Aydemir, AA muhabirine, siyasi çalışmaları ve annelik deneyimine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Anne olmanın hayatındaki en anlamlı ve en özel deneyimlerden biri olduğunu ifade eden Aydemir, ancak üstlendiği bu yeni rolü Meclis çalışmaları gibi yoğun bir tempoyla birleştirmenin kolay olmadığını belirtti.
Hamileliği sürecinde son güne kadar sahada çalışmalarına devam ettiğini anlatan Aydemir, 'Annelik ve vekilliğin birleştiği günlerde sürece adapte olmam biraz zor oldu. Ama şunun farkındayım; nasıl başlarsan öyle gider. Evladımız 40 günlük olana kadar hem onun hem benim sağlığım için biraz bekledik. Ancak 40 günü bitirdikten sonra Meclis'e, sahalara geri dönmeye başladım. Çünkü sorumluluğumun farkındayım. Halkımıza vermiş olduğumuz sözler var, o yüzden hızlı başladık.' diye konuştu.
Bu süreçte aile büyüklerinin kendisini yalnız bırakmadığını ve sürekli desteklediğini belirten Aydemir, 'Onların desteği olmasa bu süreç daha zorlaşabilirdi. Ama bu yoğun süreci, annelerimiz sayesinde atlatmış olduk.' dedi.
Güçlü bir anne ve güçlü bir milletvekili olmayı hedeflediğini dile getiren Aydemir, kadınların aynı anda bir çok sorumluluğu üstlenebilme ve yerine getirebilme becerisine sahip olduğunu göstermek istediğini söyledi.
Bu yolculuğunun hem öğretici hem de değerli bir deneyim olacağını dile getiren Aydemir, 'Çünkü biliyorum ki burada yaşayacağım deneyim, bizden sonrakiler için büyük bir iz bırakacak. Onlar da açtığımız yolda başarıyla devam edecek.' ifadesini kullandı.
Bebeğini kucağına aldıktan sonra ilk olarak 2025 yılı bütçe görüşmelerine katılmak üzere geçen haftalarda Meclis'e geldiğini anlatan Aydemir, 'Bundan sonra bebeğim hep yanımda olacak. Çünkü onunla olmak ve ona vakit ayırmak istiyorum. Bir seçim yapmak yerine onunla bir şeyleri öğrene öğrene bu yola devam etmek istiyorum.' dedi.
Aynı anda birçok sorumluluğu yerine getirmeyi yeni öğrenmediğini kaydeden Aydemir, 'Çok yoğun bir lisans hayatım oldu; iki bölümü aynı anda okudum. Üniversiteyi bitirdiğimde de hem evlilik, hem de vekillik sürecim aynı anda oldu. AK Parti Genel Merkez Gençlik Kollarında genel başkan yardımcılığı görevim de vardı. Bir yanda saha çalışmaları bir yanda evin sorumlulukları bir yanda Genel Merkez'de Gençlik Kollarında yapmış olduğum çalışmalar, hepsini aynı anda yürütebiliyordum. Ayrı bir birey olarak yanımda birinin olması ve o bireyin daha kendini ifade edememesi tabii ki ayrı bir sorumluluk.' değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bu rollerin, sadece kişisel sorumluluklardan ibaret olmadığına işaret eden Aydemir, bu görevlerinde başarılı olmak, gençlerin siyasette ve toplumsal hayatta daha fazla yer alması için öncülük etmek istediğini belirtti
AK Parti'deki genç milletvekili sayısına dikkat çeken Aydemir, 'Biz biliyoruz ki bizden önce Meclis sıralarında oturan genç vekiller, eğer o günlerde güzel işler yapmasalardı partimizde bu kadar yer alamayabilirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde gençlik siyasetinde adeta bir devrim gerçekleşti.' diye konuştu.
Milletvekili olmak isteyen kadınların 'Aile kurarsam, anne olursam milletvekili olamam' düşüncesine kapılmaması gerektiğini söyleyen Aydemir, anneliği ve kariyeri bir arada yürütmenin mümkün olduğunu gençlere göstermek istediğini dile getirdi.
Öncelik sıralamasında ilk olarak 'anne' olduğunu vurgulayan Aydemir, 'Ben bu yola güçlü bir şekilde devam edeceğim, bebeğimle devam edeceğim. O, benim her zaman yanımda olacak.' dedi.
Milli ve manevi değerlerine bağlı, hakikati haykıran, doğru tarafta yer alan, cesur bir çocuk yetiştirmek istediğini kaydeden Aydemir, 'Bugün, ben bir milletvekili olarak genç arkadaşlarımın daha bilinçli olması için gerek Filistin gerek diğer konuları anlatmaya gayret ettim. Evladımın da daha bilinçli olması adına bunu bir miras olarak bırakmak istiyorum. Üstat Sezai Karakoç'un dediği gibi 'O çocuğu bekliyoruz. Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, diriltecek çocuğu.' O beklenen çocuğun olması için onu güzel bir şekilde yetiştiren bir anne olmak istiyorum.' diye konuştu.
- 'İYİ YETİŞEN BİR NESİL, DÜNYAYI VE TOPLUMU DEĞİŞTİREBİLECEK BİR GÜCE SAHİPTİR'
Bir anne, kadın için en kutsal vazifelerden birinin de bir çocuğu hayata hazırlamak, topluma iyi bir insan kazandırmak olduğunu dile getiren Aydemir, iyi bir nesil olmadan güçlü bir toplumun var olmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Çocukların, geleceğimizin aynası olduğunu vurgulayan Aydemir, 'Onlara doğru bir eğitim vermek, vicdanlı ve ahlaklı bireyler olarak yetişmelerini sağlamak bizim en büyük sorumluluğumuzdur. Çünkü iyi yetişen bir nesil, sadece ailelerini değil, dünyayı ve toplumu değiştirebilecek bir güce sahiptir. Bugün hepimizin ilham aldığı büyük liderlerin, güçlü şahsiyetlerin arkasında, onları sevgiyle, sabırla ve inançla yetiştiren bir anne olduğunu unutmamalıyız. Recep Tayyip Erdoğan'ı yetiştiren bir annenin hikayesi bunun en güzel örneklerinden biridir.' değerlendirmesinde bulundu.
Gençlere iyi bir örnek olmak istediğinin altını çizen Aydemir, 'Ben kendi hikayemle aslında genç arkadaşlarıma şunu demek istiyorum: 'Hem güçlü bir anne hem güçlü bir eş hem de güçlü bir unvana sahip olabilirsiniz.' ifadelerini kullandı.
Genel Kurul çalışmaları ve Meclis'teki diğer çalışmaları sırasında bebeğinin onu odasında beklediğini anlatan Aydemir, partisinin grup toplantılarına bebeğiyle katılmak istediğini ancak kış ayları olması nedeniyle onun sağlığını düşündüğü için bunu biraz ertelediklerini söyledi.
TBMM'de Genel Kurul çalışmalarına da bebeğiyle katılmak isteyen Aydemir, 'Bu benim hamileliğimin ilk günlerinde araştırdığım bir konu. Avrupa Parlamentosu'nda bunun örnekleri sıkça yaşanmış. Ben Türkiye Parlamentosu'nda da yaşanması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'de bununla alakalı bir girişim olmamış. Buna ilişkin aykırı bir metin yok ancak destekleyici bir metin de yok. Ben kendimi şu şekilde savunuyorum; o, bana bağımlı, ben de işim bağımlıyım; nasıl işim bensiz olmuyorsa o da bensiz olmuyor; o zaman Genel Kurul'a bence onu da sokmalıyım. 2025'te Meclis'te bir sürpriz yaşanır diye ümit ediyorum.' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ismini koyduğu Yusuf Tayyip bebek, annesi Zehranur Aydemir'in girişimleri sonuç verirse, milletvekillerinin çalışmaları sırasında TBMM Genel Kurul Salonu'na giren ilk bebek olacak.