Sivas'ın Hafik ilçesi Bahçecik Köyü'nde yaşayan Bahçeçik ailesi, Atatürk'ün hediye ettiği arazinin mera vasfının değiştirilerek kendilerine iadesi için 67 yıl hukuk mücadelesi veriyor. Davanın hikâyesi bundan 100 yıl öncesine uzanıyor.
Eşi defalarca 'Neden durumumuzu Paşa'ya söylemedin' dese de içerisinde bulunduğu durumu Atatürk'e anlatmak istemedi. Bunun üzerine eşi Kamer Bahçecik, Atatürk'e bir mektup yazıp durumlarını anlattı.
MERA OLARAK KAYDEDİLDİ
Koşutdere ve Bahçecik köylerindeki araziler, 1956'da tapu komisyonu tarafından ekilip biçilmediği için mera olarak kaydedildi. Uzun yıllar önce İstanbul'a taşınan ve köyden uzak yaşam süren Abdulkadir Bahçecik, durumu öğrenince Sivas'a dönerek dava açtı.
1956/168 esas numarasıyla Hafik Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava bitmeden Abdulkadir Bahçecik hayatını kaybetti. Davayı devralan oğlu Turan Bahçecik, arazinin bir bölümüne 600 kavak ve söğüt ağacı dikti.
Bir bölümünü de ekip biçmeye başladı. Ancak onun ömrü de davanın sonuçlanmasına yetmedi. Mücadeleyi şimdi onun oğlu Yusuf Bahçecik sürdürüyor.
Sabah'a konuşan Yusuf Bahçecik, 'Bu arazi savaş meydanlarında çarpışan istiklal gazisi dedeme Atatürk tarafından verildi. Dededim köyde olmadığı dönemde tapu komisyonu, bu arazileri mera zannederek öyle kayıt etmişler.
Dedem elindeki tapuları gösterip araziyi geri almak için dava açmış. Hukuk mücadelemiz 67 yıldır sürüyor. Bu dava artık bizim için bir onur meselesi oldu. 3 kuşaktır süren davayı ben ölürsem kızım Özge yürütecek. Bizim için önemli olan arazilerin Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmesi.
Davanın bir an önce karara bağlanmasını istiyoruz' diye konuştu. Özge Bahçecik ise, Atatürk tarafından hediye edilden arazinin kendileri için maddi değerinden çok manevi değerinin bulunduğunu söyledi.
YEREL MAHKEMENİN ALEYTE KARARINI YARGITAY BOZDU
Hafik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ailenin aleyhine karar vermesine rağmen, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı bu kararı Hafik Asliye Hukuk Mahkemesi 1956/168 esas ve 2005/46 esas sayılı dosyalardaki krokilerin uygulanarak, dava konusu edilen taşınmazları kapsayıp kapsamadığının tespit edilmesi talebiyle bozdu.
Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2021/419 dosya numaralı tapu iptal ve tescil davasında 4 kez yerinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu da istendi.
Son olarak Ziraat Yüksek Mühendisi Emrullah Kesim ile Jeoloji Mühendisi Semet Özatalay tarafından 21 Temmuz 2023'te hazırlanan bilirkişi raporunda, dosyalardaki krokilerde arazilerin benzerlik gösterdiği yönünde görüş bildirildi.
TÜRKİYE'NİN EN UZUN SÜREN DAVASI
Ailenin avukatı Fehat Çakır; 67 yıldır devam eden bu dava Türkiye'nin en uzun davasıdır. Daha önce rekor 65 yıl ile bir başka davaydı.
Kadastro davaları dünyanın her yerinde uzun yıllar, hatta bir ömür boyu sürebiliyor. Mesela o dönemlerde verilen tapularda metrekare yok, ölçü yok.
Tapularda ırmağın kenarından dağın yüzüne kadar kısım diye yer belirtiliyor. Günümüz mahkemeleri de bunları çözmekte zorlanıyor' dedi.
Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen 2021/419 dosya numaralı tapu iptal ve tescil davasında 4 kez yerinde keşif yapılarak, bilirkişi raporu da istendi.
Son olarak Ziraat Yüksek Mühendisi Emrullah Kesim ile Jeoloji Mühendisi Semet Özatalay tarafından 21 Temmuz 2023'te hazırlanan bilirkişi raporunda, dosyalardaki krokilerde arazilerin benzerlik gösterdiği yönünde görüş bildirildi.
TÜRKİYE'NİN EN UZUN SÜREN DAVASI
Ailenin avukatı Fehat Çakır; 67 yıldır devam eden bu dava Türkiye'nin en uzun davasıdır. Daha önce rekor 65 yıl ile bir başka davaydı.
Kadastro davaları dünyanın her yerinde uzun yıllar, hatta bir ömür boyu sürebiliyor. Mesela o dönemlerde verilen tapularda metrekare yok, ölçü yok.
Tapularda ırmağın kenarından dağın yüzüne kadar kısım diye yer belirtiliyor. Günümüz mahkemeleri de bunları çözmekte zorlanıyor' dedi.