''Doğunun kapısı''na Türk dokunuşu: Avrupa'ya değil Türkiye'ye güveniyorlar

Orta Asya'nın en eski ve en görkemli şehirlerinden Taşkent'in silüeti, son yıllarda Türk şirketler tarafından yapılan modern bina ve yapılarla dikkat çekiyor.

2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından kuruluşunun 2200. yılı kutlanan Taşkent, birçok tarihi cami ve medreselerin yanı sıra son yıllarda inşa edilen yüksek ve modern binaları, park ve eğlence merkezleriyle öne çıkıyor.

1966 yılında meydana gelen yıkıcı depremin ardından büyük ölçüde yeniden inşa edilen ve "doğunun kapısı" olarak nitelendirilen Taşkent, günümüzdeki görüntüsüne eski Sovyet döneminde kavuşurken, şehrin gözdesi olan Orta Asya'nın ilk metrosu ile bölgedeki en yüksek yapı olan 375 metre yüksekliğindeki Taşkent televizyon kulesi de o dönemde inşa edildi.

Geniş cadde ve bulvarlarını da Sovyet döneminden miras alan Taşkent'in görüntüsü, son yıllarda inşa edilen yeni semt, bina, park ve diğer yapılarla birlikte büyük ölçüde değişmeye başlarken, Sovyet döneminden kalma binaların yerini farklı görüntü ve dizayna sahip yüksek, modern yapı ve gökdelenler aldı.

- ORTA ASYA'NIN EN YÜKSEK GÖKDELENİ TÜRK ŞİRKETİ TARAFINDAN İNŞA EDİLDİ

Bu çerçevede şehrin merkezindeki bir bölgede "Tashkent City" adı ile yeni bir semt inşa edilirken, Taşkent'in en uğrak yerlerinin başında gelen bu semtte, Türk, Çin ve Koreli şirketler tarafından birçok yüksek ve modern konut, iş merkezi ve binalar yapıldı.

Bu binaların arasında Türk bir şirketin inşa ettiği Orta Asya'nın en yüksek gökdeleni ayrı bir yer tutuyor. 1,5 hektarlık alanda inşa edilen 266,5 metre yüksekliğindeki gökdelen, şehrinden en uzak noktasından bile görülebiliyor.

Çağdaş dış görüntüsü ve dizaynı ile öne çıkan, bayram günlerinde Özbekistan ve Türkiye bayraklarının renkleriyle ışıklandırılarak şehre farklı bir görüntü kazandıran gökdelen, şimdiden Taşkent'in yeni simgesi haline geldi.

Taşkent'teki en yüksek iki gökdelen de Türk şirketleri tarafından inşa ediliyor. Ayrıca Türk şirketleri tarafından inşa edilen eğlence, iş ve alışveriş merkezleri, kendine özgü yapısı ve mimarisi ile şehrin en dikkat çeken binaları arasında yer alıyor.

- ÜLKENİN EN YÜKSEK ANITI TÜRK TASARIMCI TARAFINDAN TASARLANDI

2021 yılında Türk tasarımcı Sinan Turaman tarafından tasarlanan 60 metre yüksekliğindeki Bağımsızlık Anıtı, yine Türk şirketleri tarafından yapıldı. Ülkenin en yüksek anıtı olan bu yapı, Özbek halkının 3 bin yıllık tarihinin izlerini taşımasıyla öne çıkıyor.

Ülkeye gelen yabancı heyetlerin mutlaka ziyaret ederek çelenk bıraktığı anıt, milattan önceki dönemden itibaren bu topraklarda kurulan devletler, yaşayan büyük şahsiyetler, önemli gelişmeler ve bölgede gerçekleşen üç rönesansı bir arada yansıtıyor.

Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in davetiyle Turaman tarafından tasarlanan anıtta, Semerkant'taki Emir Timur Türbesi ve Registan Külliyesi, Uluğbey Rasathanesi, Buhara'daki İsmail Samani Türbesi ve Kelan (Büyük) Mescidi, Tirmiz Arkeoloji Müzesi ile El-Biruni'nin "Ay'ın Hareketleri" eserindeki unsur, desen ve motifler bulunuyor.

Anıtın ön kısmında Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Emir Timur'un türbesinden esinlenilerek yapılan mavi kubbe, kubbenin alt kısmında ise Özbek halkının 3 bin yıllık tarihini kronolojik olarak anlatan rölyef duvar bulunuyor.

Rölyef duvarda, ünlü tıp bilgini İbni Sina, "cebir ve algoritmanın babası" El-Harezmi, ünlü gökbilimci ve matematikçi El-Biruni, Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Emir Timur, imparatorluğun 4. sultanı, matematikçi ve gökbilimci Uluğbey ile öğrencisi Ali Kuşçu, ünlü şair ve devlet adamı Ali Şir Nevai, Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celaleddin Harzemşah ve Babür İmparatorluğu'nun kurucusu Babür Şah gibi önemli şahsiyetlerin heykelleri yer alıyor.

- "TÜRK ŞİRKETLERİNİN İNŞA ETTİĞİ BİNALAR TAŞKENT'İN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİ"

Özbek mimar Husan Sadıkov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda şehirde çok sayıda yüksek ve modern binaların inşa edildiğini ve bu yapıların eski Sovyet dönemi mimarisinden çok farklı olduğunu belirtti.

Sadıkov, yeni inşa edilen binaların görüntüsünün daha görkemli olduğunu kaydederek, Taşkent'teki bu görkemli binaların arasında Türk şirketlerin inşa ettiği yapıların hemen fark edildiğini anlattı.

Türk şirketleri tarafından inşa edilen binaların, çok çağdaş ve görkemli görüntü oluşturduğunu dile getiren Sadıkov, Türk şirketlerinin inşaat konusunda büyük bir deneyim ve tecrübeye sahip olduğunu vurguladı.

Sadıkov, "Türk şirketlerinin inşa ettiği binalar, Taşkent'in çehresini değiştirdi." dedi.

- "MİRZİYOYEV'İN, TÜRKİYE'YE GÜVENMESİ BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR AVANTAJ"

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Özbekistan Şubesi Kurucu Üyesi ve Başkan Yardımcısı, iş insanı Ömer Sarıkoç ise inşaat sektöründe faaliyet yapan Türk şirketlerinin son yıllarda Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in vizyonu ile Taşkent'teki inşaat projelerinde yer aldığını belirtti.

Sarıkoç, Türk şirketlerinin, ata yurdu Özbekistan'ın inşaat sektöründeki atılımlarında adeta bir lokomotif olduğuna ve bu sektörün gelişmesine önemli katkılar sağladığına işaret ederek, Türk şirketlerinin Taşkent'in bu gelişen vizyonunda birçok projeyi başarıyla gerçekleştirdiğini bildirdi.

Taşkent'te inşa edilen en yüksek 2 binanın müteahhitliğini de Türk şirketlerinin başarıyla yaptığını belirten Sarıkoç, şehirde yapımı devam eden 100'e yakın projenin büyük bir kısmının, Türk şirketleri tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

Sarıkoç, iki ülke cumhurbaşkanları arasındaki yakın ilişkilerin ülkede iş yapan Türk müteahhitlerine de pozitif etkisi olduğunu dile getirirken, Türk şirketlerine gösterilen güvenden dolayı Özbek yönetimine müteşekkir olduklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in başlattığı yeni vizyona, Türk firmalarının da ciddi katkıları olduğunu aktaran Sarıkoç, "Özellikle Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in, mimari projelerde Avrupa'daki birçok ülkeden ziyade Türkiye'ye güvenmesi, Türk mimarlık firmaları ve Türk müteahhitlerine güvenip yol açması bizim için büyük bir avantaj. Bu bize Özbekistan'da çok ciddi bir enerji veriyor." ifadelerini kullandı.