"Türk Lirası Mevduatı Teşvik Etmeye Yönelik Düzenlemelerin Faizlere Etkisi" başlıklı analizde, yeni politika çerçevesinde kur korumalı mevduat (KKM) ve gerçek kişilere ait dövizden dönüşümlü mevduat hesaplarının (DDM) kademeli olarak TL mevduata dönüştürülmesinin, yabancı para (YP) cinsinden mevduata geçişlerin asgari düzeyde tutulmasının ve bankaların TL mevduat payının yükseltilmesinin hedeflendiği belirtildi.
18 Ağustos'ta 3 trilyon 408 milyar TL'ye yükselen toplam KKM ve DDM bakiyesinin, düzenleme sonrasında 1 Aralık'a kadar olan sürede 694 milyar TL azalarak 2 trilyon 714 milyar TL seviyesine gerilediği ve KKM ve DDM'nin toplam mevduattaki payının yüzde 26,2'den yüzde 19,2'ye düştüğü bilgisi verildi.
Analizde, söz konusu dönemde TL mevduat faizlerinin yüzde 24,9'dan yüzde 44'e yükseldiği belirtilirken, yüksek KKM payı nedeniyle daha çok TL'ye dönüşmesi gereken mevduatı olan bankanın düzenlemeden daha çok etkilenmesinin ve TL mevduat faizini daha çok artırmasının beklendiği aktarıldı.
Düzenlemeden çok etkilenen bankaların az etkilenen bankalara göre, düzenleme sonrasında gerçek kişi TL mevduatlarında ortalama 2,5 puan daha yüksek faiz uyguladığının görüldüğü belirtildi. Düzenlemeden çok etkilenen bankaların daha yüksek mevduat faizi ödemesinin bu bankaların müşterilerinin TL mevduata dönüşlerini desteklediği ve sektör genelinde mevduat faizlerini ortalama 3,4 puan yükselttiği kaydedildi.
Kur korumalı hesapların azaltılmasına yönelik düzenlemelerin fiyatlamalara etkisinin banka düzeyinde farklılaştığı belirtilen analizde, "Düzenlemeden çok etkilenen bankaların daha yüksek mevduat faizi ödemesi, bu bankaların müşterilerinin TL mevduata dönüşlerini destekliyor. Analiz sonuçları, 20 Ağustos tarihindeki düzenlemenin kur korumalı hesapların TL mevduata dönüştürülmesini teşvik ederek makro finansal istikrarı, parasal aktarım mekanizmasını ve haziran ayında başlanan parasal sıkılaşma sürecini desteklediğini gösteriyor." ifadelerine yer verildi.
"Kur Korumalı ve Geleneksel Mevduatlara Yatırımcı Perspektifinden Bir Bakış" başlıklı blogda ise Türk lirası mevduatı teşvik edici adımların KKM yatırımcılara geleneksel TL mevduatın yanında Türk lirasında gerçekleşen değer kayıplarını telafi eden bir opsiyon sağladığı kaydedildi.
TL mevduatın göreli cazibesinin artırılmasıyla KKM bakiyelerinin azalmaya başladığı aktarılan yazıda, yatırımların TL mevduatta değerlendirilmesinin KKM'ye göre avantajlarından bahsedildi.
Opsiyonun fiyatını azaltıcı ya da faiz farklarını artırıcı gelişmelerin TL mevduatın göreli cazibesini artırdığı kaydedilirken, opsiyonun fiyatının KKM faiziyle belirlenen uzlaşı değerinden ve döviz kuru beklentileriyle şekillenen kur oynaklığından etkilendiği bildirildi.
Analizde, atılan kararlı politika adımlarının döviz kuru oynaklığını ve buna bağlı olarak opsiyonun fiyatını düşürdüğü görüşüne yer verilirken, parasal sıkılaşmanın TL mevduatın cazibesini artırdığı belirtildi.
TL mevduat payının artırılmasına yönelik 20 Ağustos sonrasında atılan makroihtiyati adımların bir yandan bankalara faiz farkını belirlemede esneklik sağlarken diğer yandan bankaları TL mevduat faizini artırmaya teşvik ettiği kaydedilen yazıda, şu ifadelere yer verildi:
"Böylece faiz farkının TL mevduat lehine açılması sağlanarak TL mevduatlara kademeli geçiş destekleniyor. Özetle, yatırımcının mevduat tercihlerinde KKM ve TL mevduatların göreli getirileri belirleyici oluyor. TCMB tarafından atılan politika adımlarıyla TL mevduatın göreli getirisinin artması KKM yenileme oranlarının gerilemesinde etkili oluyor ve vade bitiminde KKM bakiyelerinde azalma gözlemleniyor. Göreli getiri farkının bakiye değişimleri ile birlikte hareket etmesi getirilerin yatırımcı perspektifinden önemini ortaya koyuyor."