14 Ekim 2024 Pazartesi / 11 RebiülAhir 1446

Vicdani retçi Mueller: İsrail Gazze'de bataklığa saplandı

İsrailli vicdani retçi Orion Mueller, Gazze'de açlığın silah olarak kullandığını belirterek, yaşananlara karşı elindeki tek gücün askere katılmamak olduğunu söyledi. Mueller, İsrail'in askeri harekattan öte intikam operasyonu yaptığına işaret ederek, 'İsrail, Gazze'de bataklığa saplandı. Bence orduya katılmakla ilgili tüm sorunlar daha da aşırı hale geldi.' dedi.

AA14 Ekim 2024 Pazartesi 11:08 - Güncelleme:
Vicdani retçi Mueller: İsrail Gazze'de bataklığa saplandı

İsrailli vicdani retçi Orion Mueller, AA muhabirine, İsrail ordusuna katılmadığı için karşılaştığı zorlukları anlattı.

Mueller, İsrail ordusunun Gazze saldırıları sırasında kendisini askere almak istediğini aktararak, "Lise üçüncü sınıfta askere alınma sevk belgem geldi. En başından beri orduya katılmaya hiç niyetim yoktu." dedi.

İsrail'de zorunlu askerlik nedeniyle herkesin belli bir dönem orduya katılmak zorunda kaldığını ve buna itiraz edemediğini dile getiren Mueller, "Liseyi yeni bitirmişseniz, herkesin ya hemen ya da önünde sonunda askere gitmesi bekleniyor. Askere gitmediğinizde orduya katılan arkadaşlarınızla aranızda büyük bir uyumsuzluk oluyor. Çevrenizdeki insanların gözünde kesinlikle farklı bir noktada oluyorsunuz." ifadesini kullandı.

Birçok İsrailli gencin 7 Ekim 2023'teki Gazze saldırılarından sonra orduya katılmayı reddetmeye başladığını kaydeden Mueller, "Yahudi kültürü askerlik hizmetini neredeyse kutsal bir yere koyuyor ve özellikle savaş zamanında savaşmak istemeyenler dışlanıyor. Gençlerin savaşa katılmak istememesi, İsrail içinde hükümeti savaşı durdurmaya zorlamak için sahip olduğumuz en güçlü silahlardan biri." diye konuştu.

Mueller, vicdani retçi olduğu için 30 gün askeri hapishanede kaldığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Askeri hapishane, aslında sizi askeri sisteme hazırlamak ve disipline etmek için gittiğiniz yerdir. Kendinizi bir asker gibi yetiştirmek istiyorsanız orası size çok faydalı olur ama emir komuta zincirinden hoşlanmıyorsanız çok acı çekersiniz. Hapishanede temel problem, her günün aynı olması. Aynı rutinde uyanmak, yemek yemek, ütü yapmak ve bunu hapiste kaldığınız her gün tekrar tekrar yapmak sizi olumsuz etkiler."

- "İSRAİL GAZZE'DE BATAKLIĞA SAPLANDI"

İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze'ye başlattığı saldırılarda sivil kayıpları tamamen göz ardı ettiğini söyleyen Mueller, İsrail ordusunun ileri sürdüğü askeri hedeflerine de ulaşamadığını ifade etti.

Mueller, İsrail'in askeri harekattan öte intikam operasyonu yaptığına işaret ederek, "İsrail, Gazze'de bataklığa saplandı. Bence orduya katılmakla ilgili tüm sorunlar daha da aşırı hale geldi. Batı Şeria'nın askeri işgali, etnik temizlik ve ayrıca tüm Filistin nüfusundan kurtulma çabaları, orduya katılma tercihini çok sorunlu hale getiriyor. Peki İsrail ordusuna katılmak etik midir? Benim cevabım hayır." görüşünü paylaştı.

İsrail'in, Gazze'de açlığı silah olarak kullandığının ve bunun da büyük bir problem olduğunun altını çizen Mueller, bu "insan hakları ihlallerine" ortak olmamanın en iyi yolunun askerliği reddetmek olduğunu vurguladı.

Mueller, İsrail hükümetinin sadece Gazze'de sürdürdüğü "etnik temizlikle" sınırlı kalmayacağını, hükümetin iç politika ve siyasi güç dengesi için de bu savaşı sürdürmek istediğini belirtti.

İsrail hükümetinin sağ siyasi güçlerin fikirleriyle yönetildiğini kaydeden Mueller, "Sonumuzun geldiğini düşünmüyorum. Eğer İsrail'in Lübnan'daki saldırılarını durdurabilirsek Gazze'de de ateşkes konusunda şansımız olabilir. Hükümetin açıklamalarından da anlaşılacağı üzere Gazze ve Lübnan'da bir ateşkes yapmaya niyeti yok." diye konuştu.

Mueller, Gazzelilerin mücadelesini takdir ettiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Her şeyden önce halkım ve ülkem adına özür dilemek istiyorum. Kalbimin derinliklerinde gerçekten üzgün hissediyorum. Umut hakkında bir şey söyleyebilecek durumda olduğumu sanmıyorum. Gazzelilerin topraklarında gerçekleşen dehşet verici askeri harekata karşı verdikleri mücadeleyi gerçekten takdir ediyorum. Bir gün bir arada yaşayabileceğimizi umuyorum. Bence bu röportajı dinleyen ya da okuyan herkes, umut etmeye devam etsin. Tarihin hangi tarafında olmak istemediklerini, ölümün ve acının tarafında mı yoksa barış umudunun tarafında mı olduklarını düşünsünler ve seçtikleri cevabın kendi içlerinde doğru cevap olduğundan emin olsunlar."