki Ayasofya neden müzeye çevrildi? İşte Ayasofya ile ilgili tüm merak edilen detaylar…
Ayasofya'nın tekrardan ibadete açılması için Danıştay kararı açıklandı. 2 Temmuz’daki duruşmada tarafları dinleyen Danıştay Ayasofya'nın müzeye çevrildiği kararı iptal etti. Yani Ayasofya yeniden cami olacak...
Daire, 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti, Ayasofya 86 yıl sonra yeniden cami olacak.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre Danıştay’ın verdiği kararın 30 gün içerisinde yerine getirilmesi gerekiyor.
AYASOFYA NE ZAMAN YAPILDI?
Ayasofya Bizans İmparatoru 1. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında dönemine göre 5 yıl gibi kısa bir sürede İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü.
AYASOFYA'NIN CAMİYE DÖNÜŞÜMÜ
916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir.
29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında, Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi.
İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti.
1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı.
1481'de ilk minaresi inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta geçen Sultan İkinci Bayezid zamanında bir minare daha dikildi.
1509'daki büyük İstanbul depreminde ilk yapılan minare yıkıldı, yerine tuğladan bir minare yapıldı.
Diğer iki minare de Sultan İkinci Selim zamanında, Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edildi. Bu sebeple Ayasofya'nın farklı zamanlarda yapılan 4 minaresi birbirinden farklı.
İkinci Selim'in türbesi Ayasofya içindeki ilk padişah türbesi oldu. Ayasofya'da, içinde padişahların, eşlerinin ve şehzadelerin de yer aldığı 43 farklı türbe bulunuyor.
Bunların arasında Sultan Üçüncü Murat, Sultan Üçüncü Mehmet, Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan da var.
AYASOFYA NE ZAMAN MÜZE OLDU?
1453’te camiye çevrilen Ayasofya birçok defa restore edildi. 1930 ile 1935 yılları arasındaki restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatılan Ayasofya Bakanlar Kurulu’nun 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrildi.
AYASOFYA NEDEN MÜZEYE ÇEVRİLDİ?
Ayasofya 3 Kasım 1934’te, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığındaki vekiller heyeti kararıyla müzeye çevrildi.
Ayasofya muhtelif talep ve politik baskılara karşı müzeye çevrilmiştir.
Tarih profesörü İlber Ortaylı'nın verdiği bilgilere göre; Ayasofya’nın müze haline getirilişinin arkasındaki dış siyasi baskıların varlığı veya etkinliği henüz bilinmiyor ama bu eser hiçbir dini cemaatin ayinine açılmamak kararıyla bir dönüşüm yaşamıştır.
1923'te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931'de kapatıldı. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı.
1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi.
Ayasofya aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
AYASOFYA'DA İLK CUMA NAMAZI SEVİNCİ
Evliya Çelebi, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra Ayasofya'daki ilk cuma namazının sevincini 'Evvela cuma gününde bütün gaziler hazır olup salalar okunup, müezzinler 'innallahe ve melaiketehu' ayetini hazin bir sesle okumaya başlayınca Akşemseddin Hazretleri,Sultan Mehmet'in koluna girip büyük bir saygı ile minbere çıkarıp yüksek sesle 'Alemlerin Rabb'ine hamdolsun.' deyince büyük gazilere bir hal olup bir sevinç feryadı koptu.' diyerek anlatır.