Gediz Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Ervin Gül, hangi olayların travmaya ve psikolojik sorunlara yol açtığını araştırdı. Aile bireylerinin ya da bir tanıdığın uyguladığı fiziksel şiddetin, bir yakının beklenmedik ölümüne, boşanmaya, iflasa ve işsizliğe göre daha çok ruhsal çöküntüye neden olduğu ortaya çıktı.
Gediz Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ervin Gül, doktora tezinde travmaya ve izlerine mercek tuttu. Yrd. Doç. Dr. Gül, İzmir'in 11 ilçesinde (Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak ve Narlıdere) 740 kişiyle birebir görüştü. Fiziksel ve cinsel şiddet, taciz, doğal afetler, kazalar, ağır hastalıklar, ölüm, boşanma, işsizlik gibi travmaların insanlarda nasıl etki bıraktığı ve bunlarla nasıl başa çıkıldığı tüm detaylarıyla araştırıldı.
Buna göre her 100 kişiden 67'si hayatı boyunca en az bir olumsuz olaya maruz kalıyor. Her 100 kişiden 47'si karşılaştığı travmalar nedeniyle dehşete düşüyor, yoğun çaresizlik hissediyor ve büyük korku yaşıyor. En çok etkilenilen travma, bir yakının beklenmedik ölümü, daha sonrasında ise iflas-boşanma gibi olaylar, hayatı tehdit eden ağır hastalıklar ve kazalar geliyor. Ancak aile üyelerinden biri ya da tanınan bir kişi tarafından fiziksel saldırıya maruz kalmak, beklenmedik ölüme, boşanmaya ve iflasa göre kişiyi daha fazla olumsuz etkiliyor, ruhsal iz bırakıyor. Aynı şekilde ciddi bir kaza ve hayatı tehdit eden bir hastalık da benzer etkilere yol açıyor. Bu yüzden her 100 kişiden 11'inde psikolojik sıkıntılardan biri olan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)belirtileri görülüyor.
YAŞAMDAN SOĞUTUYOR
Kişiler TSSB yüzünden, maruz kaldığı olayı yeniden yaşıyormuş gibi hissedip korku ve öfke nöbetleri geçiriyor. Toplumdan ve yaşadığı travmatik olayı hatırlatanlardan uzaklaşıp içine kapanıyor, umutsuzluğa kapılıyor, uyku ve dikkat sorunları yaşıyor, kendisini yabancılaşmış ve bulunduğu ortamdan uzaklaşmış hissediyor. Genç olmak, kadın olmak, düşük eğitim düzeyi, düşük gelir durumu, geçmişte yaşanan ruhsal bir hastalık, içe dönük ve duygusal tutarsızlık kişilik yapısı, TSSB'ye bağlı şikayetlerin dozunda belirleyici faktörler olarak öne çıkıyor. Yrd. Doç. Dr. Ervin Gül, ruhsal travmalara ve etkilerine karşı yeterli çalışma olmadığını, bu nedenle doktora tezinde bu konuyu ele aldığını ifade ederek, "Çeşitli travmatik olayların yaygınlığını, bunların yarattığı psikolojik sıkıntıları ve baş etme yollarını incelemenin yanı sıra yaşanan olumsuz olaylar sonucunda deneyimlenen olumlu psikolojik değişiklikleri de araştırdım. Özellikle problem ve çözüme odaklı başa çıkmanın ve sosyal çevreden gelen desteğin 'travma sonrası gelişim'e yol açtığı görüldü. Bir travmatik olayın, yaşamın değerini, ilişkilerin ve maneviyatın önemini anlamak ve kendini sandığından güçlü hissetmek gibi olumlu dönüşümler de sağladığı tespit edildi. Elde edilen bu verilerin, ülkemizde ruh sağlığı hizmetlerinin planlanmasında ve travma konusunda verilecek eğitim programlarında yol gösterip destek olacağını düşünüyorum" diye konuştu.