67 yıl önce küçük bir dükkanda baklava üretimi ile başlayan Seyidoğlu markasının hikayesi, bugün 40 ülkeye ulaşmış durumda. Hadımköy’deki üretim tesisinde üretim yapan Seyidoğlu, İngiltere’den Çin’e kadar 400 çeşit ürün ihraç ediyor. 40 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyleyen Seyidoğlu Genel Müdürü Mehmet Göksü“Kuzey Afrika, Almanya, Fransa, İngiltere, Bosna Hersek, Kıbrıs, Tayvan, Çin, Kolombiya’ya ürün satıyoruz, bunlar gibi bir çok ülke daha var. İsrail’e Seyidoğlu dışında fason markaların da üretimini yapıyoruz. İhracat hacmimiz 5 milyon dolar. Helva, reçel, tahin, pekmez ve fındık kreması yolluyoruz. Kuveyt’e ürün yolluyoruz. Orada tahin pekmezin beraber yenildiğini bilmiyorlardı. Bu iki ürünün beraber yenildiği onlara öğrettik ve sonra büyük bir satış başarısı yakaladık” dedi.
Seyidoğlu markasının doğuş hikayesini anlatır mısınız?
Seyidoğlu markası 1952 yılında rahmetli Habeş Seyidoğlu tarafından kuruldu. İlk önce baklava üretimi ile başlıyor süreç. 1990’lı yıllarda Necati Göksu, helva-reçel-tahin ve pekmez üretimine de başlıyor. Bir süre sonra baklava ve helva-reçel yapanlar ayrılıyor. Helva ve reçel üretimi günde 100-150 kiloları bulunca, daha da büyümek adına marketlere giriliyor. Ardından kurumsallaşma süreci başlıyor. Mağazalar açılıyor. Fabrika kuruluyor.
Kaç ülkeye ihracat gerçekleştiriyorsunuz?
40 ülkeye ihracatımız var. Kuzey Afrika, Almanya, Fransa, İngiltere, Bosna Hersek, Kıbrıs, Tayvan, Çin, Kolombiya’ya ürün satıyoruz. Güney Amerika’da marmelat kültürü var, bizim reçelleri de çok sevdiler. Onlara daha kıvamlı özel ürünler üretip, yolluyoruz. Bu yıl ihracata daha çok yatırım yaptık. Irak’ta da tahin satışlarımız oldukça iyi. İsrail’e helva satıyoruz, onlar bu ürünü iyi tüketiyorlar. İsrail’e Seyidoğlu dışında fason markaların da üretimini yapıyoruz. İhracat hacmimiz 5 milyon dolar. Helva, reçel, tahin, pekmez ve fındık kreması yolluyoruz. Kuveyt’e ürün yolluyoruz. Orada tahin pekmezin beraber yenildiğini bilmiyorlardı. Bu iki ürünün beraber yenildiği onlara öğrettik ve sonra büyük bir satış başarısı yakaladık. Yurt dışındaki fuarlara katılarak, orada ürünlerimizi tanıtıyoruz. İhracat ekibimiz ellerinde çanta ile ülke ülke gezerek ürünlerimizi tanıtıyorlar. Afrika pazarında da oldukça etkin bir haldeyiz.
Ürün sattığınız ilginç ülkeler var mı?
Her Türk ürününe Yunan patenti almayı alışkanlık haline getiren Yunanistan’a bile helva satıyoruz. Yunanistan helva ve baklavamıza sahip çıkıyor ama onlara ürün satmamız çok güzel. Yunan helvası, bizimkine çok yakın. Onlarda da helva bilinirliği var. Özellikle kış aylarında ekim kasım gibi başlayıp mart ayına kadar yoğun şekilde onlara helva satıyoruz. Şu an için baklava talebi de var ama bizim bir çalışmamız yok. İlerleyen dönemde Yunanistan’a bir fabrika kurmak istiyoruz ki Avrupa’ya ihraç için Avrupa Birliği’nin sağladığı faydalardan yararlanmak istiyoruz.
Mağazalaşma atağı sürecek
Fabrika dışında mağazalaşma yatırımları sürecek mi?
Şu anda mevcut 15 mağazamızda yenileme çalışmalarını devam ettiriyoruz. Premium alanda üretim yaptığımız Sultanbacı markasını baklava üretimi ve mağazalaşma çalışmalarında lokomotif olarak kukllanıyoruz. Sultanbacı markasıyla tatlı sektöründe pazar liderliğine ulaşmak istiyoruz.
‘El değmeden üretim yapıyoruz’
Üretimde Ar-Ge ve inovasyona ne kadar önem veriyorsunuz?
Firma olarak ilk yola çıkışımız helva ve reçel ile oldu. Son yıllarda pekmeze karşı büyük ilgi var. Şuanda 4 olan pekmez çeşidimizi 10’a çıkaracağız. Daha önce üretilmemiş pekmezleri tüketiciye sunacağız. Yeni tesisimizde son teknolojiye sahip robotlarla pekmez, pasta ve yeni tatlı çeşitlerimizin üretimini yapacağız. Mevcut fabrikamızda da endüstri 4.0 temelli üretim yapıyoruz. Üretimi el değmeden gerçekleştiriyoruz.
Yeni yatırım olacak mı?
2018 yılını ekonomik durgunluğa rağmen yüzde 10 büyüme ile kapattık. Bu yıl sonuda aşağı yukarı aynı büyüme oranlarını yakalayacağız. 10 milyon TL yatırım ile inşaatına başladığımız fabrikamızda 2020 yılında üretime başlayacağız. Üretim kapasitemizi iki katına çıkaran yeni yatırımla birlikte ihracatta 40 ülkeyi geçeceğiz. 400 olan ürün çeşidimizi de 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Ekonomide yaşanan durgunluk ortamının 2020 yılı itibariyle sona ermesini bekliyoruz.
Şeker yerine glikoz şurubu konulmaz
Gıdadaki hileyi büyük firmalar ismini lekelemek adına yapmaz. Ama bunu meslek haline getirenler var. İnsanların sağlığı ile oynamak bu kadar ucuz değil. Biraz daha para kazanmak adına şeker yerine glikoz şurubu koymanın anlamı yoktur. Bence bu tür hilekarlara yönelik maddi cezalar artırılmalı. Böylece gıdada taklidin ve hilenin önüne geçilebileceğini düşünüyorum.
Afyon’a yumuşak helva Adana’ya büyük paket
İç pazarda durum nedir? İllere özel ayrı üretim var mı?
Türkiye’de de her ilde bir yöresel marka var. Biz Marmara Bölgesi’nde 10 noktanın 8’inde varız. Anadolu’ya da her ile damak tadına uygun olarak üretim yaparak satış gerçekleştiriyoruz. Bölgenin lezzetine göre de çalışmalarımız var. Afyon’da daha yumuşak helva, Adana’da daha büyük paketler yapıyoruz. İllere göre özel paketler hazırlamak her zaman müşterimizi özel hissettiriyor. Bu arada yeni ürünlere de ağırlık verdik. Türkiye’de kuru incir reçeli çok tanınmazdı. Ama biz bunu dünyaya tanıttık. Bu ürünü de Almanya’dan öğrendik. Baktık ki bu konuda büyük bir talep var. Biz de bunu denemek istedik. Şimdi kuru incir reçelini hem Türkiye’de satıyoruz hem de İngiltere’de çok sevildi. TARİŞ’ten aldığımız incirleri Avrupa’ya yolluyoruz. Hem incir tatlısı hem de incir reçeli olan bu ürün çok rağbet gördü. Ayrıca tahin ve pekmez de büyük ilgi görüyor. Tahin ile yapılan yemekler de artınca, bu ürünün tüketimi de birden arttı.